yirmi bir

3.7K 230 199
                                    

Sözleriyle donup karşısında öylece kalmıştım.

Midemdeki kelebekler asla durmak bilmiyordu. Cezayı hak ettiğimi biliyorum ama bu... Neden bu kadar heyecanlanıyorum? Kötü hissetmem gerekmez mi?

Sorularımın yanıtlarını bulamadan dudaklarımı bir anda kapıyor ve parlatıcımı tamamen emip dudaklarımın tadına bakıyor. Dişlerini hissettiğim gibi demir tadı ağzıma geliyor.

Midemdeki kelebekler durmadan kanat çırparken beni kucağına bir hareketle aldığında tacım yeri boyluyor. Adımlarken beni öpmeyi asla bırakmıyor; eskisinden daha hırçınca ve tutkuyla dudaklarımı sahiplenircesine öpüyor. Sonra anlıyorum işte...

O beni önemsiyor, Jaehyun beni gerçekten önemsiyor.

Gözlerim kapalı ama nereye geldiğimizi tahmin ediyorum. Odasına geldiğimizi anlıyorum çünkü buram buram onun kokusu tütüyor etrafta. Kokusu çok güzel; o kadar güzel ki beni sakinleştiriyor ve güvende hissediyorum. Yanında olmadığı kadar güvendeyim.

Kalbim amansızca atarken beni yere indirdi. Amatörce dudaklarına karşılık vermeye çalışsam da yapmam çok güç çünkü ona yetişemiyordum. Jaehyun sınırlarını aşmıştı, hareketlerini dizginlemiyordu.

Elbisemin iplerini marifetli elleriyle çözüp fermuarımı bir hareketle indirdi. Belimdeki büyük kurdele de yere düştüğünde artık üstümde hiçbir şey yoktu. Sadece siyah fileli kilotlu çorabım ve siyah dantelli iç çamaşırım kalmıştık.

Bacaklarıma değen elleriyle titremiş olsam da belli etmemeye çalıştım. Sonra eli durmadı ve kalçama gitti. İkisini avuçlarken öpücükleri her yerdeydi. Boynumu emiyor ve kendine ait izler bırakıyordu. Tenime sıcak öpücükleriyle imzasını atıyordu.

Sonra kendisini soymaya yeltendiğinde ona yardım ettim. Dudaklarım şimdiden şişmiş ve zonkluyorlardı. Kazağını bir kenara fırlattığında kollarındaki dövmeler artık gözler önündeydi.

Sonra önümde eğilip kollarıyla belimi sarmaladı. Öpücüklerini karnımda hissettiğim zaman küçük bir inleme verdim. Her bir santimetrekaremi öpüyor. Bacaklarımı, bileklerimi ve parmaklarımı bile. Her yerime tapıyor gibi...

Ancak bunla sınırlı kalmıyor ve iç çamaşırımı öpüyor. Jaehyun bana tutku vermiyor; tutku onun ta kendisi. Hareketlerini sert ve içten yaptığı her dakikada kendimi kara bir deliğin içinde kaybediyorum sanki.

Dili devreye girerken dudaklarımı kanatırcasına dişliyorum. Elleri asla durmuyor ve bacaklarımı sertçe okşuyor. Koca elleri o kadar güzel hissettiriyor ki tüylerim diken diken oluyor ve bacak aram da yanmaya başlıyor. O da bunu anlamış olacak ki iç çamaşırımı dişiyle hırıltılı bir ses vererek sıyırdı.

Karşısında çırılçıplak kalırken utancımı gizleyemiyorum ve arkamı dönüp gözlerimi ellerimle kapatıyorum.

"C-Canım çok acıyacak mı?" dediğimle saçıma bir öpücük kondurdu. O da tamamen soyunmuştu çünkü ayaklarımızda ikimizin de kıyafetleri vardı.

"Bu pozisyonda söz veremem. Hem bunu kaç defa denedik Yong. İyi olacaksın güzelim. Canın yanarsa durmaya çalışırım."

Söyledikleriyle yutkunurken heyecandan bütün vücudum titremeye başladı. Dediklerine takılmadan edemiyordum. Bunu kaç defa denedik demişti... Yine mi hatırlamıyordum?

Jaehyun beni belimden tutup eğilmemi sağladığında nefes nasıl alınır unutmuştum. Arkam ona dönüktü ve bu başlı başına utanmamın sebebiydi. İkincisi ise bu hareket... Birinin anlattığına benziyordu. Saçlarım zemine değerken dünya tersine dönmüştü.

"Ellerini bana kenetle." dedi otoriter tonuyla. Heyecandan kalbim ağzıma gelirken kollarımı arkaya getirmiş ve en sonunda ellerimiz kenetlenmişti. "İşte böyle güzelim."

Deliğime sürten erkekliğiyle dudaklarımı dişlemiştim. İleri geri çıkıp giriyordu ancak bunu beni hazırlamak için yapıyordu. Parmaklarıyla yaptığı hazırlama hareketine benziyordu bu.

Sonra Jaehyun üyeliğini çıkardı ve cıkcıklamaya başladı. "Şu sıkılaşma konusunu... Konuşmamız gerek. Beni istiyorsan kasılmamalısın bebeğim. Çok zorlarsam kanayabilir."

Elimde değildi, kasıldığımı bile anlamıyordum ki. Heyecandan bayılacak gibiydim ve yanaklarım, boynum utanmaktan kıpkırmızı olmuştu.

Jaehyun tekrar denedi, içime girdi ancak acı o kadar fazlaydı ki ağlamaklı bir ses çıkardım. Tiz sesimle beraber boynuma bir öpücük kondurmuş ve hareketini yavaşlatmıştı ancak hâlâ acıyordu. Temposu yavaş sayılırdı ama gittikçe yükseliyordu.

Ağlamalı sızlamalarım arttıkça beni saçlarımı, bazense belimi öpüp sakinleştiriyordu. "Şşş, bebeğim. Çok yavaşım. Tamam mı? Canını yakmayacağım."

Jaehyun üyeliğini biraz daha ileri ittirmiş ve oldukça derinden bir inleme vermiştim. Oda inlememle yankılanırken Jaehyun kelebek öpücüklerini durdurmadı. Her inleyişimde acımı azaltmak için daha fazla öpüyordu sanki. Nefes almakta zorlanıyordum ve ters gördüğüm dünyamda her şey bulanıklaşıyordu.

Sonra Jaehyun hızlı tempoya geldi. Gözlerimi sımsıkı kapattım. İnlemelerim yükseldikçe daha da hızlanıyordu. Bana çarptıkça teninin tenimde çıkardığı ses gittikçe artıyordu. Tenim yanıyordu ve Jaehyun daha da sertleşiyordu. Gözlerimde yıldızlar uçuşmaya başladı sonra, gözlerim kapanıp açılıyordu. Zevk denen şey bu muydu? Emin değildim. Yaoi mangalarda böyle oluyordu ama.

Sonra en derinime erişti. "J-Jaehyun!"ağlamaklı sesimin ardından sızlandım. "Ah... A-Ah!"

"İşte buldum seni." dedi hırlarken.

Gözlerim bulanıklaşırken kaç kez ismini sayıkladığımı bilmiyordum ama ayakta durabilecek gücüm kalmamıştı. Beni tutan ellerindeki kuvvet olmasa çoktan yere serilmiştim. Kasıklarımda bir şey hareket ediyordu ve yukarı çıkmak istiyordu. Jaehyun duvarlarıma küfrederken durmak bilmedi. Dakikalar saati saatler dakikaları kovaladı. İnlemelerim yerini zevk dolu mırıltılara bıraktığında bacaklarımdaki enerjinin tamamı çekilmişti.

En sonunda içimde sıcacık bir şey hissettim. İçime dolan sıvıyla dayanamayıp ben de infilak etmiştim. Her tarafım yanıyor ve gözlerim yorgunluktan kapanacaktı. Kaç saattir bunu yapıyorduk emin değildim.

Sarı kaküllerimi düzeltip alnıma sert sayılacak bir öpücük kondurdu. Sesli öpücükle kalbim ağzıma gelirken hırıltılı sesiyle itiraf etti.

"Mükemmeldin bebeğim."

the shy boy // jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin