6

3.1K 172 48
                                    

İlk ders yeni başlamış sayılırdı. Dersi dikkatli bir şekilde dinliyordum.
Çok susamıştım, su şişemi almak için sol tarafıma döndüm. Jisoo hayallere dalmıştı.
Parmağımla onu dürttüm, hayal aleminden sıyrılıp sinirle bana döndü.

"Ne var Jen?"

"Neyin var senin? Bedenin burada ama sen yoksun?!"

"Seok Jin'i düşünüyordum."

"Düşüneceksin tabi, o senin sevgilin."

"Hayır Jen, ondan değil. 3 senedir onu seviyordum, bana biraz bile benden hoşlandığını belli etmedi. Etseydi 3 senemiz boşa gitmemiş olacaktı. Düşünmeden edemiyorum."

"Haklısın. Ama şu an berabersiniz, bu yeterli değil mi?"

"Yeterli ta-"

"Hey siz ikiniz! Çıkın dışarı! Hemen!" Bayan Choi çok sinirlenmişti. Ayrıca tüm sınıf konuştuklarımızı dinliyordu. Herkes her şeyi duymuştu. Hemen sınıftan çıktık.

Tek suçumuz sadece biraz dedikodu yapmış olmak mıydı? Bayan Choi sanki hiç yapmıyor.

Kapıda öylece dikilmek, gerçek bir eziyet.

Kapının dışında bekleme fikri sıkıcıydı, Jisoo'ya dönüp dahiyane fikrimi söyledim.

"Taehyung'ların beden dersi, Jin'de orada olacak, inelim yanlarına istersen?"

"Tamam önce lavaboya gideyim. Başım ağrıyor."

"Peki, Ben bahçedeyim."

Bahçeye çıktım, hava güneşli ve açıktı. Bizimkiler basket maçı yapıyordu.

Banklardan birine oturdum, heyecanla maçı izlemeye başladım.

Çok geçmeden Jisoo geldi. Seok Jin'e el salladı. Jin onu görünce maçı bırakıp geldi, Jungkook'ta ona katıldı. Çünkü onun en sevdiği şey basket oynamak değildi, telefonundan oyun oynamaktı. Ona göre beden dersinde herkes telefonundan basket oyunları oynayabilirdi.

Taehyung bizi görmüş, fakat oynayamaya devam etmişti. Gözü arada bir bize kayıyordu, el sallıyordu ama maçı bırakmıyordu.

"Lütfen kantine gidelim, midem kazınıyor!" Jisoo gerçekten acıkmış olmalıydı, Jisoo'nun bu önerisine Seok Jin'den önce Jungkook atladı.

"Ah tanrım sonunda akıllı ve aç biri. Açlıktan ölüyorum hadi gidelim."

"Ben gelmeyeceğim aç değilim." dedim.

"Jen hiç bir şey yemiyorsun, sadece badem ve acı kahve ile olmaz bu iş hadi gel."

"Gelmeyeceğim, gerçekten tokum."

"Peki canım."

"Üff! gidiyor muyuz artık?! açım diyorum size." dedi Jungkook.

"Tamam öyleyse hadi gidelim biz." dedi Seok Jin, istemiyordu aslında çünkü basket takımının kaptanıydı, o da oynamak istiyordu.

Üçü beraber kantinin yolunu tuttu.

Taehyung ve Jimin sahadaydı. Onları izlemeye dalmıştım. Jimin takımda değildi bu yüzden üzgündü. Ama onu beden derslerinde yapılan idmanlara alıyorlardı.

Tanımadığım bir çocuk yanıma üzerinden çıkarttığı eşofman üstünü koydu. Ona baktım ve kafamı geri çevirdim. Maçı izlemeye devam ettim. Bank tapulu malım değildi sonuçta.

Bu sefer yanıma oturdu.

"Numaranı alabilir miyim?"

"Ne?!"

Teen | Taennie Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin