7.Bölüm: MASKE

70 9 18
                                    

Okurken dinleyin. ;) Jazmine Sullivan - Bust Your Windows (Tango) 🎧

***
*Arya*

Arabayı durdurduğumda görevli yanıma gelip kapımı açtı.

Ateş'in yanından ayrılmadan önce söylediği kelimeleri aklıma getirdim. "Sen o adamı parmağında oynatabilecek kadar zeki bir kadınsın. Nefret edebilirsin ama sadece bir geceliğine onu öldürmeyi değil kendine hayran bırakmayı düşün. "

Yüzüme kırmızı maskemi yerleştirirken kapıyı açan görevliye kendimi zorlayarak gülümsedim. Bu dudakların nazikçe, şefkatle ya da minnetle bükülmesinin üstünden epey zaman geçmişti. Mermerden oyulmuş bir heykelin içinden sıcak bir gülümseme çıkması, heykeli şaşırtmıştı doğrusu.

Narin olduğunu umduğum tebessümüm ve hafif baş eğmemle görevlinin gözlerinin içi parladı ve o da aynı şekilde tebessüm ederek başını saygıyla eğdi. Arabamı görevliye teslim edip balonun yapılacağı salona ilerlerken rüzgarla uçları dalgalanan ve her adımımda bacağımı açıkta bırakan kırmızı elbisemle adeta çevremde parlak kıvılcımlar taşıyor gibiydim.

Topuklu ayakkabılarımdan çıkan ses kulağıma geldikçe gülümsemem zorakilikten doğallığa doğru evriliyordu. Kafamı kaldırıp ışıklandırılmış büyük binaya baktım. İçimde, epeyce derinlerde gömülü küçük kız çocuğu ışıklandırmalara ve binanın dışında sohbet eden maskelerle gizlenmiş insanlara gülümseyerek bakıyordu. Onun sesini uzun süredir duymadığım için bu saf mutluluğu yanlış yorumlamış ve hissettiğimin intikamıma doğru yürümemden kaynaklı bir enerji olduğunu sanmıştım.

Kısa sürelik deneyimlerime dayanarak söyleyebilirdim ki Ateş disiplinli, planlı ve tedbirli bir adamdı. Adımı, balodaki özel davetliler listesine ekletmişti. Hatta yardımcı asistan arayışları için yalanlarla süslediği kusursuz bir dosyayı çoktan Karan holdinge yolladığına da emindim. Hala güven telkin etmese de kusur ve pürüzleri ortadan kolayca kaldırdığı da bir gerçekti.

İçeriye girerken ardı ardına iki derin nefes aldım. Az sonra Poyraz Karan'la karşılaşırsak onu kırmızı ojeli uzun parmaklarımla boğmamak için bu iki derin nefese kesinlikle ihtiyacım vardı.
Ve belki de daha fazlasına...
Mesela öfkemi ve nefretimi yatıştıracak gerçek bir içeceğe...

İleride küçük tepsisinde şampanya kadehleri taşıyan garsonu gözüme kestirirken çalan müzikte dans eden çiftlerden olabildiğince uzak yürümeye çalışıyordum. Bazı insanlarda ritim, müzik uyumu ve koordinasyon olmadığını bu çiftler çok güzel kanıtlıyordu.

Gözlerimi devirirken büyük salonda hızlı ve narin adımlarla arkaya, ayakta durulan ve dans edilmeyen tarafa doğru geçtim.

Garsondan şampanya bardağını alırken yüzüme yine ikinci maskem olan zoraki gülümsememi yapıştırdım. Yapaylıktan nefret ederken şimdi bu maskeyi sürekli takıyor olmak midemi bulandırıyordu.

Sinirle şampanyamdan yudum alırken gözlerim biraz ileride kendinden uzun topuklusuyla dolaşan bir kıza takıldı. Tamamen tesadüfen gördüğüm bu kızın ayağını burkuşuna saniye saniye tanık olmuştum. Kızın oflaya puflaya bileğini ovmaya başlamasıyla yüzümü buruştururken kadehimi dudaklarımdan çektim. Yeni fark ettiğim yanımdaki şık giyimli uzun boylu adam da tıpkı benim gibi olanları görmüş ve tepki olarak iğneleyici bir ses tonuyla "Ah zavallım." demişti.

Ayağı burkulan kızın yanında ona bakan, kızın yaşlarında bir genç çocuk daha vardı. Bizim aksimize o, kızın çok yakınındaydı ve yüzünü buruşturarak değil kaşlarını çatarak kıza bakıyordu. Çocuğun onu süzdüğünü fark edince kız, en aciz silahını kullanarak gözlerini doldurmuş, ıslak kirpiklerinin altından ona bakarak sessiz yardım çağrısında bulunmaya başlamıştı.

LAVİNİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin