8.Bölüm
*Bu sadece bir başlangıç...*"Bebeğim gel yemeğe inelim." Diyen Ata ile halsiz vücudumu es geçerek yatakta doğruldum.
Ameliyat olalı bir hafta olmuş ve bu hafta boyunca herkes benimle fazlasıyla ilgilenmişti. Hatta bu süreçte Meriç ve ailesi bile her an yanımda olmuştu.
O üç abi bozuntusu ise ameliyat olduğumdan beri bırak laf atmayı yüzüme bile bakmıyorlardı. Ya da söyledikleri yüzünden bakamıyorlardı. Açıkçası bu benim de işime geliyordu.
"Arda nasıl? Bugün yanıma hiç uğramadı. Ben de kalkamadım." Dediğimde beni belimden destekleyerek kaldırdı ve konuşmaya başladı.
"Arda hâlâ biraz çekiniyor onlardan. O yüzden odasından çıkmıyor. Dalmış olmalı." Dediğinde sesli bir nefes verdim ve yataktan kalktım.
"İlk önce beni onun yanına bıraksan olur mu?"
"Olur bebeğim." Diyerek beni yavaş yavaş yürüterek odadan çıkardı ve Arda'nın odasına yöneldi.
Kapıya geldiğimizde tıklattıktan hemen sonra içeriden gelmemizi söylemişti.
"Ata sen git ben Arda ile gelirim." Dediğimde kafasıyla onaylayarak yanımdan ayrılmıştı.
Ben de daha fazla beklemeden içeriye girdim. Arda çalışma masasında oturuyordu. Benim geldiğimi gördüğünde hemen ayağa kalkıp yanıma geldi ve sağ koluma girerek beni odasındaki koltuklara yönlendirdi.
"Ada'm bugün yanına gelemedim lütfen kusuruma bakma. Ders çalışırken dalmışım." Diye mahcup bir şekilde konuştuğunda kendimi koltuğa bırakarak onu da yanıma oturttum.
Konuşması birkaç gün önce düzelmişti neyse ki.
"Yok ne kusuru Arda'm , olabilir öyle şeyler ama bana dürüst ol lütfen. Gerçek sebebi bu mu?" Dediğimde gözlerini kaçırmaya başlamıştı bile.
"Evet Ada'm sen merak etme. Başka ne olacak?" Dediğinde sağ elim ile onun sol elini tutarak kendime döndürmüştüm.
"Arda... Ben senin gözünden , sesinden bile anlarım bir şey olduğunu. Hadi birtanem bana doğruyu söyle. Böyle içinde tutarak sadece kendine zarar verirsin. Hem belki yardım edebileceğim bir şeydir."
Önce sessiz kaldı. Sanırım anlatıp anlayamayacağı mı kendi içinde tartışıyordu. Sabırla konuşmasını bekledim dakikalarca. Sonunda konuşmaya başladığında gözlerinin içine bakarak onu dinliyordum.
"Ada ben onlara hâlâ alışamadım. Onlar da diğerleri gibi yapacak diye çok korkuyorum. Bir de o abilerin ikimiz hakkında söylediklerinden sonra... Ben bir daha öyle şeyleri kaldıramam. Hele ki size bir şey olmasını hiç kaldıramam. Şuna baksana buraya geldikten hemen sonra seni hastanede bulduk."
"Arda'm bir şey falan mı dediler ya da yaptılar?"
"Hayır , aksine Selma Hanım ve Dağhan Bey çok iyi davranıyorlar. Umut da öyle. Artık o üç abi de bir şey demiyorlar ama ben yine de güvenemiyorum. Böyle bir anda ailemizin olması beni korkutuyor. Mutlu olduğumuz an yine kötü şeyler olacak gibi hissediyorum." Dediğinde sol koluna dikkat ederek ona sarıldım. O da çok geçmeden kollarını belime sararak beni kendine çekmişti.
Neredeyse onun kucağında otururken bir yandan da saçlarını okşuyordum.
"Birtanem sence ben bir daha öyle bir şey olmasına izin verir miyim? Belki o zaman güçsüzdüm , onlara karşı koyamıyordum ama şimdi öyle değil ki. Ve şunu unutma ben asla güvenmediğim insanlar ile sizin böyle samimi olmanıza izin vermem. Onlar gerçekten ailemiz olmak istiyorlar birtanem. Ben bunu onların size olan bakışlarında çok net görüyorum. Hatta o abi bozuntularında bile , biliyor musun? Tamam başta kötü davrandılar ama bunu kendi iradeleri ile yapmadılar. Sanki birinin dolduruşuna gelmiş gibilerdi. Hatta Aral'ın bakışlarında korku vardı , sanki onlara bir şey yapacağımızı düşünüyordu. Hatalılar mı evet ama şu an köpek gibi pişmanlar. Vicdan azabı çekiyorlar. Onları affet demiyorum ama onların bize zarar vermeyeceğini bil birtanem. Eğer onlara bu önyargı ile yaklaşırsan o üçünden bir farkın kalmaz. Tamam mı? Bana güveniyor musun?" Dediğimde benden ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖRDÜZLER •GRİ SERİSİ 1•
Teen Fiction"Üzgünüm... 1 kelime 7 harf ama verdiği acı... Kelimelere , harflere sığamayacak bir acı... Siz beni bu kelime ile terkettiniz... Ben de bu satırlarla... Ölmüşüm ben... Diyorlar ya insan kalbi durduğunda değil unutulduğunda ölür diye. İşte ben dün k...