Teen | Taennie

19

Ne yapacağımı, nereye gideceğimi düşünmeden çekmiştim o kapıyı. Kahkalar atıyordum. Bu kahkahalar yerini hıçkırıklı bir ağlamaya verdi.

Taksiye atlayıp, beni sakinleştiren o kütüphaneye gittim.

Jennie için acı kahve ve badem aldım. Masalara geçtim ama unuttuğum bir şey vardı, Jennie artık yoktu.

"Beni neden en zor zamanımda bırakıp gittin Jennie?"

Acı kahveyi elime aldım, içmek için ağzıma yaklaştırınca burnuma gelen kokusu bana olanları hatırlattı.

"İşte kalbimi parçalayan Jennie-ah. Gerçi sahibi sensin ne yaparsan yap Jennie."

"Taehyungshi derdin ne neden bu kadar çok içtin?"

"Jennie çok fazla derdim var. Sayayım mı?"

"1 Jennie, 2 Jennie, 3 Jennie, 4 Jennie, 5 Jennie ..."

"Taehyungshi senden bir şey isteyebilir miyim?"

"Ne istersen Jennie."

"Biliyorum Taehyung beni sevmiyorsun. Bunca zamandır bunu bilmiyordum. Ama bu gün bana söyledin. Söz veriyorum ki artık hayatının bir parçası olmayacağım, bir daha beni görmeyeceksin. Taehyungshi sen beni sevmiyorsan bile ben seni seviyorum, bu arkadaşlıktan fazlasına dönüştü. Seni özlediğimde bir resmimize bakmak istiyorum. Lütfen birlikte bir fotoğraf çekebilir miyiz?"

"Sevmiyormuşum."

"Taehyung seni çok seviyorum. Kendine iyi bakarsın umarım."

"Jennie-ah gitme."

"Gitmem gerekiyor Taehyung, seni hep özleyeceğim."

"Jennie-ah sanki uzak bir yere gidiyorsun."

Artık odada bana söylediği şeyleri, oradan ayrılmadan önce nasıl ağladığını ve nasıl gülümsemeye çalıştığını hatırlıyordum.

Ona bir şeyler yazmak istedim, bu yüzden mesajlaşma uygulamama girdim ve karşıma attığı fotoğraflar çıktı.

Jennie'den 4 mesaj vardı.