10.Bölüm: İZ VE BEDEN

30 7 0
                                    

🎧SAYGRACE - You Don't Own Me ft. G-Eazy

İyi Okumalar... :)

***
Bazı günler havanın kasveti bile huzursuzluk verebiliyordu insana. Ve ardından başına gelen olaylar silsilesi ile altından kalkamayacağın bir boyuta ulaşıyordu bu ruh hali.

Lavabodan çıktığında sanki duvarlar Arya'nın üstüne üstüne geliyordu. Öfkesini, nefretini ve düşüncelerini boşaltmaya ihtiyacı vardı. Ancak şimdi binadan koşarak uzaklaşsa yaptığı tek şey kaçmak olurdu. O zayıf biri olmamıştı, koşullar gereği zayıf olmamaya zorlanmıştı. Dinlenmeden çalışmaya ve yorulmadan savaşmaya devam etmeliydi.

Saçlarını havalandırdı, gömleğini düzeltip omuzlarını dikleştirdi. Derin bir nefesle gücünü topladı ve Poyraz Karan'ın odasına doğru ilerledi.

Kapıyı tıkladı ve gel komutunu net bir şekilde duyduktan sonra içeri girdi. O hatayı bir kez yapardı.

Poyraz masasında yayılmıştı. Üzerine kahve döktüğü adam ise masanın yanındaki koltukta masum ayaklarına yatıp başı eğik bir biçimde oturuyordu. Hala burada ne arıyordu acaba kendisi? Belasını mı?

Arya kapıyı istemeden sertçe kapatırken odanın ortasına doğru yürüdü. Kovulacağını düşünerek "Sizi dinliyorum." Diye varlığını hatırlattı.

Poyraz kafasını Arya'ya doğru kaldırıp onu dikkatlice süzdü. Arya, dik omuzları ve kalkan çenesiyle fazla asi bir görüntü oluşturuyordu.

Poyraz yavaşça ayağa kalktı. Adamın elinden mavi bir dosyayı aldı ve Arya'ya doğru yaklaştı iyice. Ayaklarına az bir mesafe kala durdu.

Uzaktan aralarında çok boy farkı yokmuş gibi görünse de Arya onun gözlerine bakmak için başını biraz yukarı kaldırmak durumunda kaldı.

Dosyayı Arya'ya doğru uzatırken "Kahve dökülen dosya, Arya Hanım. Lütfen yarın mesai bitene kadar dosyadaki bilgileri bilgisayara aktarın." Dedi. Sesi donuk olsa da gözlerindeki intikam parıltıları çok açıktı.

Arya kovulacağını beklerken bu sözler ona tokat gibi inmişti. Kendini çabucak toplayıp "Bilgisayara aktarın derken? Bir kopyası vardır elbet." Dedi ve hafifçe yana eğilip adama öldürecek gibi baktı. "Haksız mıyım beyefendi?!"

Adam yutkunup gözlerini kaçırırken Poyraz "Kopyası yok ve size açıkça bir görev verdim Arya Hanım." Dedi.

Arya sinirli bir şekilde derin bir nefes aldı ve son kez bir öneride bulundu. "Yazıcıdan taratamaz mıyız?"

Bu sırada ağzını hiç açmaması gereken adam laubali bir biçimde konuştu. "Dökülen su değil hanımefendi, kahvenin izi kalır."

Arya "İzi kalacak başka bir şey daha var..." diye başlayıp öne doğru ilerleyecekken Poyraz, Arya'nın kolundan tutup geri yerine geçmesini sağladı. Sert bir sesle emir verecekken kolunu tutuş şekli yüzünden kızın gömleğinin önü hafifçe açılmış ve yoğun kızarıklık göz önüne çıkmıştı. Poyraz kızın boynuna kadar yayılan kızarıklıkla kaşlarını çattı. Arya'dan bakışlarını ayırmadan "Halil, sen çıkabilirsin." Dedi.

Arya'nın kötü bakışları eşliğinde kapıdan çıkan Halil kapıyı yavaşça ardından kapadı. Arya, Halil adını aklına kazıdı.

Kapı kapandıktan sonra odaya sessizlik hâkim oldu. Yere kadar inen büyük camlardan içeriye turuncuya çalan güneş ışıkları giriyordu. Güneşin bu sıcak tonları Poyraz'ın kuzguni saçlarını bir ton daha açık gösterirken Arya'nın ise yüzüne değiyor ve saçlarının ön kısmının kızıl gibi görünmesini sağlıyordu.

LAVİNİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin