Orhan duydukları karşısında Dilruba'ya bakarak önünde eğildi.-Bağışlayın Sultanım. Hadsizlik ettim.
Dilruba - Boynunuzu eğmeyin Orhan ağa. Görevini layığıyla icra eden hiç kimse boyun eğmemeli.
Şehzade - Dilruba nasıl oldu da buralara kadar geldin?
Dilruba - Şehzadem gönlümden size hakikatleri anlatmak geçer ancak hakikatlerin sizi memnun edeceğini pek sanmam.
Şehzade - Merak buyurmayasın Dilruba. Mevkimiz münasebetiyle hiçbir hakikat bizi memnun etmez.
Dilruba - Şehzadem elbetteki size hakikati apaçık anlatacağım lakin şimdi ilgilenmeniz icap eden daha mühim bir mesele var.
Şehzade - Neymiş bu mesele?
Dilruba - Esas hain Cafer ağa şehzadem. Kime çalışır, ne işler karıştırır henüz bir malumatım yok ancak merak buyurmayın en kısa sürede bunu da öğreneceğim.
Orhan - Sultanım bağışlayın lakin bu sizin için tehlike arz eder. Müsaade verin ben ilgileneyim.
Dilruba - Müsaadem yoktur. Ben ta payitahttan buralara gelip bu meseleleri gün yüzüne çıkarmışım. Geriye kalanını da pekala idare edebilirim.
Orhan - Buna ne şüphe Sultanım. Ben sadece sizin emniyetiniz için böyle konuşmaktayım.
Şehzade - Madem bu mevzunun peşine düşmek istersin söyle bakalım aklında ne var Dilruba?
Dilruba - Şehzadem elimde bir davetiye var. Bu çok tehlikeli bir davetiyedir zira kime gittiğini bilmem ve eğer bu davetiyeyi kullanacak olursak muhtemelen gideceğimiz yerde derhal ifşa oluruz lakin bu davetiyenin sahibi bulunursa onun yerine davete icabet etmiş davetliler olabiliriz.
Şehzade - Peki ne içinmiş bu davet bir malumatın var mı?
Dilruba - Ancak bu davete katılarak malumat elde edebilirim Şehzadem. Lakin eminim ki sarayımızda ve dahi sancağınızda bulunan hainlerin gayelerini burada öğreneceğiz.
Orhan - Şehzadem eğer müsaadeniz olursa bu meselenin üzerine düşmek isterim.
Şehzade - Bu meseleyle Dilruba Sultan ile birlikte ilgileneceksin Orhan ağa.
Orhan'ın gözleri fal taşı gibi açıldı. Şehzadenin sultanı böyle bir meselede görevlendirmesine şaşırmıştı.
Dilruba - Bana itimadınızı boşa çıkarmayacağım Şehzadem hiç şüpheniz olmasın. Müsaade verirseniz bir an önce işe koyulayım.
Şehzade - Müsaade senin Dilruba.
Dilruba - Şehzadem kimliğim gizli kalmaya devam ederse sevinirim.
Şehzade - Kendini gizlemek için bunca zahmete girmişsin. Elbette sen istemeden kimliğini beyan etmeyeceğim.
Dilruba başıyla selam vererek daireden ayrıldı.
Orhan - Şehzadem bağışlayın lakin ben pek anlam veremedim neden böyle tehlikeli bir görevi sultanımıza verdiniz ?
Şehzade - Bu uğurda tüm yaşantısından vazgeçmiş ve birde üzerine başarılı olmuş birinin hevesini kırmamak icap eder. Üstelik dediği gibi bu zamana kadar tüm hünerlerini doğru bir şekilde kullanmayı başarmış.
Orhan - Peki ben nasıl davranmalıyım şehzadem? Gerektiğinde sultanımızı durdurabilecek miyim?
Şehzade - İşte senin başarısızlığının bedelide budur. Bu mesele ile ilgili tüm kararları ancak Sultanın verir. Daha doğrusu Dilruba her nerde ise onun düzeni geçerli olur. Şimdi git ve sultanının omuzlarındaki yükü paylaş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Payitahtın Sultanı
Ficción históricaŞehzade Mustafa'nın ölmediği ve torunlarından Dilruba Sultan'ın anlatıldığı paralel bir evren...