•36•

6.4K 903 1.9K
                                    

🎼 Haluk Levent - İçimde Ölen Biri

[2014 Mart'ı, geçmiş]

Taehyung, gerginlikten terlemiş ve esen rüzgârın etki etmediği avuç içlerini saklı olduğu ceket cebinde sıkıp bağı titreyen dizleriyle içine girdiği kültür parkında yavaş adımlar atarken dakikalardır kemirip durmasından dolayı sızlayan dudaklarını birbirine bastırarak soluklandı.

Üzerinde kalın bir kot ceket ve basit bir pantolon, cebindeyse yalnızca telefonu ve cüzdanıyla öylece evden çıkmış görüntüsü, yorgun gözlerini kapatan dağınık saçlarıyla da birleşince her zaman olan o uğraşılmamış şıklığından epey uzak geliyordu göze lakin zihninin içerisindeki karmaşadan aynadaki yansımasına dikkat kesilecek vakti bulamadığı düşünülünce hâlinde şaşılacak bir nokta kalmıyordu.

Kısa kestiğinden dipleri acıyan tırnaklarını avuç içlerine bastırıp ceketinin içinde yok olacak kadar küçülmüş bir hâlde, epey geniş bir arsanın üzerine kurulmuş parkın temiz çimenleri arasına döşenmiş beton yolda ilerlemeye başladığında rüzgâr sesine karışan birkaç çocuk kıkırtısı ve köpek havlamasını görmezden geldi. Odağına almayı beklediği tek bedeni görene kadar gözleri âmâymışçasına hiçbir detayı zihninin içine kabul etmiyor, aksayıp duran adımlarıyla yalnızca önünden geçtiği insanların yabancı suretlerini kontrol edip duruyordu.

Çok değil, yalnızca birkaç metre ve iki soluk süren mesafe sonrası bakışları parkın çevresine bir duvar görevi görmesi için ekilmiş kısa ağaçların dibindeki banka iliştiğinde aralık kalan dudaklarından titrek bir nefes döküldü; suratını görmese dahi kamburundan tanımıştı Jeongguk'u, elleri kucağında ve eğik başıyla her daim iri gözüken bedenini üstüne geçirdiği ceketin içinde küçültmüş belli ki kendisini bekliyordu.

Sakince, farkında olmadan duraksayan adımlarını az öncekilerden daha da yavaş olmasını önleyemeden genç çocuğun oturduğu banka yönelttiğinde, kalbinin atışlarını hızlandırıp göğüs kafesinde sebep olduğu kasılma yüzünden tırnaklarını avuç içlerine biraz daha batırmak zorunda kaldı. Jeongguk'un mesajda belirttiği saatin üzerinden yalnızca birkaç dakika geçmişti zira Taehyung genç çocuğu parkta yalnız başına bekletir korkusuyla saatlerdir hazır bir biçimde kanepesinde oturup dizlerini titretiyordu.

Uzaktan kahkahaları dinmeyen çocukların ilkbahar soğuğunda dahi etraflarına yaydıkları neşeyle biraz olsun sakinleşmeyi umarak adımlarına devam ettiğinde gözüne ilk çarpan Jeongguk'un eğdiği başı yüzünden suretini örten kıvırcık saçları oldu. Onları her daim parlak ve dalgalı gördüğünden, nadir olarak doğal kıvırcıklığında denk geldiğinde tüm ilgisini oraya yöneltmeden duramıyordu lakin bugünlük ağır basan özlemi yüzünden bakışları genç çocuğun kucağında kavuşturduğu ince parmaklarına kaydığında zar zor yutkunarak gözlerini kırptı. Topuklarından uyluklarına kadar yükselen sızlamayla aralarındaki mesafeyi iyice azaltmış olsa da henüz fark edilmemişti bu yüzden attığı son adımda zar zor bulduğu sesiyle "Jeongguk." diye seslendi genç çocuğa.

Arda bıraktığı günler yalnızca bir elin parmakları kadar değilmiş gibi büyük bir özlem ve gerginlikle hızla başını kaldıran genç çocuğun iri gözlerine tutunduğunda Jeongguk, ani hareketi yüzünden gözlerinin içlerine giren kıvırcık tutamlarını önemsizce kulak arkalarına itelediği gibi ayağa kalkmış, çökmüş suratını aydınlatan geniş bir tebessümle "Gelmişsin." diye mırıldanmıştı.

Taehyung, aralarındaki birkaç metrelik mesafeye rağmen genç çocuğun gözlerinin altındaki belirgin halkaları ve aynı kendisi gibi özensiz oluşunu fark edebiliyor, onu bu duruma düşüren kişinin kendisi olma olasılığıyla göğüs kafesine derin bir acıyı buyur etse de onun, çökmüş görünen hâliyle dahi gözüne güzel gelmesini sindiremiyordu.

Ölülerin Ruhları || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin