🎼 Thurisaz - Years Of Silence
[2014 Şubat'ı, geçmiş]
Taehyung, önünde durduğu kapının ziline ikinci kez basıp tedirginlikle olduğu yerde bedenini sallarken, geldiği gibi sessizce geri dönmek ve zile basmaya devam etmek arasında gidip geliyordu. Birkaç saat önce, annesiyle akşam yemeğinden henüz yeni kalkmışken sohbet etmek amacıyla Jeongguk'u aradığında onun kulağa pek de keyifli gelmeyen sesiyle karşılaşmış, normalde uzun dakikaları kapsayan telefon sohbetlerinin bu akşam yalnızca birkaç dakikayla sınırlı kalması onu huzursuz ettiğinden kapanan arama sonrası bir türlü çalışacağı derse odaklanamamıştı bu yüzden, vakit geceye yaklaşmışken kendisini Jeongguk'un dairesinin önünde bulmuştu.
Eli tekrar havalanıp da zile üçüncü kez bastığında ve ilk ikisi gibi içeriden hiçbir ses gelmediğinde daha fazla oyalanmamak adına montunun cebine sıkıştırdığı telefonu çıkarttığı gibi son arananlardaki numaraya tıkladı. Yalnızca ikinci çalıştan sonra hattın diğer ucundan kısık bir sesle "Alo?" yanıtını duyduğunda düşündüğü tek şey uyuyan genç çocuğu uyandırdığıydı fakat arkadan işittiği rüzgar sesi yüzünden bu ihtimali de çabucak elerken sakin bir sesle "Jeongguk, neredesin?" diye mırıldandı. Amacı yalnızca onun iyi olduğunu kendi gözleriyle gördükten sonra evine dönüp düzgün bir uyku çekmekti.
"Evdeyim, Taehyung. Ne oldu?"
Bakışları önündeki kapının yüzeyinde gezinirken terleyen avuç içlerini üzerine silme isteğini bastırarak yutkunmuş, dudaklarından kaçan bir "Ah..." mırıltısı sonrası çekingen bir sesle "Kapındayım da..." diye eklemişti. Hattın diğer ucundan birkaç hışırtı sesi duydu önce, sonrasında arkadaki rüzgar uğultusu yerini sessizliğe ve Jeongguk'un şaşkın sesinden çıkan "Kapımda mı?" sorusuna bırakmıştı. Diyecek bir şey bulamadığından ve normalde alışkın olmadığı çekingenlik tüm bedenini etkisi altına aldığından yalnızca "Hmm." mırıltısıyla yetindiğinde Jeongguk karşılık olarak bir şey demeden telefonu kapatmış ve yalnızca saniyeler içerisinde ise evin dış kapısını açmıştı.Taehyung, Jeongguk ile göz göze geldiğinde ve onun suratındaki yorgun ifade aksine kıvrılan dudak kenarlarıyla karşılaştığında buraya gelmesinin iyi bir fikir olup olmadığını sorgulamak üzereydi ki sanki genç çocuk tereddütünü fark etmiş gibi kısık bir sesle "İçeri gel." diyerek kendisini buyur ettiğinde üzerindeki gerginliği atmak istercesine gülümsemiş, botlarını çıkarmaya başlamadan hemen önce sakince "Zile basmıştım ama duymadın sanırım." demişti.
Doğrulduğunda ve onun yönlendirmesiyle ayakkabılarını eline alarak içeri geçtiğinde Jeongguk'tan kendisini açıklamak istercesine "Balkondaydım, çok mu bekledin?" cümlesini işitti; suretine yerleşen gülüşe rağmen Taehyung onun durgunluğunu kolayca fark edebiliyor, hafifçe karışan saçları ve pembeleşmiş suratıyla cümlesini birleştirince görüntüyü anlayabiliyordu. Ayakkabılarını girişteki dolaba koyarken omuz silkerek sakin bir sesle "Hayır, birkaç dakika önce geldim zaten." dedi. "Böyle habersiz kapına dayanmış gibi oldum ama sesin kötü gelince seni bir görsem daha iyi hissederim diye düşündüm."
Üzerindeki montu epey yavaş hareketlerle çıkarmaya başladığı sıra Jeongguk kazak üzerinden kendi kolunu ovuşturarak "İyi yapmışsın." karşılığını vermiş, elinden montunu alıp asarken sanki saatten haberi yokmuş gibi "Yemek yedin mi?" diye sormuştu. Adımları yavaşça kapıdan uzaklaşırken Taehyung onu bekletmemek adına başını olumsuz anlamda salladığında genç çocuğun belki yemek yemediği için bu soruyu yöneltmiş olabileceğini düşünüp itiraz etmek için dudaklarını araladı fakat kendisine gülümseyerek sırtını döndüğü gibi "Balkonun kapısını kapatıp geliyorum, sen salona geç." diyen Jeongguk yemeği çoktan unutmasına sebep olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölülerin Ruhları || Taekook
FanfictionBaşını göğsüme yasla. Sana eskiden sahip olabileceğimiz hayatın öykülerini anlatacağım. [ The picture on the cover belongs to @lemsyeming. ]