Medya Sultan Murad .
Sizi yormadan yeni bölümü üstünüze atıyorum :)
1633 yılı Osmanlı Sarayı
Hamamda yıkayıp beni bir güzel aklayıp pakladılar aslına bakarsanız tenimin beyazlığı ortaya çıkmıştı .
Hemen üstüme kırmızı kaftan saf ipek bir elbise giydirmişlerdi. Cariyeler boynuma yasemin çiçeği kokusundan sürüyorlardı.
Saçlarım örülmüştü .Artık tam anlamıyla hazırdım beni götürmek için Canfeza kalfa bekliyordu.
Altın yoldan giderken kalbim daha hızlı çarpıyordu.
Kapı açıldı o bütün ihtişamıyla karşımda duruyordu kafamı yerden kaldıramıyorum.
SM:"KALDIR KAFANI."
Başımı kaldırıp eteğini öptüm bu yapmam zorunda olan şey bana kalp krizi geçirtecekti kesin çok acıktım ondan kalbim böyle çarpıyordu.
-"Hünkarım ben şey."
Demeye kalmadan eliyle belimden tuttu beni kendine çekti gözleri gözlerime sabitlendi.
Dudaklarını sertçe dudaklarıma bastırdı.
Daha öncede öpüştük lakin bu seferki tanışma gibiydi.
Beni bıraktığında nefesimi düzenlemeye çalışıyordum.
Bana doğru bir adım daha attı. Kulağıma doğru eğildi.
-"Hak ettiğini verdim gidebilirsin".
Yüzüm kıpkırmızı olmuştu.
-"Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz acaba o kadar hazırlandım bir öpücük için mi?"
-SM:"Ama çok değerli bir öpücük bu Ayşe ."
İyice sinirlerim tepeme çıkmıştı.
-"Ne yani siz diğer cariyeleri gebe bırakın bana gelince öpücük suçum ne sizi sevmek mi ajanlık yapmak mı?"
-SM:"Düşünüyorum sana aşk dolu bir öpücük hediye ettim diğer kimselere vermediğim birşey."
-"Bu da ne demek bilmece gibi konuşmasana be adam."
Artık saygı filan hak getire karşımdakinin kim olduğunu unuttum.
-SM:"Sınırı aşma Ayşe canını yakarım!"
-"Yaksana hadi yeter be hepiniz bir havalardasınız kimseyi görmüyor gözünüz bir kadın geliyor öteki gidiyor duygular önemsiz kadın değersiz aşktan bir haber ."
-SM:" Hatun sen nerelisin başka alemden bana ceza diye mi gönderildin bu nasıl konuşma kendinde bu cüreti nasıl buluyorsun?"
-"İlk gördüğümden beri kalbimi çaptıran geceleri uyutmayan bir aşk dan alıyorum cüretimi."
Kapıyı açarak dışarı seslendi.
-SM:" Çabuk hekim çağırın."
Bu adam beni çıldırtacak aşık olduğum için tedavi ettirecek beni..
-SM:"Ayşe hatun sen hastasın aşık değilsin otur hekimi bekle."
Kolundan tuttum gözlerinin içine baktım gerçekten bana inanmıyordu.
-"Öldür beni senin olmayacaksam!"
-SM:"Hatun hala anlamadın mı?"
-"Neyi?"
-SM:"Artık benimsin."
Bu da ne demek oluyordu neden birden kalbim ağzıma gelecek kadar hızlandı yeter artık nefes alamıyorum .
Ayağa kalkmaya çalıştım birden gözlerim karardı görüntü gidiyordu dengemi kaybettiğimi hissediyorum.
2050 yılı Bilim Aş.
Prof. Barış Güngör masasında oturmuş zaman makinasının zamanda yaptığı ivmelere bakıyordu.
İçeriye Ceyda Aksoy girmişti .
-"Hoşgeldiniz Ceyda hanım."
-"Nasıl gidiyor Barış kız bir şey çaktı mı?
-"Hayır efendim kız düşündüğümüzden saf çıktı bu iş sandığımızdan kolay olacak."
-"Sevde kızı kontrol ediyor de mi bir salaklık yapmasın?"
-"Yapmayacak Başkanım kendisi asıl Ayşe Sultan'ın reenkarne hali olduğunu bile anlamadı."
-"Bu yılda yaşayıp bu kadar cahil olmak şaşırtıcı."
-"İçine koyduğumuz embriyo sayesinde çok değerli bir varis yetiştirecek hem de bizim klonladığımız."
İkisi de birlikte delice kahkahalara boğuldular.
Başkan işleri olduğunu söyleyerek çıktı. Arkasından ünlü tarihçi Aydan hanım içeriye girdi Barış'a doğru sinirli bir bakış attı..
-"Bana neden bu planı söylemedin Barış yaptığınız şeyin farkında mısınız?"
-"Elbette Aydancım hiçbirşey eskisi gibi olmayacak."
-"Bu yaptığınız Uluslar arası hukuğa tamamen aykırı tarihle oyun olmaz!"
-"Aydan sevgilim herşey planlandığı gibi gidecek bu zaman kadar hep dünya bize yaptırım uyguluyordu artık bunlardan kurtulup özgür olacağız.
-"Umarım öyle olur."
Barış ekrana iyice bakarak pis pis sırıttı amacına ulaşmasına çok az kalmıştı.
Bu bölümü de okuduğunuz için teşekkürler yorum yapmadan geçmeyelim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görev:Osmanlı(TAMAMLANDI)
Fiction HistoriqueYıl 2050 Büyük Türkiye projesinin kurucusu Prof. Barış Güngör yeni projesi için denek olmayı kabul edecek bir kız arıyordu . Ayla Yılmaz bu iş için biçilmiş kaftandı. Tek sorun kızı ikna etmekti. "Unutma Ayla bu sadece görev aşık olmak yok." İçeri...