8.Bölüm: KARAN

68 7 0
                                    

8.Bölüm: KARAN

🎧 Ruelle – Bad Dream

***

Arya oturduğu aptal kafeterya sandalyesinde insanların saf hareketlerini seyretmekten başka bir şey yapmıyordu.

Gözlerini devirerek kafeterya masasında ritim tutmaya başladı. Masadan çıkan seslerdeki gerginlik somutlaşmış, gürültülü kafeteryada sadece Arya'ya ulaşmıştı. Bu durum onun daha çok gerilmesine neden oluyordu. Bu kadar insan ona çok fazlaydı. Hele de insanlardan nefret ettiğini hesaba katarsak...

Kafeteryada asılı olan saate baktı. Daha fazla bekleyemeyeceğini anlamıştı. Onun da bir sınırı vardı elbet. Bitiremediği kahvesini alıp sandalyeden kalktı.

Kahveyle ilgilenirken bakmadan arkasını döndü. Hızlı dönüşü sonucunda biriyle çarpıştı. Karşısındaki adamın bembeyaz gömleğine dökülen kahve içler acısıydı.

Arya sabahtan beri bu kafeteryada oturuyordu. İşe alınmıştı alınmasına ancak buraya göre daha sessiz ve huzurlu görünen yukarı kata çıkmasına izin verilmemişti. İnsan kaynaklarındaki kadın Poyraz Bey'i karşılamasının ve ona kendini tanıtmasının daha iyi olacağını söylemişti. Poyraz Bey hazretlerinin sabah değil öğleden sonra teşrif edeceklerini üç saat kafeteryada oturduktan sonra öğrenmişti.

Bu nedenle hem bekleme zorunluluğuna hem de beklediği adama öfkeliydi. Beklediği yerse tam anlamıyla ses çöplüğüydü. Bu insanlar bu kadar gürültüyü nerelerinden çıkarıyorlardı acaba?

Öfkeden kime çarptığını umursamamıştı bile.

Halbuki kahvenin desenler yaparak yayıldığı gömleğin sahibi Arya'yı bizzat ilgilendiren yaralı ve öfkeli adamın ta kendisiydi: Poyraz Karan.

Arya dalgındı, sinirliydi ve yorgundu. Dökülen kahveyi düşünememişti bile. Oradan gideceği sırada koluna mengene misali kapanan demir ellerle ileri gidemeyip sendeledi. Bu sahne fazlasıyla tanıdıktı. Geçenkinin sonu pek iyi bitmemişti.

Her zamanki öfkesini dizginlemeye çalışarak önce kolunu sıkan uzun ince parmaklı ellere sonra da elin sahibine baktı. Genzini temizleyip gözlerini kırpıştırdı.

İkisi de birbirinin yüzünü maskesiz olarak ilk kez görüyorlardı. Öfkelerine rağmen ikisinde de anlık bir şaşkınlık ve ardından gelen farkındalık vardı.

Siyah gözler, Arya'nın gözlerine delercesine baktı. "Özür dile." Pürüzsüz soğuk sesi gürültülü kafeteryayı bir anda ölümcül bir sessizliğe boğdu. Anlaşılan birileri balo salonunun ortasında tek başına bırakılmayı kendine yedirememişti. Poyraz gerçekten öfkeli görünüyordu. Ancak bu öfkeye rağmen Arya'nın işe alınmasını bizzat kendisi istemişti. Onu balo salonunda dansıyla büyüleyen gizemli kızın adını öğrenmişti önce. Ardından kızın kendi şirketine yaptığı başvuruyu hayatın tatlı bir tesadüfü olarak görmüştü. Arya'nın baloda onu gerçekten etkilediği aşikârdı.

Ne yazık ki şimdi ikisi de o balo salonundaki zoraki narin insanlar değillerdi. İkisinin de gözlerini hiddet bürümüştü. Arya o gece sözünü tutmuş ve Poyraz Karan'a zarar vermemişti. Tabi erkeklik gururunu saymazsak...

Ama şimdi kolunu bu derece sıkıyor oluşu sabrını zorluyordu. Halbuki kahvenin dökülme sebebi Poyraz'ın ta kendisiydi. Arya suçlu olmadığı bir şey yüzünden özür dilemeyecekti. "Sakin ol, sakin!" Diye geçirdi içinden. Sakin kalmaya çalışarak derin bir nefes aldı. Bakışlarını onun yüzünden çekip kolunu sıkan parmaklarına çevirdi. Onun sesindeki soğukluğu aratmayacak bir şekilde karşılık verdi. "Elinizi çekin, lütfen."

LAVİNİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin