20

1.9K 100 85
                                    

Jennie
Seoul'den ayrılalı 4 ay oluyordu. Yeni okul, yeni arkadaşlar, yeni ev, her şeye alışmıştım. Özel okulda okuyordum, yeni arkadaşlarım; Seungwan, Sungjae ve Soo Young'tu. Bir de eski arkadaşım Sehun vardı. Çocukluğumuzdan beri tanışıyorduk, annelerimiz arkadaştı. Busan'a döndüğümü duyunca büyük bir coşku ile yanıma gelmişti.

Elimde bir fincan adaçayı ile balkonda oturup baharın keyfini çıkarıyordum. Saat gece yarısını geçmişti.

Küçük balkonuma sarkan erguvan ağacı çiçeklerinin, burnuma gelen temiz kokusu ile rahatlıyordum. (Erguvan ağacı çiçekleri pembe renklidir, bahar çiçeğidir.)

Soo Young hâlâ uyumamıştı, Sungjae ile kavga etmişlerdi ve Kakao Talk'ımı ağlamaklı ses kayıtlarıyla çökertiyordu.

Şu an huzurluydum, bunu bozmasına izin veremezdim, telefonumu kapattım.

Karanlığın arasında bir süliet dikkatimi çekti, gitgide yaklaşıyordu.

Biraz daha dikkatli baktığımda rahatlamıştım, bu gelen Sehun'du.

Üzerime ince bir hırka alıp aşağı inmek için balkondan içeri girdim.

Kapıyı yavaşça açtım.

"Hoşgeldin Oppa."

"Merhaba Jen, hoşbuldum."

"Bu saatte gelmeni sağlayan şey nedir?"

"Seni görmek istedim, biliyorsun bu aralar iyi değilim."

Sehun, yakın zamanda büyükbabasını kaybetmişti. O yüzden ailesininde onunda morali pek iyi değildi.

Samimi bir gülücükle ona sarıldım.

"Yanındayım biliyorsun sehunnie!"

"Biliyorum Jen. Seni bir yere götürmek için geldim."

"Öyle mi nereye?"

"Küçüklüğümüze."

"Hmm, geliyorum öyleyse!"

Elimden tuttu, ve yürümeye başladık. Gideceğimiz yer uzak değildi herhalde.

Biraz yol yürüdükten sonra deniz kıyısında kayalıklı bir yere gelmiştik.

"Jen, burayı hatırlıyor musun?"

"Oppa, üzgünüm hatırlamıyorum."

"Çünkü küçüktün."

"Şapşal aramızda sadece 1 yaş var, Büyükannem gibi konuşmasana." diyip koluna hafifçe vurdum.

"Hatırlamadığına göre, yaptığımız şeyi de unuttun."

"Ne yaptık?"

Eline avuç dolusu suyu alıp üzerime fırlattı.

"Sehunnie, sen delirdin mi!?"

"Bunu sen başlatmıştın Jennie!"

"Ha, demek öyle?!" İki avcumu da suya batırıp alabildiğince suyu ona attım.

Bir döngü haline gelmişti, sırılsıklam olmuştuk.

Sehun kayalardan eğilip suyu avcuna alıyordu, tam dönerken onu ittim ama bir sorun vardı, beni de çekmişti.

Kayalıklar yüksek olmasa da sanki uçurumdan atlamışız gibi hissediyordum.

Havada süzülüşümüzün ardından, suya çakıldık.

Özenle ördüğüm uzun saçlarım, suyun şiddetle çarpması ile çözüldü. Sehun saçlarını geriye savururken yüzerek yanıma geldi.

"Ben seni ittim diye beni niye çekiyorsun Sehunnie! Sırılsıklam oldum."

Teen | Taennie Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin