26.Bölüm

6.6K 344 72
                                    

Hepimizin başı sağolsun. Çok kötü bir afetle karşılaştık. Enkaz altında hâlâ canlı olan insanlar umarım bir an önce kurtulurlar, çıkanların inşallah çok büyük bir sağlık sorunları yoktur. Afet öldürmez bina öldürür arkadaşlar ve bu kanıtlanmış oldu. Çok içten bir şekilde dua ediyorum ki binlerce insanın ölmesine sebep olan mahlukatlar acı çeke çeke ölürler.

Ben elimden geldiğince maddi manevi yardımda bulundum lütfen sizin de durumunuz müsaitse Ahbap'a ya da bulunduğunuz ildeki-ilçedeki okul ya da belediye binalarına yardım götürün. Bu durumda da anladık ki halk olarak bizim bızden başka kimsemiz yok.

Keyifli okumalar diyemiyorum çünkü ne keyif ne de psikoloji kaldı insanda.

Ölenlerin mekanları cennet olsun, ailelerine sabır diliyorum. Yaralı olanlara çok büyük geçmiş olsun, keşke elimden daha fazlası gelse.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Hızlı hızlı ilerleyen Rengin'in arkasından hastaneye girdim. Nasıl olmuştu, nasıl vurulmuştu? Neden kendine dikkat etmedi salak herif?! Rengin danışmaya ismini sorduğunda normal odada olduğunı ve oda numarasını söylemişti görevli.

Asansör ile ikinci kata çıkarken korkum ikiye katlanmış, soğuk soğuk terliyordum. Asansörlerden nefret ettiğimi söylemiş miydim?

Rengin kapıyı bile çalmadan direkt içeri girince oda tek kişilik olmadığı için uyanık olan diğer hastalar bize bakmıştı. Sanırım onlarda çatışmada yaralanan diğer polislerdi. Rengin odada olan hemşireye, "Alparslan Ulus, durumu nas-" "İyiyim Rengin." Hemşire yerine o cevaplamıştı bizi. Sağda perdenin kapalı olduğu yerden gelmişti ses. Hızla oraya yöneldim ve kendim geçebileceğim şekilde aralayıp ona baktım.

Üstü çıplaktı, midesinin sol üstünde sargı bezi vardı,sağ kolunda da aynı şekilde ve sol yanağında da bir yara bandı vardı. Onu iyi bir şekilde gördüğüm için rahatlama hissi ile gözlerimi yumup nefesimi verdim. Rengin sürekli ona bir şeyler soruyordu. Gözlerimi açıp kenara çekilip ikisini izledim. "Neden kendine dikkat etmiyorsun abi?! Ya daha kötüsü olsaydı ben sensiz ne yapa-" Rengin'in ağzına elini kapatıp yüzünü buruşturdu, "Sanki ilk defa yaralanıyorum Rengin. Bana hiçbir şey olmaz." Dedi ve Rengin'in ağzından çektiği eli ile yanağını okşadı.

Şuanki konumum, Rengin'in arkasındaydım ve onu rahatça görebiliyordum. En son ne zaman bu kadar korkumuştum, hiç hatırlamıyorum. Gözlerini bir anda bana çevirdi, gözlerimi kaçırmadım. Evet utanıyordum ama onu kaybetme korkusu içime yayılmıştı ve o masmavi gözlerine bir daha bakamayacağım diye korkmuştum. Hemde çok.

Bu kadar kısa bir zamanda içime nasıl işledin sen kendini?

Rengin boğazını temizleyince gözlerimi başka yere çevirdim, "Ben bir doktara bakayım." Dedi ve hızla yanımızdan ayrıldı. Taşikardi geçirdim geçiricem şimdi! Ona bakmasam bile o kadar yoğun bakıyordu ki kendimi çok ağır hissetmiştim. "Gelsene buraya." Eli ile yatağında boş kısmına vurdu.

Ona bakmadan dediği yere olabildiğince yavaş bir şekilde oturdum. Sesli bir nefes aldı ve dikkatlice bana bakmaya devam etti. Hayatımda utançtan kızardığım hiç olmamıştı ta ki bu adamla karşılaşana kadar. "Eğer öyle bakmaya devam edersen şu yandaki şırıngaları gözüne sokarım." Gerilince kulaklarumı yumup ağzıma ne geliyorsa söylüyordum.

Burnundan nefeslenirken güldü, yatağın yanında duran elimin üstünde onu elini hissetim ve oraya bakışlarımı çevirdim. Koca elinin altında yok olmuştu elim, parmaklarını parmaklarım arasında geçirirken konuşmaya başladı, "Klavye delikanlısı değilim ama sen gözlerime bakmıyorsun ki." Nasıl bakayım köpke!? Deli gibi utanıyordum. "Hadi ama bebeğim, bak bana." Atma o zehirli oku işte! Kafamı kaldırmadan kirpiklerimin altından ona baktım. Dudakları gerilmiş, sağ yanağında ki küçücük olan gamze belli olmuştu.

Küçük Kızım||TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin