19

7.1K 691 479
                                    

"Nelev oluyov?"

Duyduğum mırıltı ile başımı annesinin dizinde yatan Jimin'e çevirdim. En son kollarıma yığılmıştı ve ben onu apar topar onların yanına getirmiştim. Annesi hastaneye gitmemizin gerek olmadığını, Jimin'in aşırı heyecanlanma veya korkma gibi durumlarda bayıldığını söylemişti. Bize ne yaptığımıza sormuştu ancak söyleyememiştim. Sonuç olarak o Jimin'in annesiydi. Vereceği tepkiyi bilmediğimden dolayı gerilmiştim.

"İyi misin?"

Soruma karşılık olarak kafasını sallamış ve başını dizilerinden kaldırmıştı. Somi Jimin'in saçlarını okşarken Bayan Park ateşine bakıyordu.

"Eve gidelim ve dinlen olur mu?"

"Hyung, iyiyim ben." Bakışlarımı görmüş olacak ki dudaklarını büzdü. Aramızda bir ilişki olsaydı zaman kaybetmeden öperdim onları. "Gevçekten iyiyim."

"Öyle diyorsan." İç çekerek yanına oturdum. "En azından hemen ayağa kalkma."

Beni onaylayıp gülümseyerek saçlarını okşayan annesine döndü. Onlar kendi aralarında konuşurken Somi kulağıma eğildi.

"Ne yaptın ona?"

"Ne yapabilirim tanrı aşkına?" Dişlerimi sıkarak konuşmama göz devirmiş ve gözleriyle ikiliyi göstermişti.

"Annesi heyecanlanınca bayıldığını söyledi." Dedikten sonra gözlerini kocaman açtı. "Öptün mü yoksa?"

Hafif bağırtısına karşılık elimi ağzına bastırmıştım. Duyup duymadıklarını kontrol ettiğimde konuşmaya devam ettiklerini görüp rahatlamıştım.

"Öyle bir şey olmadı." Elimi ondan çekip burnumdan nefes verdim. "Sadece ona aşık olduğumu söyledim ve o anda bayıldı."

"Tanrım..." Gülmemek adına savaş veren Somi kahkaha atarak bu savaşı çoktan kaybetmişti. "Üzgünüm ama gerçekten trajikomik."

Pekala, ona hak veriyordum. Sinirlerim bozulduğu için ben de gülmüştüm. Jimin benim ayarlarımı bozuyordu.

"Jimin." Somi aniden Jimin'e seslendiğinde ona baktım. "Neden bayıldığını hatırlıyor musun?"

"H-hayıv." Bakışları kısa bir an bana değdi. "Hatıvlamıyovum."

Kesinlikle hatırlıyordu.

"Emin misin?"

Somi'nin sorgusundan kaçmak için etrafına bakınmış ve kaşlarını çatarak gözüne gelen saçı itmişti. "Diğevlevi nevede?"

Jimin söylemeseydi belki de aklımıza gelmeyecek olan ikili uzun süredir ortalarda yoktu. Somi telefonundan birkaç yere basmış ve kulağına götürmüştü. Onları arıyor olmalıydı. Ormanda çekeceğini sanmıyordum fakat denemekten zarar gelmezdi.

"İkisi de açmıyor."

"Ormanda çekmiyor olmalı." Jimin'in endişeli bakışlarını görüp oğlunun saçlarını okşadı. "Korkma anneciğim, biz Somi'yle gider bakarız."

"Siz oturun lütfen, biz gideriz."

"Jungkook, Jimin'in yanında kal."

İtiraz istemeyen sesini duyduğumda kalkmak üzere olduğum yere geri oturdum. Onlar uzaklaşırken Jimin ve ben sessizce oturuyorduk. Taehyung ve Momo için endişelendiğim söylenemezdi. O ikisi ayrı ayrı tehlikeyi oluşturduğu için asıl ormandaki herhangi bir hayvan için korkuyordum. Ya da en basitinden birbirlerini öldürmüş olabilirlerdi. Ne kadar saçma bir ihtimal dahi olsa.

"Korkuyor musun?"

"Bivaz." Diyerek üzerinde oturduğumuz renkli örtüyü izlemeye devam etti. Yana doğru kayarak ona yaklaştım. Gerçekten konuşmak, onun bana karşı neler hissettiğini öğrenmek istiyordum. Eğer bir şey hissetmiyorsa bile söylemeliydi.

Accidental Love // KookMin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin