11.Bölüm: KIRIK YANSIMA

43 6 0
                                    

🎧 Bahari - Savage

***

Sakin bir müzik eşliğinde gecenin karanlığını bozan ışıklı yollarda araba sürmeye devam ettim.

Eve vardığımda duşa girmek için üzerimdekileri çıkarıp bir kenara koydum. Sıcak bir duş belki yorgunluğumu ve ağrılarımı geçirebilirdi.

Tam o sırada odadaki sessizliği bir mesaj sesi bozdu. Telefona duştan çıkınca bakmaya karar verdim. Mesajın kimden geldiğini tahmin etmek zor değildi.

Duş biraz olsun kendime gelmemi sağlamıştı. Havluyla saçımın ıslağını aldım. Beyaz dar kotu ve siyah balıkçı yaka kazağımı üstüme geçirdim. Saçlarımı kurutup açık bıraktım.

Ardından odamda ayna olmadığı için koridora çıkıp dolaplardan birine koyduğum küçük aynayı kullandım. Siyah ağırlıklı bir göz makyajı yaptım ve dudaklarıma nude tonlarında bir ruj sürdüm. Yüzümü detaylıca incelemeyi reddedip hızlıca odama geri döndüm.

En sonunda telefondaki mesaja baktım. "Gideceğin barın adresi. Burada Can Keskin adında birini bulmanı ve onu biraz hırpalamanı istiyorum. Bana karşı çıkanın sonunun ne olacağını hatırlat ona. :)" Mesajın sonuna koyduğu gülücüğe göz devirdim.

Siyah dize kadar çekilen uzun topuklu çizmeleri giydim ve üstüme deri ceketimi geçirdim. Derin derin nefes alarak kendimi gevşetmeye çalışırken arabaya bindim.

Adrese kısa sürede ulaşmıştım. Arabayı boş bulduğum bir yere park edip aşağı indim. Yürürken karanlık sokakta kendi topuklularımın hoş sesini dinledim.

Barın gürültülü müziği kulaklarıma baskı yaparken bahsettiği bara geldiğimi anladım. Ellerimi deri ceketin ceplerine sokarken yüzümü buruşturdum. Bu gecenin bir an önce bitmesini diledim, ruhum bu gürültü için fazla yorgun ve yaşlıydı.

Girişte sorun çıkmadan içeri girdiğimde çevreye bakındım boş boş. İçerisi o kadar kalabalıktı ki Can'ı aramak samanlıkta iğne aramaktan daha zor olacaktı. Zaten daha kim olduğunu bile bilmiyordum. 

İçecek almak için ilerlerken gördüğüm şeyle donakaldım. En köşedeki koltuklarda Poyraz Karan yayılarak oturmuş içkisini yudumluyordu. "S.ktir!" diye sessizce küfredip hızla arkamı döndüm ve bar taburelerine oturdum. Ne işi vardı bunun burada?

Dişlerimi gıcırdatıp telefonumu çıkardım. Arkama hızlı bir bakış attım. Poyraz elindeki telefonla ilgilenirken bir yandan da içkisini yudumluyordu. Tamamen umursamaz görünüyordu. Bu iyiydi.

"Poyraz Karan burda!" diye mesaj yazıp gönderdim.

Birkaç dakika geçmedi ki cevap geldi. "Mümkün. Can denen herif onun arkadaşı sonuçta."  Adamdaki şu rahatlık beni çileden çıkarabilirdi.  

"Bunu bana söyleme gereği duymaman için güzel bir nedenin vardır umarım?" Cevabı beklemeden hızlı parmaklarım yine sitemkârca tuşlara bastı. "Onu iş yerinde bile görmeye tahammülümün olmadığını biliyorsun. Salih yerine onun katili mi olmamı istiyorsun?!"

Mesajı okurken yeni küfürler icat ediyordum. "Sakin ol ufaklık, kimse katil olmayacak. En azından şimdilik... Çünkü sen kimseye yakalanmadan bana Can denen o p.çi bulacaksın!"

Elimdeki telefonu kıracak güçte olsaydım o metal parçası şimdiye ezilmiş, tozlarıysa havaya karışmış olurdu. Ancak gücüm sadece elimi acıtmama sebep olmuştu. Gözlerimin önünde beliren öfke dumanları sakin kalmama hiç yardımcı olmuyordu.

LAVİNİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin