wind flower

111 19 116
                                    

*Karne hediyeniz geldiii~*

Jongin mesajını bitirip yolladıktan sonra otobüsün düğmesine bastı ve inmek için orta kapıda bekledi. Kai'yi tamire vermişti. Güzel arabasının bakım zamanı gelmişti de geçiyordu bile. Bir haftalığına otobüsle gitmek zorundaydı lakin son iki günü kaldığından dayanmak daha kolaydı. İşe gitmek dışında bir zorluk yoktu zaten. Eğer eğlenmeye gidecekse Taemin onu alıyordu evinden.

Geçen zamanda sevgilisini bulmada başarısızlık yaşasa da en azından Moonkyu ile Taemin'i arkadaş edebilmişti. İkisinin arasından su sızmıyordu ki bu biraz da olsa kıskanmasına sebep oluyordu. Kendisini bile dışlandıklarını düşünüyordu kimi zaman. Yine de üçünün birlikte geçirdiği vakitler cenetten birer parça gibiydi. Jongin'in kurak hayatını suluyordu.

Tek elini telefonuyla beraber cebine sokup sıcağın gülümsediği sokaklarda yürümeye başladı. İşe başlayalı iki ay olmuştu ve maaşında şimdiden artış vardı. Yeni öğrencilerin gelmesiyle birlikte dans kursunun popülerliği artmıştı. Patronları bunda Jongin ve Moonkyu'nun payının farkındaydı. Bu nedenle zam yapmaktan çekinmemişti.

Kaderin yüzüne güldüğünü düşündüğü her an hala bulamadığı sevgilisi geliyordu aklına. Ona yardımcı olması gereken meleklerin neler yaptığını merak etmeden de edemiyordu. Luhan'ın bir şekilde karşısına engel çıkardığının farkındaydı. Kaderinin ondan bu denli uzak durmasının başka bir sebebi olamazdı. Ancak yardımcı olan kimseyi de hissetmiyordu.

O sırada Yixing gülümseyerek onu uzaktan izliyor ve saatini kontrol ediyordu. Jongin'in hiçbir şeyden haberinin olmaması planlarını daha da gerçekçi ve işler kılıyordu. Haftalardır üzerinde uğraştıkları şey yakında gerçekleşmek üzereydi. O, bankta oturup esmer çocuğu izlerken Jun pamuk şekerle belirmişti yanında. Göz ucuyla ona baktı. Kendisine de teklif etmesini bekliyordu. Aslında istese direk vereceğinden emin olsa da nedense bu aralar Jun ile konuşmak ona zor geliyordu.

Eskiden beri tanışırlardı ancak hiç beraber çalışmamışlardı. İşlerinde genel olarak başarılı bir istatistiği vardı diğerinin. Çok methini duymuştu Yixing. Bu yüzden belki de ciddi birini beklemiş lakin beklediğini bulamamıştı. Junmyeon çocuk gibiydi. Her ne kadar plan kurma ve yönetmede gerçekten iyi olsa da aptalca şakaları, yemek düşkünlüğü, sürekli hareketen eden bir yapısı vardı. Kıçı durmuyordu bir türlü.

"Sen de ister misin?"

Yixing yine de şikayetçi olduğunu söyleyemezdi. Kendisini en güvende hissettiği yerlerden biriydi onun yanı. Soğuk gecelerde beraber çalışmış, sıcak günlerde beraber dinlenmişlerdi. Her zaman orada olduğunu bildiği bir omuzdu artık Yixing için Junmyeon. Elbette kendisinin bundan haberi yoktu. Olsaydı ne tepki verirdi bilmiyordu. Belki de abarttığını ya da çok fazla anlam yüklediğini söylerdi. Duyabileceği şeyler onu korkuttuğundan hiç açmıyordu konusunu.

Jongin dersin bitiminde eline çayını alarak kafeteryaya oturmuştu. Vücudunun rahatlamaya ihtiyacı vardı ve bitki çayı ona en iyi gelebilecek şeylerden biriydi. Bir yudum alıp keyifle gözlerini kapadığında aniden omuzlarında birinin parmaklarını hissetmişti. Yavaşça ona masaj yapan ellerin kime ait olduğunu biliyordu. Rahatlamayla gerilen vücudunu serbest bıraktı. Yaz gününde soğuk bir duş almak kadar ferahlatıcı bir histi bu.

Birkaç saniye sonra saçını karıştıran ellerle kaşları çatıldı. Moonkyu tam karşısına oturmuştu ve yüzünde sinir bozucu bir sırıtış vardı. Yaklaşık yarım saat uğraştığı saçlarının bozulması az önceki keyifli hissin yok olmasına sebep olmuştu ki Moonkyu'nun amacı da tam bu gibi duruyordu. Onun sinirli ifadesine dil çıkarmasından belliydi.

pygmalion // kjiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin