12

7.5K 716 395
                                    

Jimin'in bana uzattığı kaskı almış ve yerine koyduktan sonra onunla birlikte hastaneye girmiştik. Heyecanlı görünüyordu, ben de öyleydim. Odanın önüne geldiğimizde bana döndü. Sorun olmadığını belirtircesine gülümsedim.

Kapıyı çalıp önce kafasını soktu ardından kendi girdi içeri. Onun arkasından da ben girmiştim. Oldukça güzel bir kadın kocaman gülümsemeyle bakıyordu bize. Jimin kesinlikle annesine benziyordu.

"Merhaba, sen Jungkook olmalısın."

Kadının beni tanıyor olmasına biraz şaşırsam da bunu belli etmeyerek eğildim hafifçe. "Merhaba efendim."

Elimdeki çiçekleri kendisine uzattığımda kıkırdayarak kabul etmişti. Gülme şekilleri bile Jimin ile aynıydı. Yüzümde oluşan tebessüm ile tekrardan Jimin'in yanında durdum.

"Bugün nasılsın anneciğim?"

"Senin mutlu olduğunu gördüğüm her saniye daha iyi oluyorum."

Annesinin kurduğu cümle ile duygulanmış olacak ki yanına oturup ona sıkı bir sarılma vermişti. Bağlarının ne kadar güçlü olduğunu buradan bile hissetmiştim. Birbirlerine parlayan gözlerle bakıyorlardı.

Onlar sarılmayı bitirdiğinde annesi Jimin'i kantine göndermişti. Jimin odadan çıktıktan sonra bana yanındaki koltuğu işaret etti. Oturduktan sonra ise derin bir nefes çekti içine.

"Jeon Jungkook, ameliyat paramı ödeyen sensin değil mi?"

Bu sefer saklayamamıştım şaşkınlığımı. Ben olduğumu nereden anlamış olabilirdi. Gözlerimi kaçırıp parmaklarımı birbirine geçirdim. İnkar etmek üzereydim ki elini kaldırıp susturdu beni.

"Doktorlar konuşurken duydum. İnkar etme, sen olduğunu biliyorum."

"Kötü bir amacım yoktu." Başımı suçlulukla önüme eğmiştim. Gözlerine bakmak zor gelmişti bir an. "Yardımcı olmak istemiştim."

"Başını önüne eğme, Jungkook. İnan bana bu yaptığın çok güzel bir şey. Hem baksana, Jimin ne kadar mutlu oldu."

"Jimin'e söyleyecek misiniz?"

"Söylemeli miyim?"

Kafamı iki yana salladım hafif bir şekilde. Onu tam olarak tanıyor sayılmazdım, henüz o kadar uzun vakit geçirmemiştik ama iyi bir tepki vereceğini sanmıyordum. Sonuçta en yakın arkadaşının bile teklifini reddetmişti.

"Onu kaybetmek istemiyorum. Tepkisinden korkuyorum."

"Söylemeyeceğim." Bana hak vererek kafasını salladı. "Ama bir şartım var."

Meraklı gözlerle ona baktığımda gülümsedi. "Yaptığın tüm masrafı sana geri ödeyeceğim."

"Hayır." Anında reddettim bunu. "Karşılığını istemiyorum."

"Borçlu kalmayı sevmem, Jungkook. Jimin de sevmez."

"Efendim, buna gerek yok. Küçük bir iyilik sadece, lütfen kabul edin."

Bayan Park dolu gözleriyle bana bakarken odaya Jimin girmişti. Elindeki kahveyi bana uzatırken teşekkür ederek aldım. O da hemen yanıma oturmuştu.

"Okul nasıl gidiyor, derslerine çalışıyorsun değil mi?"

"Mevak etme, çok çalışıyovum."

"Sen ne okuyorsun Jungkook?" Demişti bakışları beni bulurken. "Üniversiteli olduğunu duydum."

Annesinin iması üzerine Jimin'e bakıp gülümsedikten sonra yarısı bitmiş kahveyi yatağın kenarındaki masaya bıraktım ve ceketimin kol kısımlarını birkaç kere katladım.

Accidental Love // KookMin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin