Elimdeki badem poşeti ile okula doğru ilerliyordum. Her sabah bir paket badem ve acı kahve alıırdım. Bana uğur getireceğine inanıyordum.
Bunu en çok sınav haftası yapardım. Benim için uğursuz sayılabilecek şeyler vardı. Bu uğursuzluklar sınavlarda başarısız olmamı sağlıyordu. Mesela sınav haftası çikolata yemek.
Bademleri ağzıma usul usul atarken, arkamdan gelen koşma seslerini duyuyordum.
"Jen günaydın güzelim." diyerek omzuma kolunu attı birden. "Günaydın Tae." dedim.
Çok flörtöz olduğundan bana ve diğer tüm kızlara yaklaşımı bu şekildeydi: " güzelim, prensesim, balım..." alışık olduğumdan ona sert bir tepki vermiyordum, ya da sanki benden hoşlanıyormuş gibi davranmıyordum.
Ne kadar herkese böyle yaklaşıyor olsa da her yerde onunla beraber hareket ettiğimizden olacak ki, tüm okul bizi sevgili zannediyordu. Bizimkilerde buna dahildi. Şu an sevgili olmadığımızı bilenler bile, yakında sevgili olacağımızı söylüyorlardı. Umursamıyor ve gülüp geçiyorduk. Arkadaştık biz.
Taehyung ile sohbet ederken okulun kapısından içeri girdik. Kapıda bizi hemen Jisoo karşılamıştı. Her zamanki gibi neşeliydi.
"Günaydın gençler!" gülümseyerek yanımıza yaklaştı.
"Sana da günaydın Jisoo, dün ki mükemmel sohbetimizden sonra rahat uyuyabildin mi? Ben o kadar kişiyi gömdükten sonra uyuyamadım." diyerek karşılık vermişti Taehyung.
"Alışkınım ben, uyudum tabii."
Ne hakkında konuştuklarıyla ilgili en ufak bir fikrim yoktu. "Ne sohbeti?" diyebilmiştim.
"Taehyung ile görüntülü konuşuyorduk, dedikodu yapmayı baya biliyor."
"Sizin sayenizde öğrenmişimdir." dedi Taehyung.
"Hmm, anladım." dedim, gülümsemeye çalıştım.
Jungkook ve Lisa okul kapısından içeri girerken bizi görüp hemen yanımıza geldiler.
"Günaydın!" Lisa bu sabah fazla enerjikti.
"Günaydın prenses." dedi Taehyung.
Jungkook, son derece sakin görünüyordu. Morali bozuktu sanki. Sorunun ne olduğunu ben soracakken Jisoo sordu.
"Neyin var senin Jungkook, neden dalgınsın bakalım?"
"Yine elmas seviyeye ulaşmama az kalmıştı ama son anda vuruldum ve zor bela kazandığım-
"Yine oyundan bahsediyorsun. Yetmedi mi artık? Bıkmıyor musun oyun oynamaktan Jungkook!" Lisa sinirle Jungkook'un sözlerini yarıda kesmişti.
İlgi istiyordu, artık anlamasını istiyordu. Ama Jungkook'da bu zeka varken imkansızdı.
Lisa trip atar bir halde yanımızdan gittiğinde Jungkook," Neye sinirlendi ki şimdi?" dedi.
Jisoo, ben ve Taehyung, Lisa'nın duygularını anlıyorduk. Zaten kız ap-açık bir şekilde belli ediyordu. Anlayamamak için Jungkook gibi olmak lazımdı.
"Bir düşün istersen Jungkook. Artık anlamanın zamanı geldi diye düşünüyorum." sözler benden bağımsız bir şekilde sinirle dilimden dökülmüştü. Çünkü Lisa benim en yakın arkadaşımdı ve ne kadar üzüldüğünü ben biliyordum.
Şaşırmış görünüyordu. Ama anlamamaya yeminliydi.
O sırada her zaman ki Taehyung, koridorda gördüğü sıradan bir kız ile tanışmak için adımlar atarken, Jisoo, ben ve Jungkook sınıflarımıza doğru gidiyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teen | Taennie
RomanceElimdeki telefonun yere düşmesiyle kulaklığın kablosundan ayrılması bir olmuştu. Artık ses kulaklıkta değildi. Tamamlandı. 23.06.21