6.Bölüm
*Sen bana gönderilen bir melek misin?*"Meriç. Meriç Uluhan. Tanıştığıma memnun oldum." Derken diğer iki adam da ellerinde ki şerefsizlerle gelmişti. Bana kim olduğumu sorgularcasına bakıyorlardı.
Adam hızla onlara döndü ve onlardan ceketini alıp konuştu.
"Şu şerefsizi de alıp üçünü de depoya kaldırın. Ben geleceğim sonra." Derken adamlar onaylayıp onları da alıp gitmişti.
"Ada , seni evine bırakayım. Buralar tehlikeli olur kız başına durma." Derken kaşlarımı çattım.
"Neden tanımadığım birinin arabasına bineyim ki?"
"Tanımadığın birine yardım ettin ama?" Dedi dudağını sola doğru kıvırırken.
"Yani bu tanımadığım birinin arabasına da binmem gerektiği anlamına mı geliyor?"
Cevap veremediğinde çarpık bir gülüş gönderip ilerlemeye başladım.
Birkaç adım attıktan sonra arkamdan gelen adım sesiyle ben arkamı dönemeden omzuma bir ceket konulmuştu.
Bu onun ceketi olmalıydı.
Ona döndüğümde o öylece yanımda durmuş karşıya bakıyordu.
"Ee... Hadi gitmiyor musun? Hem öyle bakma soğuk. Üstündekiler de ıslanmış. Hasta olursun." Dediğinde tekrar adım atmamla o da beni takip etmeye başlamıştı. Ceketi geri falan veremezdim. Cidden çok ıslanmıştım.
"Peşimden gelmeye devam mı edeceksin?"
"Madem arabaya binmiyorsun , ki doğru olanı yaptın , en azından evine kadar seninle yürüyeyim."
"Ben eve gitmiyorum."
"Nereye gidiyorsun?"
"Seni ne kadar alâkadar eder?"
"Çok alâkadar eder. Sana can borcum var bundan sonra." Dediğinde yüzümü buruşturarak ona döndüm.
"Ne âlaka?"
"Neredeyse 12 kızın hayatını kurtardın. Buna kardeşim de dahil. Onu yakalayamasaydım kardeşimin yüzüne bakamazdım. Bu arada konuşmaları duyduğunu biliyorum. Beni öyle izlerken , seni farketmemek oldukça zordu." Dediğinde utansam da bunu dışa vurmadım.
"Yalnız açıklık getirmek isterim ki burada sana özel bir durum yok. Oradaki herkesi inceledim." Dediğimde benim aksime bozulmuştu.
"İyi günler dilerim." Diyerek ilerlerken o da sessizce benimle geliyordu.
Hiç konuşmadan bir süre yürüdük. Deniz kenarındaki kayalıklara ulaştığımızda kaymamaya dikkat ederek kayalıklara çıktım ve oturdum.
O da benim gibi yanıma oturmuştu.
"Eee... Senin ne işin vardı orada? Dediğim gibi pek tekin yerler değil."
"Hiç , öyle dolanıyordum. İsteyerek gittiğim bir yer değil yani."
"Anladım... Ama bir dahakine gittiğin yerlere dikkat et. Başına bir şey gelir mazallah."
"Merak etme kendime güvenmesem öyle tenha yerlere girmem değil mi?" Derken bu kadar konuştuğuma ben bile şaşırıyordum.
"Doğru ama sen yine de dikkat et. İstersen bir kafeye falan oturalım. Çok esiyor burası."
"Sen git. Biraz daha işim var benim."
"Olmaz öyle şey. Bak bunu sana söylesem mi kararsızdım deminden beri ama söylemem gerek sanırım. Bu yakaladığın adamlar yüksek mevkili insanlardandı. Eminim bunu duyanlar her şeyin en ince ayrıntısına kadar araştıracaklardır. Senin yardım ettiğini öğrenmeleri de olası. Bir süre dikkat etmemiz lazım. O yüzden evine girene kadar yanındayım. Telefon numaranı da alayım. Haberim olsun senden." Dediğinde şaşırmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖRDÜZLER •GRİ SERİSİ 1•
Teen Fiction"Üzgünüm... 1 kelime 7 harf ama verdiği acı... Kelimelere , harflere sığamayacak bir acı... Siz beni bu kelime ile terkettiniz... Ben de bu satırlarla... Ölmüşüm ben... Diyorlar ya insan kalbi durduğunda değil unutulduğunda ölür diye. İşte ben dün k...