8

7.8K 719 498
                                    

Taehyung'un söyleminin ardından sonrası olaylar hızlıca gelişmişti. Momo sinirle masadaki bardağı Taehyung'un kafasına geçirmiş, etrafa saçılan cam kırıkları hemen yanındaki Jimin'in kolunu kesmişti. Ben ise nereye yetişeceğimi bilememiştim. Taehyung'un başı döndüğü için onu kucağıma almış ve Somi'nin arabasına bindirmiştim. Kalan üçlü de bir şekilde arabaya bindiğimizde Taehyung ve Momo yol boyunca yine kavga etmişti. Ceketimin cebine sıkıştırdığım bandanayı tutmuştum Jimin'in koluna. Korktuğu için hiç sesi çıkmıyordu. Ama küçük bir kesik bile olsa canının acıdığına emindim. Bol kavgalı ve gürültü geçen yolun ardından sonuç olarak hastane odasındaydık.

Jimin'in koluna ve Taehyung'un başına pansuman yapılmıştı. Momo yanlışlıkla zarar verdiği Jimin'i iyi hissettirmek adına sarılıyor ve göğsünde uyuklamasına neden oluyordu. Taehyung'a ise sert ve dik bakışlarını göndermeyi esirgemiyordu.

"Sizin sorununuz ne?"

"Bu dağ ayısı benim kaplumbağamı öldürmüştü."

"İsteyerek mi yaptım sanki."

İkisi de uyuklayan Jimin yüzünden sessiz ama bir o kadarda bağırarak konuşuyorlardı. Sessizce bağırmak bu olsa gerek.

"Kavga etmeyi kesin ve ne olduğunu anlatın."

"Bu salak-"

"Bu kız-"

"Sensin salak."

"Sensin bu."

Aynı anda konuşmaları komik geliyordu. Onların tartışmadan konuşamayacağını anladığımızda bir süre ortamın dinmesini bekledim. Ama tartışıyor ve tekrar tartışıyorlardı. Ben de bu sırada Momo'nun göğsünde uyuyan miniği seyrediyordum. Baskı uyguladığı için öne doğru uzayan dudakları, şişen yanakları ve gözüne düşen saçlarıyla her zamanki gibi güzel görünüyordu.

"Şimdi biriniz ne olduğunu düzgün bir şekilde anlatsın."

"Ben anlatıyorum."

"Neden sen anlatıyorsun? Ben anlatacağım."

"Senin objektif olacağını sanmıyorum. Sözümü kesme pislik herif. Anlatacağım işte."

Momo, Taehyung'u susturduktan sonra hafif kaymış olan Jimin'i uyanmamasına özen göstererek düzeltip saçlarını okşayarak anlatmaya başlamıştı. Benim göğsümde uyusa rahat eder miydi? Onun sığabileceği kadar büyüktü kucağım. Bir ömür orada saklayabilirdim onu. Hiç bıkmazdım ya da ayırmazdım oradan. Kokusunu soluyup yeni oksijenim yapardım onu.

"Yolda yürüyordum ve bu dağ ayısı gelip bana çarptı. Elimdeki kaplumbağa ise yere düşüp, kanalizasyona düştü. Katilsin sen katil."

"Kızım b-"

"Nereden kızın oluyorum ben senin?"

"Olmanı istemem zaten."

"Kuzen?" Onların tartışmasını bölerek bana seslenen Somi'ye baktım. "Sen Jimin'i evine bıraksana. Geç oluyor."

Momo kolundaki saate bakmış ve telaşla dudaklarını ısırmıştı. Saat gece yarısını geçmişti. Somi yüzündeki sırıtmayla göz kırptığında gülümsedim. Bana fırsatlar yaratmaya çalışıyordu.

"Babası çoktan eve gelmiştir."

"Sakin ol, ben sizi eve götürürüm."

Jimin'i uyandırıp ayağa kalkmıştı ve ben de a önce çıkarttığım ceketimi elime alarak onlarla kalktım. Ancak Taehyung, Momo'nun kolunu tutup yürümesine engel olmuştu.

"Ne yapıyorsun, bırak beni mikrop!"

"Beni bu hale sen getirdin. Sabaha kadar başımı beklemek zorundasın."

Accidental Love // KookMin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin