"Biraz daha dinlenseydin. Neden geldin?"
"Evde yatmaktan çok sıkıldım." Demişti omuzlarını silkerek. "Hem belki Jimin'i görürüm."
Sinirle dişlerimi sıktım. Hala Jimin'in peşindeydi. Taehyung'a dik dik bakmayı kesip kahvemden bir yudum aldım. O sırada yanımıza Somi oturmuştu.
"Ne yapıyorsunuz beyler?"
"Oturuyoruz, görmüyor musun?"
"Senden nefret ediyorum, Taehyung."
İkisi atışırken ben sadece onları izliyordum. Somi aklına bir şey gelmiş gibi yerinde dikleşti ve kocaman gülümsemeyle konuşmaya başladı.
"Yarım saat sonra Jimin gelecek. Onun okulu bizimkinden erken bitiyor, okul çıkışı buraya geliyor."
Keyfim yerine gelirken hafifçe gülümsedim. Onu görmeyeli iki gün olmuştu. Özlemiştim. Ona bu kadar çabuk bağlanacağımı tahmin etmiyordum. İlk görüşte aşık olacağımı da. Ama olmuştu işte. 17 yaşında bir çocuğa kapılmıştım.
"Şanslı günümdeyim sanırım." Diyerek sırıttı Taehyung. Yüzündeki gülümseme hiç hoşuma gitmemişti.
"Taehyung, Jimin'den uzak dur. Ciddiyim, onunla birlikte olmana izin vermeyeceğim."
"Neden Somi? Jimin'den hoşlanıyorum ve o da benden hoşlanabilir."
"Hayır," dedi Somi bir çırpıda. "Jimin'in sevdiği biri var."
Yalan söylüyordu bunu biliyordum. Taehyung omuzlarını silkerek geriye yaslandı. Bu pek umrunda değil gibiydi.
"Zamanla unutur."
"Bu nasıl bir düşünce böyle? Sana ondan uzak dur diyorum, Taehyung."
"Durmayacağım Somi, Jimin'den uzak durmayacağım."
Somi sinirle geriye yaslanırken ondan farksız değildim. Sorun Taehyung'un ona karşı bir şeyler hissetmesi değildi. Sadece onun amacını biliyorduk. Gerçekten seviyor olsaydı en başından Jimin'den uzak dururdum. Ancak Taehyung'un tek amacı biraz eğlenceydi.
Sessiz geçen dakikaların ardından Jimin sonunda gelmişti. Momo da onunla birlikteydi. Taehyung onu gördüğünde kendi kendine mırıldandı. Söylendiğini anlamak zor değildi.
"Mevhaba, biz geldik."
Yüzündeki neşe beni de gülümsetirken kısaca selam verdim. Somi'ye sarılıp aramızdaki boşluğa oturmuştu. Momo ise Taehyung'un yanına geçmek zorunda kalmıştı. İkisi de bundan memnun görünmüyordu. Birbirlerine sırtlarını çevirerek oturuyorlardı. Komik bir görüntüydü.
"Çok mutlu görünüyorsun. Sebebini öğrenebilir miyim bebeğim?"
"Tabi," diyerek elini dudaklarına bastırıp kıkırdadı. Görüntünün güzelliği beni bitirmişti. "Ama sonva söyleyeceğim, Somi."
Gözlerimi zor da olsa ondan çektiğimde Momo'nun gözlerini kısarak bana baktığını gördüm. Bu kızın deli bir yapısı vardı. Ne olduğunu sorarcasına kaşlarımı kaldırdığımda tek kaşını kaldırıp sırıtmıştı. Hiçbir şey anlamamıştım.
"Saçlarını yapma şöyle, burnuma geliyor kokusu."
Momo'nun savurduğu saçlarına laf atan Taehyung, hepimize derin bir nefes çektirmişti. Yine tartışacaklardı.
"Koklama o zaman."
"Kokladığımı söylemedim."
"O zaman nasıl geliyor?"
"Tanrım, sus artık!" Sonunda Taehyung bağırmış ve Momo'ya dönmüştü. İkisinin de kaşları çatıktı. "Çok konuşuyorsun."
"Sen bana bağıramazsın! Aptal, uyuz! Nefret ediyorum senden!"
"Ben sana bayılıyor muyum sanki! Kalk yanımdan!"
"Rahatsızsan kendin kalk!"
Momo, yumruğunu Taehyung'un koluna geçirmişti. Bağırarak konuşmaları dikkatleri üzerimize çekerken bu yaptıkları herkesin tamamen bize odaklanmasına neden olmuştu. Elimi alnıma vurup başımı ovdum.
"Başın mı ağvıyov?"
İnce ve tatlı sesi beni gülümsetirken gözlerine baktım. Gözleri gerçekten güzeldi. Sonu olmayan bir uçurum gibiydi ve ben bile isteye oradan atlamıştım.
"Evet, biraz ağrıdı."
"Sana..." Gözlerini kaçırdı ama sonrasında tekrar bana baktı. Çekingen bir hali vardı. "Masaj yapayım mı?"
"Yapsın," diyerek aramıza soktu Somi kafasını. "Resim atölyesine gidin. Orada kimse yok. Daha iyi olur diye diyorum. Hem burası çok gürültülü."
Bir şey dememize izin vermeden Jimin'i ayağa kaldırmış ve bana da gözleriyle onu işaret etmişti. Şu an ciddiydi. Jimin'in beklenti içinde olduğunu gördüğümde teşekkür eder gibi gülümseyerek ayağa kalktım. O ise bana göz kırpmıştı.
Hala tartışan ikili bizi fark etmezken ayrıldık oradan. Boş olan atölyeye girdiğimizde Jimin etrafa hayran bakışlarını gönderiyordu. Tasarımını ve duvardaki resimleri çok beğenmiş olmalıydı.
"Vay canına, buvası çok güzel!"
"İstersen birlikte resim çizebiliriz."
Baş ağrım onun yüzündeki gülümsemeyi gördüğünde geçmiş gibiydi. Hızlıca kafasını salladı ve sırt çantasını kenara bırakarak yanıma oturdu. Fırçaları ve boyaları hazırladıktan sonra bir fırçayı ona uzattım.
"Ne çizmek istersin?"
"Bilmiyovum, vesmim iyi sayılmaz."
"Basit bir şeyler çizebiliriz."
Biraz düşündükten sonra çiçeklerle dolu bir sepet çizmeye karar vermiştik. Bu sırada Jimin'in çiçekleri çok sevdiğini öğrenmiştim. Birlikte yapıyorduk resmi. Her şeyi bize aitti.
"Hyung, sana biv şey anlatabiliv miyim?"
"Tabi, seni dinliyorum."
"Annem," diyerek söze başladığında bakışlarım onu bulmuştu. Ancak o bana bakmıyor, gülümseyerek resim çizmeye devam ediyordu. "O gün hastaneye annemi gövmeye gitmiştim. Ovada yatan kişi annemdi. O, çok hastaydı. Ameliyat olması gevekiyovdu. Bunun için pava biviktiviyovdum. Ama biv şekilde kaybettim o pavayı."
Evet, benim yüzümden babasına vermek zorunda kalmıştı. Elimdeki fırçayı kenara bırakıp tamamen ona döndürdüm bedenimi. Gözleri dolsa bile gülümsemeye devam ediyordu.
"Çok çavesizdim, hyung. Ne yapacağımı bilmiyovdum. Ama dün doktov avadı beni. Anneme biv şey oldu diye çok kovkmuştum."
Derin bir nefes alıp elinin tersiyle gözlerini sildi. Dudaklarımı birbirine bastırıp devam etmesini bekledim.
"Hayıvsevev bivisi pavayı ödemiş, hyung. Doktovlav kim olduğunu söylemedi. Ama annem iyileşecekmiş. Yuvtdışından doktov gelecekmiş."
Sonunda gülerek bana baktığında ben de gülümsedim. İçimden ona deli gibi sarılmak geliyordu. Daha fazla beklemeyerek onu kendime çektim. Kokusuyla birlikte huzurla gözlerimi kapatmıştım. O kadar çok seviyordum ki bazen hiç olmadık yerlerde geliyordu kokusu burnuma.
"Annen adına çok mutlu oldum."
"Ben de." Diyerek geri çekildi. "Hyung, izin vevivsen seni annemle tanıştıvmak istiyovum."
Bunu beklemediğim için şaşırmıştım. Aynı zamanda heyecanlanmıştım da. Annesiyle tanışacaktım. Böyle güzel bir çocuk yetiştiren kadına bir teşekkür borcum vardı.
"Çok isterim, Jimin-ah. Umarım annen beni sever."
"Sadece benim için özel kişilevi tanıştıvıyovum onunla. Bu yüzden eminim seni sevecektiv."
"Senin için özel miyim?"
"Çok." Kızarmış yanaklarıyla doğrudan gözlerime bakıyordu. "Çok özelsin hyung."
_______________
Ben bunları nasıl ve ne zaman birleştireceğim ya 😣 Bir de Taehyung'a çok kızmayın 😔 Jungkook'un Jimin'e aşık olduğunu bilse BELKİ yapmaz ama belki diyorum belli de olmaz ieöflelşdöxüdkşx
~Maria'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Accidental Love // KookMin ✔
Fanfiction| TAMAMLANDI | Jimin bisikletiyle önce Jungkook'un motoruna çarpmış, sonra aniden kalbine düşmüştü. "Pavdon, çok özüv dilevim!" #1 KookMin [03.06.2021] #1JiKook [25.04.2024]