35. bölüm

266 14 4
                                    

Mesut yatakta doğrulmuş ve serumunu çıkartıyordur diğer yandan da Selin'i düşünüyordur. Doğrulduğu zaman ciğerleri yanmaya başlamıştır ama pek aldırış etmez.

Cemal ve Hakan Mesut'u tutmaya çalışıyordur, Mesut da kalkmaya çalışıyordur. Seslere doktor gelir.

Doktor: Mesut Bey yatmanız gerek, durumunuz hala kötü, ciğerlerinizde kalıcı bir hasar kalabilir.

Mesut: Benim karım ve çocuklarım orada can çekişirken, hayatta kalmak için savaşırken ben burada yatamam!

Doktor: Mesut Bey lütfen.

Mesut: EEhh yeter be, bırakın beni.

Mesut zor da olsa odadan çıkar, danışmaya gelir.

-Danışma-

Görevli: Buyurun beyefendi, bir şey mi istemiştiniz?

Mesut: Selin Güneri nerede şuan?

Görevli: Siz neyi oluyorsunuz?

Mesut: Eşiyim.

Görevli: Tamam, bakıyorum hemen.

Görevli: Şuan hala ameliyatta.

Mesut: Ne kadar zaman oldu gireli?

Görevli: Sanırım 3 saat.

Mesut: Selin hamileydi, bebekler nasıl?

Görevli: Bir bilgim yok, şuan 4 numaralı ameliyathanede, oraya giderseniz size bilgi verebilirler.

Mesut kafa sallar ve ameliyathaneye gider.

Hüsnü: Usta, ne işin var senin burada?

Mesut: Selin'den bir haber var mı? Bir şey dediler mi?

Hüsnü: Hayır.

Rıza: Evlat neden geldin sen? Gidip yatsaydın.

Mesut: Baba ben iyiyim, burada durucam.

Engin: Usta hiç iyi gibi görünmüyorsun, hadi git dinlen, biz haber veririz sana.

Cemal ve Hakan gelir.

Hakan: Doktor Mesut abinin odada kalması gerektiğini söyledi ama

Cemal: Müdürüm tutamadık odada, özür dileriz.

Mesut: Ya yeter! Ben iyiyim. Burada karımın ve çocuklarıma en yakın olan yerde beklemek istiyorum. Karışmayın bana.

Ekip bir şey diyemez.

Mesut kapının yanındaki koltuğa oturur, ciğerleri yanıyordur, yaraları zonkluyordur ama aldırış etmez. Suat ve Nazike'ye bakar, dua ettiklerini görür. İçinden o da dua etmeye başlar.

Doktor gelir(Mesut'un doktoru).

Doktor: Mesut Bey, odada durmuyorsunuz bari burada şu maskeyi takın.

Mesut: Gerek yok.

Doktor: Mesut Bey, böyle giderse bir saate kadar bayılacaksınız, ciğerleriniz çok zorlanıyor. Lütfen.

Suat Mesut'un yanına gelir, Mesut'un yanındaki koltuğa oturur.

Suat: Mesut, bak Selin orada dayanıyor. Küçücük bebekleriniz var sizin. Onlar bile dayanıyor. Onlar kurtulacaklar. Kurtulduklarında Selin seni görmek ister, sen de onların yanında olmak istersin. Bak şimdi şu maskeyi tak, böyle onlara bir yararın olmaz ki, hem sen onların başında durmalısın, dimdik kaya gibi. Onlar senden güç almalı. Hadi şimdi dinle doktoru, hem belki birazdan çıkarlar ameliyattan, Selin uyanır, hadi Mesut.

Mesut bu sözler üzerine oksijen maskesini takmayı kabul eder, üzgündür. Selin'i ve çocuklarını koruyamamıştır.

Mesut*iç ses*: Böyle mi sahip çıkacaksın ailene?! Böyle mi babalık yapacaksın çocuklarına?! Onlar orada dayanıyor, sen burada azıcık bir duman yüzünden ne haldesin! Benim o adamı bulmam lazım, kimdi o adam? Nasıl gelmişti o eve? Geçen ki deponun yerini de o söylemişti. Aman boş ver şimdi onu. Selin. Selin beni bırakır mı? Bu sefer de dayanabilir mi? Başına neler geldi kızın, hepsi de benim yüzümden. Ben koruyamadım onu, hem onu hem de çocuklarımı. Ben nasıl bir babayım? Daha çocuklarım doğmadan benim yüzümden başlarına neler geldi? Kızım, kızımın ciğerleri dayanır mı bu kadar olaya? Oradaki duman onu da etkilemiş midir? Ya oğlum? Ona bir zarar gelmiş midir? Onlar yaşıyor mu? Ben çocuklarımın yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyorum. Allah kahretsin beni! O kadar tekme attılar Selin'e üstüne bir de vuruldu. Acaba hayattalar mı şuan? Bırakırlar mı beni? Bıraksalar da hakları ama yaşayarak bıraksınlar bırakacaklarsa da. Ölerek bırakmasınlar. Her şeye dayanırım ama onların ölmelerine dayanamam. Allah'ım ne olursun koru onları, lütfen yaşamaya devam etsinler Allah'ım.

Mesut'un gözlerinden yaşlar akar, gözlerini siler. Bu düşüncelerle saatler geçer.

Selin ameliyata gireli tam tamına 9 saat geçmiştir. Herkes çok üzgündür. Suat ve Nazike hiç durmadan dua etmişlerdir. Ekip Şükran'a haber vermediklerini fark edip ona da haber vermişlerdir. Ameliyatın 5. Saatinde o da gelir. O da dua etmeye başlar. Mesut bu 6 saatte hiç kimse ile konuşmamıştır, sadece Selin'in ameliyatındaki doktora ameliyatın ne zaman biteceğini sormuştur. Doktor da bilmediğini söyleyip gitmiştir.

En sonunda yani bu toplam 9 saatin sonunda içeriden doktorlar çıkar. Bir tane doktor onlara bilgi vermek için durmuştur. Diğer doktorlar gitmişlerdir ve çok yorgun görünüyorlardır.

Doktor: Selin Hanımın yakınlarısınız galiba.

Ekip: Evet.

Mesut: Durumları nasıl?

Doktor: Selin Hanım gerçekten çok dayanıklıymış ve çocukları da en az anneleri gibi dayanıklılar. Selin Hanım'ın vücudunda ciddi ezilmeler var, yani muhtemelen dövülmüş özellikle de tekme atılmış. Bu yüzden biraz endişeliyiz açıkçası. İç kanama riski çok yüksek. Kurşuna gelirsek, kurşunu çıkarttık, tam zamanında getirilmiş hastaneye, eğer biraz daha geç getirilseydi, kurşunun giriş yerindeki iltihap tüm vücuda yayılırdı. Tabi biz temizleyebildiğimiz kadar temizledik yarayı. Bebeklerine gelirsek. Öncelikle bebeklerin babası burada mı?

Mesut: Benim.

Doktor: Anladım. Bebeklerin durumu şuanda stabil. Kızınızın ciğerindeki sorun yüzünden biraz korktuk onu kaybetmekten ama ne o dayanmayı bıraktı ne de annesi. İkisi de gerçek bir savaşçı. Kızınızı sürekli kontrol edeceğiz. Oğlunuzun durumu kızınıza göre daha iyi, o önceden herhangi bir sorun yaşamadığı için biraz daha şanslı. Kısacası, bebekleriniz hayatta, Selin Hanım da hayatta, durumları olunabilecek en iyi seviyede. Ha bir de şey var. Selin Hanımın ciğerlerindeki tahribatı şimdilik göremiyoruz, 24 saat sonra net olarak dumanın nereye ne kadar zarar verdiği görülür. Kurşundan dolayı bir sakatlık durumu var mı onu da bilmiyoruz, onu da uyanınca öğreneceğiz. Şimdi Selin Hanımı yoğun bakıma alacağız. Önümüzdeki ilk 48 saat çok önemli. Normalde 24 saat denilirdi ama Selin Hanım'ın durumu ve bebeklerin durumu birbirini tetiklediği için bu zaman 48 saate çıkıyor mecburen. Size geçmiş olsun, ben yine kontrollere geleceğim.

Mesut: Yoğun bakıma alınınca yanına girebilir miyim?

Doktor: Şimdilik girmeseniz daha iyi, enfeksiyon kapma riskleri çok yüksek. Bu arada kızınızın yarım kalan tedavisine devam edeceğiz, yani Çarşamba günü başlanılan tedaviye.

Mesut: Tamam, teşekkür ederim.

Doktor: Rica ederim, geçmiş olsun tekrardan.

Ekip: Sağ olun.

Doktor gider. Ekip Selin'in vurulduğunu ve Kızlarının bir tedaviye başladığını bilmiyordur.

Mesut kapıda Selin'in çıkmasını bekliyordur. İçinden Selin ve çocukları hayatta olduğu için Allah'a şükür ediyordur.

Acı Hayatın İçinden Gelen MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin