Hatice gözlerini açtığında yanında bir hekim vardı. Olaylar hafızasında silik silikti. İlk kendine geldiği anda hissettiği şey sadece endişeydi. 'Acaba yüzümdeki sahte yara düşmüş müdür?' diye korktu. Hemen elini kaldırıp yüzüne dokunmak istedi. Ancak eline bir ağrı saplandı. Şimdi her şey daha netti. Sol elini kaldırarak yüzüne dokundu. Yaralar hala yüzündeydi. Hekim uyandığını fark etti ve yanına geldi.Hekim - Hatice Hatun beni duyuyor musunuz?
Hatice uzun uzun hekimin yüzüne baktı.
Hekim - Beni duyabiliyor musunuz?
Hatice - E evet.
Hekim - İyisiniz merak etmeyin. En kısa sürede iyileşeceksiniz.
Hatice hala endişeliydi, ya hekim gerçeği anlamışsa diye çok korkuyordu.
Hatice - Yüzüm, yüzümü örtebilir miyim?
Hekim - Yüzünüz için de merhem hazırladım. Duyduğuma göre yanmış. Öyle değil mi?
Hatice biraz olsun rahatladı?
-Evet yandı.Hekim - Çok geçmiş olsun.
Hekim usulca kapıya doğru ilerledi ve kapıdaki ağalardan birine Hatice'nin uyandığını söyledi. Kısa bir süre sonra Cafer ağa geldi.
Cafer ağa - Geçmiş olsun Hatice Hatun.
Hatice -Sağolun ağam.
Cafer ağa - Sayende şehzadelerimiz hayatta. Şimdi... Anlat bakalım bu hadise nasıl cereyan etti?
Hatice sakince olanları anlattı.
Hatice - Ağam hain yakalandı mı?
Cafer ağa - Yakalandı. Vurmuşsun onu. Şimdi tedavi görüyor. Uyanınca konuşturacağız melunu.
Hatice başını onaylar biçimde hareket ettirdi. Cafer ağa odadan çıktı. Ve bir süre sonra Şehzade Ahmet ve Şehzade Mustafa içeri girdi.
Şehzade Ahmet - Hatice iyi misin?
Hatice - İyiyim şehzadem siz merak buyurmayın. Siz nasılsınız?
Şehzade Mustafa - Sayende gayet sıhhatliyiz.
Hatice - Estağfurullah şehzadem vazifemiz.
Şehzade Ahmet - Sen ayaklandığın gibi saraya döneceğiz. Nasılda vurdun ama haini. Çok heyecanlıydı. Öyle korktuk ki sana bir şey olacak diye. Anlaşılan saraya dönünce senden ok atmak konusunda ders almam icap edecek...
Şehzade Mustafa - Ahmet Hatice'yi rahat bırakasın. İyice dinlensin.
Şehzade Ahmet - Peki Şehzadem.
Şehzade Ahmet odadan çıktı.
Şehzade Mustafa tam arkasını dönecekken durdu. Uzun uzun Hatice'nin yüzüne baktı.
Şehzade Mustafa - Aslında yüzünde yara olmasaymış çok benziyorsun.
Hatice - Anlayamadım şehzadem kime benziyorum?
Şehzade - Dilruba Sultan'a...
Bir iki saniyelik sessizlikten sonra Hatice en başından beri gelmek istediği noktaya ancak geldiğini idrak ederek sordu.
- Sultanımızı seviyor muydunuz?
Şehzade Hatice'nin gözlerinin içine baktı.
- Elbette seviyordum. Vefat etmeden önce çok ağır kayıplar yaşadı. Ömrü boyunca hep boynu büküktü. Her şeyle mücadele etmek mecburiyetinde kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Payitahtın Sultanı
Ficción históricaŞehzade Mustafa'nın ölmediği ve torunlarından Dilruba Sultan'ın anlatıldığı paralel bir evren...