Jongin aylar sonra bir dans kursu tarafından kabul edildiğini duyduğunda hayallerinin gerçekleşmeye başladığını hissetmişti. Sonunda bazı şeyleri başarmaya başlamış, kendi kendine ayakta durabileceğine dair inancı gelmişti. Belki bu şekilde sevgilisini de bulurdu. Ona olan özlemi en çok da güzel haberleri paylaşamadığı zaman depreşiyordu. Hayatının en zor ve atlatması en sıkıntılı dönemlerini onunla paylaşmışken beraber gülebileceği şeylerde olmaması...
Gözünden akan bir damla yaşı silip Kai'yi park etti kursun önüne. Bugün ilk günüydü. İşleri batırmamalıydı. Kendisine giyecekleri, ayakkabısı, suluk ve havlu için bir çanta hazırlamıştı. Bale dersleri verebilmesi için çok daha tecrübe gerektiğinden ilk olarak şansını hip hop'ta deneme kararı almıştı. Zaten kabul edilebildiği tek alan da bu olduğu için şansını fazla zorlamak istemedi.
Taemin'e ne kadar heyecanlı olduğuna dair bir mesaj attıktan sonra içeri girdi. Yüzüne çarpan klimanın havası ona o günkü kavganın serin esintisini hatırlatmıştı. Arkadaşıyla aralarındaki ilişki düşündüğü yerden çok farklı bir yöne doğru ilerlemişti hatta artık çok daha dostane bir haldelerdi. Flörtöz şeyler asla dönmüyordu aralarında ve Jongin inanılmaz rahat hissediyordu. Bazı şeylerin yükünden kurtulmuş olmak, kafasında oturtmuş olmak ilerlemesini kolaylaştırıyordu.
Daha deneyimli hocalardan biri onu danışmada görüp odasını gösterdi. Ardından giyinme kabinlerinin olduğu tarafı işaret edip giyinmesi için zaman tanıdıktan sonra sınıfları gezdirmişti. 2 hip hop 3 salsa ve 1 cha cha cha sınıfı vardı şimdilik. Henüz yeni açıldıkları için pek müşterileri yoktu ki Jongin alınmasındaki en büyük faktörün eksik kadro olduğunu anlamıştı. Şansı yaver gittiği için sevinmekten başka bir şey yapamazdı.
Diğer hip hop hocasıyla tanışıp farklı şeyler öğretmemek için konuşmak istiyordu lakin kendisinin ilk gününde adamın olmayışı biraz kötü olmuştu. Yine de moralini bozmak istemedi. İlk günü tanışma ve ısınma hareketleriyle geçirebilirdi. Zaten ilk dersten bir şeyler öğretmeyi amaçlamak yanlış bir yaklaşımdı. Hocalarından hep gördüğü buydu.
Yeni aldığı spor ayakkabıları ayağını sıkarken eskittiklerini giyip giymeme konusunda tereddüte düşmüştü. Güzel bir izlenim vermek istemişti ilk seferde lakin bunlarla dans edip edilemeyeceği tartışılırdı. Giyeli ikiden fazla sefer olmamıştı ve henüz açılmadıklarından yanları feci derecede sıkıyodu. Bozuntuya vermeden odaları gezip kendini bekleyen birkaç öğrencisinin yanına gitti. Hoca onu tanıtmak için peşinden gelmişti.
"Merhabalar kızlar, bu Jongin. Yeni hocanız."
Yaşları Jongin'e göre küçük ve körpe denilebilecek kızlar yüzlerindeki heyecan dolu ifadeyle ona bakmışlardı. Onlardaki dans tutkusunun yalnızca bir heves olduğunu görebiliyordu. Bu yaştaki herkes böyleydi neredeyse. Kendi gittiği dans kurslarında da aynısıyla karşılaşmıştı. Sınıfı yirmi kişilik olduğu halde dansı mesleğe dönüştüren yalnızca kendisi vardı.
Ayrıca ellerinde tuttukları telefonlar, gezindikleri Insta ve ne pratik ne de ısınma yapışları, onların niyetini epey açık ediyordu. Onları anlayabildiği -özellikle daha fazla yargılamak istemediği- için aklındaki düşüncelere bir dur dedi esmer çocuk. Elini uzatıp her biriyle tanıştı. Kendisinden en az yirmi santim kısalardı. Üç kızın biri saçlarını iki yandan toplayıp topuz yapmıştı ve bu ona tatlı, yumuşak bir görüntü vermişti. Diğeri at kuyruğu yapmıştı tepeden ki bu onu çok daha olgun göstermişti. Sonuncunun saçları açıktı ve rahat bir hava vermişti ona.
Jongin üçünden de iyi enerji aldığını hissettiğinde yüzü aydınlanmıştı. Kendine olan güveni ise kızların ona attığı beğeni ve merak dolu bakışlardan kaynaklanıyordu. Bunun hoşuna gitmediğini söyleyemezdi. At kuyruklu olan derse maksimum beş altı kişinin daha katılabileceğini eklemişti. Her tarafı cam dolu olan bu odanın asla tüm potansiyelini içermediği detayını da es geçmeden tabii.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pygmalion // kji
FanfictionBir aşk gerçekten de yoktan var edebilir mi birini? Pygmailon'un aşkı mıydı sevdiğini gerçek yapan? Bunun Jongin'le ne ilgisi var? Watty's Yarı Finalisti!