Okuldan sonra, çimenlik bir alanda hep beraber oturuyorduk."Yarın gezi var!" Lisa mutlulukla Jungkook'un üzerine atlayıp, yanaklarını öpüyordu.
"Busan'dan bir arkadaşım da orada olacak." dediğimde bana baktılar.
"Kim?" dedi Seok Jin, o da Busan'lı olduğu için ortak arkadaşlarımız vardı
"Son Seungwan'ı tanıyor musun? İşte o da yarın bizim gibi Bukchon Hanok köyünde olacak."
"Sarışın, balık etli, güzel olan mı?"
"Evet, o."
Jisoo, Jin'in kafasına bir tane patlattı.
"Ne güzel kesmişsin kızı ya! Her ayrıntısını biliyorsun, balık etliymişte. Kusura bakma Seok Jin ben balık etli ve sarışın değilim."
"Kim Jisoo, saçmalama gözüm senden başkasını görmez benim."
"Gerçekten mi?" Dedi Jisoo.
"Tabi, ne sandın?"Jin'in sözleriyle Jisoo gülümsedi ve onu gıdıklamaya başladı.
Lisa onlara iğrenerek bakıyordu. "Biraz daha vıcıklaşırsanız tam üzerinize kusacağım." Sanki az önce Jungkook'un üzerine atlayıp, öpücüğe boğan kendisi değildi.
"Değil mi aşkım, ne kadar iğrençler." dedi Jungkook.
"Sen sus!" Jisoo ve Seok Jin onları umursamıyordu bile, eğlenmeye devam ettiker.
Jimin ve Chaeyoung ise bakışıp duruyordu ama tek kelime etmiyorlardı. Chaeyoung hâlâ Jimin'i terkettiği için özür dilememişti anlaşılan. Birbirlerini sevdiklerine emindim, ama neden böyle yapıyorlardı anlamıyordum.
Taehyung'a baktım, durgundu, düşüncelere dalmış gibiydi.
"Neyin var?" derken elimi dizine koydum.
"Jennie, bir şeyler gizliyorsun gibime geliyor."
İstemsizce elimi boğazıma götürüp yutkundum. Nasıl anlayabilirdi ki, bir şeyler mi duymuştu acaba?
"Ne saklayabilirim ki senden?" Dedim gözlerinin içine bakarak.
"Saklamıyorsun değil mi?"
"Hayır Taehyung, saçmalama."
Kafasını dizimin üzerine koydu ve uzandı. Ellerimi saçlarına götürdüm ve kafa derisine masaj yaparak oynamaya başladım.
"Taehyung, bu gün eve erken gitmem gerekiyor, daha sonra bu günkü ders programımızı telafi etsek?"
"Olur, ama neden eve gitmen gerekiyor, önemli bir şey yok değil mi?"
"Hayır yok, büyükannemle bir işimiz var sadece. Neyse ben o zaman şimdi gidiyorum."
Dizimden kalkıp bana döndü.
"Bu kadar çabuk mu?"
"Evet, dediğim gibi büyükannemle bir işimiz var, o yüzden erken gitmek zorundayım."
"Seni ben bırakacağım, itiraz edeyim deme."
"Tamam, hadi gidelim."
"Gidiyor musunuz?"
"Evet Lisa." derken kaş göz işareti yaptım. O da gelecekti çünkü, beni yalnız bırakmayacaktı.
"Anladım, tamam gidin siz."
🪄
"Teşekkür ederim Taehyung." Taksiden indim.
"Jennie öpüşelim lütfen." Hayatımda bu kadar ani ve saçma bir teklif duymamıştım. Rezillikti resmen, taksiciden de mi utanmıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teen | Taennie
RomanceElimdeki telefonun yere düşmesiyle kulaklığın kablosundan ayrılması bir olmuştu. Artık ses kulaklıkta değildi. Tamamlandı. 23.06.21