Where R You?

123 19 97
                                    

Sehun elindeki telefonla Yixing'i ararken Junmyeon etrafta gezinip kravatını gevşetiyordu. Sıkıntılı yüz ifadesi gittikçe daha da belirginleşen çizgilerinin üzerinde kıvrılmıştı. Elini alnına koymuş kaşıyıp duruyordu dakikalardır kaşınmayan bir yeri. Sehun ise o sırada hala ulaşamadığı Yixing hakkında bilgi almaya çalışıyordu.

Dördünce arayışında açılan telefonla birlikte rahatladı. En azından iletişim kurabilecekti. "Neden açmıyorsun telefonunu?"

"Çünkü merkeze gelmekle meşgulüm." Nefes nefese ve hararetli geliyordu sesi genç adamın. "İlk otobüse bindim. Durumlar nasıl?"

"Biz ofisteyiz. Dışarı çıkmaya henüz cesaretimiz yok."

Yixing dünyadan Araf'a doğru gelen otobüslerden birine binmişken alnını cama yaslamış bulutların üstünden bakıyordu yer yüzünde hiçbir şey bilmeden yaşayan insanlara. Her biri öyle cahil ve bilgisizdi ki gerçekler hakkında, eğer en ufak bir şey bilselerdi arkalarına bakmadan terk ederlerdi bu evreni.

Sehun konuşmaya devam edecekken elinden alınan telefonla şaşkına dönmüştü. Tam itiraz edecekti ki kendi sesinden daha da endişeli bir ses böldü onu.

"Otobüs bulabildin mi? Doluluk durumu nasıl?"

"Full. Herkes alarm halinde. Tüm melekler ve şeytanlar Araf'a dönmeye çalışıyor." Yixing bir an durakladı. Jun onun ne demek üzere olduğunu biliyordu. Tekleyen nefesinden belliydi.

"Sorabilirsin."

"Luhan ne durumda?"

İşte bu soru aslında tüm sorunun kaynağını oluşturuyordu. Luhan'ın ne durumda olduğuna dair en ufak fikirleri yoktu. Çünkü tüm bu karmaşıklığın sorumlusu oydu.

Açıklamak gerekirse Luhan bir isyan başlamıştı. Hem de kendi safında olan bütün şeytanlarla birlikte.

Kyungsoo ve Jongin iyi anlaşmaya başladığında yenileceğine dair birtakım düşünceleri oluşmuş ve melek takımının hile yaptığı iftirasını atmıştı. Halbuki başından beri adil bir şekilde oynamayan oydu. Jongin'in karşısına çıkaracak yeni bir rakip bulamadığında o da başka yerlerde karışıklık çıkarma kararı almıştı. Şimdi onun tarafını tutan şeytanlar, tutmayanlar ve melekler Araf'ta toplanmış olası bir savaşı bekliyordu.

Bazı şeytanlar Luhan'ın saldırmayacağına inanıyordu ancak melekler onlara saf olmamalarına dair uyarıda bulundu. Luhan gözü dönmüş bir şeytandı ve onu yolundan döndürebilecek hiçbir şey yoktu.

Yixing yaklaşık yarım saat sonra içeri girdiğinde ceketi buruşmuş, gömleği pantolonunun içinden çıkmıştı. Tam anlamıyla bir kaosun içinden çıkmış gibiydi. Diğerleri ona neden geç kaldığını sorma cesaretinde bulunamamıştı. Junmyeon ona bir bardak su doldururken Sehun sandalye çekti. İsyan çıktığı sırada ikisi ofiste çalışırken Yixing görev başındaydı.

Ne yapacaklarını düşündüler bir müddet. Durum fazlasıyla karmaşıktı ve Luhan'ı ikna etmenin bir yolunu düşünmek onunla savaşmayı düşünmekten çok daha zordu. Açıkçası kendileri de dahil birçok kişi ondan korkuyordu çünkü gözü döndüğünde kimseyi görmeyen bir şeytandı o. Mavi odanın içindeki kırmızı ışık, bulutsuz gökyüzündeki yakıcı güneşti.

Ayrıca kimse nerede olduğunu da bilmiyordu. Kendi için yarattığı üssü bulamıyorlardı. Konuşmak için bile fazla ulaşılmaz bir adamdı. Sehun düşündükçe kafayı yiyecek gibi hissediyordu. Son zamanlarda onunla en çok vakit geçiren kişi kendisiydi ve aralarında bir bağın oluştuğuna inanıyordu. Elbette bir şeytandan melek olmasını bekleyemezdiniz, hele ki Luhan'dan.

pygmalion // kjiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin