Kyungsoo kucağındaki çocuğun saçlarını okşuyorken filmde geçen sahneye yüzünü buruşturdu. Gördüğü şey fazlasıyla utanç vericiydi ve birilerinin adına utanmaktan nefret ederdi. Klasik romantik komedilerden birini izlemenin elbette bazı acı verici yanları olabiliyordu. Solundaki patlamış mısıra uzanıp iki tane kendi ağzına attı, iki tane de Jongin'e uzattı.
Esmer çocuk ekrandan gözünü ayırmamaya çalışırken mısırları almakta zorlanmıştı ancak biraz da sevgilisinin parmaklarını emerek halletti işini. Kyungsoo'nun titrek bir nefes alışını hissettiğini gülümseyip yan bakışlarla yukarı çevirdi gözlerini. Bir sanat eseri gibi görünen suratından geçen minik titremenin etkisi hala sürüyor gibiydi ki çok geçmeden Kyungsoo'nun gözleri de onunla buluşmuştu.
"Film bitsin bari."
"Ben bir şey yapmadım ki!"
İkisi de istemsizce gülerken Kyungsoo aşağı eğiilip Jongin'in dudaklarına minik bir öpücük kondurdu. Birlikte yaşamaya başlayalı neredeyse iki hafta olmuştu. Esmer dansçı hiç vakit kaybetmek istemediğinden yanına taşınmasını teklif etmilşti. Kyungsoo'nun da hiç içinden gelmemişti onu reddetmek. Kirayı boşa ödemiş olmamak için ayın bitmesini beklediler ve sonrasında eşyalarını tek tek taşıdılar, en azından almak istediklerini.
Birkaç dolap, Jongin'inkinden kat be kat daha iyi bir fırın ve çamaşır makinesi ve salon için iki koltuk daha. Böylesine kolay bir şekilde aynı evi paylaşmaya başlamışlardı. Henüz ikisinin ailesinin de haberi yoktu, kimseye danışmamış ya da sormamışlardı. Hatta Taemin geçen hafta elinde içkilerle kapılarına dayandığında öğrenmişti.
Birbirlerine çok geç kavuşmalarındandı belki ya da ilişkilerinin onaylanmayacaklarına inandıklarından ancak Kyungsoo ve Jongin bunu sır gibi tutmak adına kendilerince bir yemin etmiş gibilerdi.
"Yarın ne yapmayı planlıyorsun?" Jenerik akarken bacaklarına koyduğu başını ona doğru çevirdi Jongin.
"Bence finale kadar açıklamanın bir anlamı yok. Yoksa bizden şüphelenbilirler."
"İki rakibin sevgili olmasıyla ilgili neyden şüphelenecekler?"
"İnsanların her düşüncesinin sebebini çözebilsem burada oturuyor olmazdım. İnsanlar her şeyi düşünebilir, her türlü iftiraya maruz kalabiliriz. Senin kariyerini riske atamam."
Kyungsoo'nun yüzündeki ciddi ifade içini gıdıklamıştı küçüğün. Onu koruyor ve düşünüyor olması şu hayatta en çok hoşuna giden şeydi. Hızla yattığı yerden kalkıp sevgilisinin pürüzsüz tombul yanaklarına öpücükler kondurdu.
"Ciddiyken bile çok şirinsin Kyungie."
Aldığı ters bakış hafifçe tırmasına sebep olsa da bu ona olan sevgisini katlıyordu sadece. Gece yataklarında da bunu gösterme imkanını çok daha fazla bulabilmişti. Bu sefer bambaşka bakışlarla karşılaşmıştı ama.
***
"Birlikte olduklarına inanamıyorum." Jun elindeki kahve bardağını masaya bırakıp dönen sandalyelerinden birine oturdu. Uzun ve birçok anıya sahip bu masada oturmayı yakın zamanda keseceklerini düşünmek canını sıksa da mutluluğuna gölge düşüremezdi. Aylardır üzerinde çalıştıkları vaka neredeyse sona ermek üzereydi ve melekler kazanmıştı!
Zorlu bir mücadele olmuştu onlar için. Çoğu kez son anda ettikleri müdahaleler, yaptıkları fedakarlıklar ve başlarının belalara girmesinin üzerinden edindikleri bu zaferin tadı çok tatlı geliyordu. Göğsündeki rahatlama hissi bir müddet geçmeyecekti, emindi buna. Yüzündeki gülümsemenin de kaybolmayacağı kesindi. Artık rahat bir nefes alabilirlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pygmalion // kji
FanfictionBir aşk gerçekten de yoktan var edebilir mi birini? Pygmailon'un aşkı mıydı sevdiğini gerçek yapan? Bunun Jongin'le ne ilgisi var? Watty's Yarı Finalisti!