6.Bölüm: ANLAŞMA

72 9 11
                                    


6.Bölüm: ANLAŞMA
İyi Okumalar... :)

***
Kırmızı...
Ellerine değen ve yatağa dökülen ihtişamlı renk. Parmaklarını birbirine sürttüğünde kaygan bir yumuşaklık hissetti. Dudakları kıvrıldı. "Güzel." Dedi.

Ve kan kırmızı saten elbiseyi yatağa geri bırakıp maskeyi aldı. Sivri uçları parmaklarına değerken Arya koyu kırmızı maskeyi de inceleyip Toprak'a döndü. "Renk seçiminin nedenini sormayacağım."

Toprak "Baloda olur da birini öldüresiye yumruklarsan üzerinde kan rengi belli olmasın diye." Demek istese de kırmızıyı seçmesinin asıl nedeni bu değildi. Ellerinde sıktığı telefon canını yakarken dudaklarını araladı. "Adamın son attığı mesaj çok açık." Dedi.

Arya da adamın dakikalar öncesinde attığı mesajla neyi ima ettiğini çok iyi anlamıştı. Yüzünü buruştururken maskeyi sinirle yatağa bırakıp dişlerini sıktı. Her sakin kalma çabasında etraftaki gereksizlikler bir akbaba misali tepesine üşüşüyor ve başarıyla yatıştırdığı öfkesini çok daha büyük bir kaosla gün yüzüne taşıyorlardı.

Toprak, Arya'nın gerildiğini fark etmeden dalgınca düşüncelerini dile getirdi. "Tüm ilginin senin üstünde olmasını istiyor. Özellikle Poyraz Karan'ın ilgisinin..."

Arya'nın alev alev yanmaya başlayan öfkeli bakışlarından bihaber olan Toprak sitemkâr konuşmasını sürdürdü. "Karan'ın önüne yem olarak attığını falan mı düşünüyor seni? Sanki bilmiyor, ondan ne kadar çok nefret ettiğini ve gördüğün anda onu öldürmek..." Ve sonunda Toprak kafasını kaldırdığında Arya'yı gördü. Ve kelimeleri sessizliğe boğuldu.

Odadaki boğucu hava, kendini güçlü sanan aptal bir adamın tehdidine karşı koyamadığı için sinirden deliye dönen kadının öfkesiyle sarmalandı.

Arya, dişleri arasından derin nefesler alırken kendine, kabullenişinin nedenini hatırlattı. Bu, onu bir nebze de olsa sakinleştirirken en sonunda Toprak'a çevirebildi bakışlarını. İçindeki öfke daha kontrollü bir düzeydeydi şimdi. Arya dudaklarını aralarken sözcükleri, yakarak geçti havayı. "O adam, ateşle oynadığını yakında fark edecek Toprak. Tıpkı Poyraz Karan'ın her bir hücresinde bunu hissedeceği gibi!"

Toprak, baktığı öfkeli bakışların arkasında yanan kız çocuğunu gördü yine. O adamları yakabilmek için Arya kendi bedenini, ruhunu ateşe veriyordu.

Herkesin bildiği ancak dile getirmediği bir gerçek vardı: Bu intikamın sonunda Arya asla istediğini elde edemeyecekti. Kaybetmeye mahkumdu çünkü onun yenilgisi ölümeydi. Yakılmış bedenlerden hiçbiri, hiçbir galibiyeti, ailesini geri getirmeyecekti.

Onlara değen ateşin senin teninden çıkmadığına emin ol. Diye geçirdi içinden Toprak. Çünkü ayaklarının önüne yığdığı her ölü beden Arya'dan bir şeyler alıp götürüyordu. Ve Arya'nın bu güçlü maskesinin altında kıvranıp yangından kaçmaya çalışan kız çocuğunu sadece Toprak görüyordu.

Toprak'ın sessizleştiğini fark eden Arya derin bir nefes aldı. Hiddeti, gözlerinden ve yüzünden çekildi. Gün yüzüne çıkacağı bir sonraki ana kadar gizlendi.

"Ben çıkayım. Sen giyin." Dedi Toprak sessizliği bozarak. Ve odada Arya'yı yalnız bırakarak kapıyı arkasından çekti.

Arya elbiseyi tekrar elleri arasına aldı. Canının ne kadar çok yandığının bir önemi yoktu artık. Ruhunun gerçek yıkımı hissetmesi ona fiziksel acının sadece bedene ait bir his olduğunu çok daha iyi anlatmıştı. Şimdi kanamayı sorun etmiyordu. Kanadıkça daha kolay kanatabilmeyi öğrenmişti.

LAVİNİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin