Düdüğe dönen o lanet forma üstünü bulduğum bir poşete koydum, içine bir kağıt yerleştirdim, dün olanları yazdım ve özür diledim.
Hazırlanıp evden çıktım ve minibüs durağına yürümeye başladım. Taehyung'un da minibüse bineceğini hatırlayınca ayaklarımı yerlere vura vura, isyan edip yürümeye devam ettim.
İlk duraktan minibüse bindim. Tabiki her zamanki gibi tekli koltuğumu kapmıştım.
Sıkıcı yolculuğun yanı sıra Jongin'e ne diyeceğimi düşünüyordum.
"Önünde diz çökmelisin Jen. Hayır hayır duygu sömürüsü yap, her zaman işe yarıyor. O kadar tatlısın ki." Diye içimden kendimle sohbet ederken " Ya gerçekten! Öyleyim dimi?" çok neşeli, yüksek bir sesle ve sanki birinden iltifat almış gibi konuşup bağırmıştım.
O sırada 2. minibüs durağında olduğumuzun farkında değildim. Taehyung minibüse biniyordu. söylediklerimi duymuş bana dik dik bakıyordu, o yerine otururken ona göz devirdim.
Hemen karşımdaki tekli koltuğa oturdu ve camdan dışsrıyı izlemeye başladı. Küs olduğumuz buradan belliydi, tek kelime etmiyordu.
Hah! Bana küsme hakkını kendinde nasıl buluyorduki! Bende salak gibi gece ondan özür dilemek istemiştim. Hak etmiyordu kesinlikle. Onun benden özür dilemesi lâzımdı. Asıl ben ona küsmeliydim. Tam şu an ben ona küsme kararı aldım.
Okulun yakınında ki durakta indim. Tüm yol boyunca onu görmek istemiyordum.
Umrundaymışım gibi durmuyordu. Gayet rahattı.
Biraz yürüdükten sonra bizim meşhur marketin önündeydim, içeri girdim klasik rutini tekrarladım. Market sahibi bana, "Çok zayıflıyorsun, hadi başka bir şeylerde al, benden olsun." dedi.
"Gerek yok. Aç olsam alırdım zaten. Zayıflıyorsam bile sizi ilgilendirmez." sinirden ağır konuşmuştum.
Okul kapısına ilerledim, Taehyung yorgun bi şekilde dünkü olaylı bankın üzerinde oturuyordu. Onu görmemezlikten gelip önünden geçerken "Jennie dur!" diye bir ses duydum.
Ama bu Taehyung'un sesi değildi. Arkama döndüğümde bunun Jongin olduğunu gördüm. Çok korkuyordum, ona nasıl forma üstünü mahvettiğimi söyleyecektim?
Taehyung ellerini göğsünün altından birbirine bağlamıştı.
"Günaydın."
"Günaydın" diyerek Jongin'e karşılık verdim.
"Jongin ben.. sana bir şey söylemeliyim. Ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum."
"Ne oldu Jennie?"
"Bunu al, aç içindeki notu okumanı istiyorum." deyip koşarak kaçtım.
🪄
İlk ders bitmişti. Jongin bizim sınıfa girip sıramın yanına geldi.
Bizim kızlar hemen coştu tabi, imâlı bakışlarıyla beni boğuyorlardı.
"Notu okudum. Benim için sorun değil bu. Bir forma üstü için seni üzecek değilim herhalde. Ama formanın karşılığında senden bir dilek hakkı istiyorum."
Tanrım, hani senin için bir forma üstü önemli değildi. Dilek hakkıymış, bi git işine!
"Tabi, ne istersen."
"Biliyorsunki senden hoşlanıyorum. Bir günlüğüne senin sevgilin olmak istiyorum. Nasıl hissettiriyor merak ediyorum. Sana en fazla sarılır, elini tutarım. İstemediğin bir şey olmayacak, söz veriyorum. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teen | Taennie
RomanceElimdeki telefonun yere düşmesiyle kulaklığın kablosundan ayrılması bir olmuştu. Artık ses kulaklıkta değildi. Tamamlandı. 23.06.21