2

24.7K 1.5K 1.3K
                                    

2.Bölüm
*Geçmeyen yaralar...*

"Ata , Arda , Ayla ve Ada Çevik'in kan örneği Dağhan Arslansoy ile Sude , Sura , Sare Arslansoy'un kan örneği Fırat Çevik ile %99,9 oranında uyuşmaktadır. İddia ettiğiniz gibi bir karışıklık olmuş ve emin olun bunun sorumlusu en kısa sürede yakalanıp gerekli cezası verilecektir."

Doktorun söylediği şey ile herkes sinirle ayaklanmıştı. Bunlar birer hayattı. Bu kadar basit mıydı bir çocuğu annesinden , babasından ayırmak ki ortada  anne babasından ayrılmış tamı tamına 7 çocuk vardı.

"Siz ne diyorsunuz?! Kolay mı öyle çocuk karıştırmak?!" Diye bağıran Dağhan Bey bizlere tercüman olmuştu.

Doktor mahçup bir şekilde başını eğerken bu sefer de bizimkiler ayağa kalkmıştı.

"Ne kolay öyle çocuklar karışmış demek! Bu öyle basit bir şey mi ya?!" Diye bağıran Arda'ya , Ata destek çıkmıştı.

"17 yıl! 17 yıl 7 çocuğu nasıl anne babasından ayırabildiniz? Daha Dağhan Bey size gelmese haberiniz yok! Bu ne biçim bir sorumsuzluk?!" Derken bu sefer araya ben girdim.

Arda ve Ata'yı koltuğa oturturken konuştum.

"Tamam bir sakin olun. Belli ki bu doktorun da suçu değil yaşına baksanıza daha genç. 17 yıl önce olmuş bir şey ile ne alakası olabilir? Gidin bunun sorumlusunu bulun ona hesap sorun. Suçu olmayan birine değil." Dediğimde doktor bana minnettarca bakmış ve konuşmaya başlamıştı.

"Emin olun bunun sorumlusunu en kısa sürede bizzat ben bulacak ve gerekli cezasını vereceğim. Hiç şüpheniz olmasın. İzninizle benim hastane sahibine haber vermem gerek." Deyip odadan çıkmasıyla bir hıçkırık sesi duyuldu.

Herkes sesin geldiği tarafa döndüğünde Selma Hanım'ın bize bakarak hıçkıra hıçkıra ağladığını gördüm.

Dağhan Bey hızla karısının yanına giderek onu kolunun altına alıp sakinleştirmeye çalışmıştı. Umut denen çocuk ise bize tip tip bakıyordu.

"Ben kendi kızlarımı almak istiyorum." Diyen Fırat'a döndüğümüzde yanında kızlarıyla kapıya ilerlediğini gördük.

"Biz de kendi kızlarımızı ve oğullarımızı alacağız. Nüfus işleri ile ilgili sonra yine konuşuruz." Diye ona cevap vermişti Dağhan Bey.

Ondan sonra odadan çıkmışlardı.

O sırada Selma Hanım zar zor ayağa kalkmış ve yanımıza gelerek önümüzde durmuştu. Hepimize tek tek bakıp konuşmaya başladı.

"Çocuklar... Size sarılabilir miyim?" Dediğinde Arda korkuyla geriye adım atmıştı. Bunun üzerine Selma Hanım daha çok ağlamaya başlamış , Dağhan Bey uzgunce ona bakmaya başlamıştı.

Ben de hızla Arda'nın yanıma gidip kulağına fısıldadım.

"Unutma koca ayım , herkes aynı değildir. Neden ona bir şans vermiyorsun? Hem belki o bizim gerçekten annemiz olmak ister? Sen hep demez mıydın keşke başkası benim annem olsa diye. Bak işte sana bir şans." Dediğimde onay istercesine yüzüme baktı.

Gözümü sıkıca kapatıp açtığında ileriye bir adım attı. Ben de ona minik bir tebessüm gönderip yanağını öptüm.

Biz Selma Hanım'ı onayladığımızda hepimize tek tek sarılmaya başladı.

Sıra bana geldiğinde önce gururla yüzüme baktı ardından da bana sıkıca sarıldı. O kadar sıkı sarılıyordu ki... Bir yandan da kokumuzu içine çektiğini hissediyordum.

DÖRDÜZLER •GRİ SERİSİ 1•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin