41. bölüm

232 10 0
                                    

Doktor ve Doruk aceleyle yoğun bakıma girer. Perdeleri kapatırlar. Yaklaşık 15 dakika sonra doktor dışarı çıkar.

Mesut: Ne oldu? Kötü bir şey mi oldu?

Doktor: Selin Hanım uyandı. *Perdeyi işaret eder, Doruk perdeyi açmıştır, Selin uyanmıştır ama pek kendinde gibi görünmüyordur.*

Mesut: Şimdi ne olacak?

Doktor: Hafif bir ağrı kesici yaptık, beklemekten başka şansımız yok maalesef.

Mesut: Anladım.

Doktor: İsterseniz kısa süreli de olsa yanına girebilirsiniz.

Mesut: Gerçekten mi?

Doktor: Evet, isterseniz hemşireler sizi hazırlasın ama çok uzun sürmesin.

Mesut: Tamam.

Doruk çıkar. Mesut girer içeri.

Selin Mesut'a bakmaz. Çok fazla ağrısı vardır ve yangından dolayı vücudunda oluşan yanıklar acıyordur.

Mesut Selin'in yanına gelir. Yatağın yanındaki sandalyeye oturur.

Mesut: Selin, Selinim. Çok ağrın var mı?

Selin: Evet. Mesut, bu çok fazla. Beni tekrar uyutsalar, ben bu kadar ağrıya dayanamam.

Mesut: Tehlikeliymiş güzelim, yapamıyorlar.

Selin: N-Ne yani, böylece ölüme mi terk ediyorlar bizi?

Mesut: Güzelim, hayır. Bak eğer uyuturlarsa seni üçünüzü de kaybedermişiz.

Selin: Mesut, yalvarırım. Uyutsunlar beni.

Selin yatağın içinde kıvranıyordur, pek kımıldayamıyordur ama yine de dayanmaya çalışıyordur. Mesut Selin'in bu haline dayanamaz, sevdiği kadın gözünün önünde acıdan kıvranıyordur ama o bir şey yapamıyordur. Selin ağrıları olduğu ve canı acıdığı için çok sinirlidir. Daha doğrusu gergindir. Her an herkese patlayabilecek gibidir.

Mesut: Güzelim, bak az kaldı, birkaç gün sonra evimize gidicez, çok güzel....

Selin: Mesut, yapma lütfen. Bu an yokmuş gibi yapamıyorum ben. Bu asansörde kalmak gibi bir şey değil. Benim çok canım acıyo.

Selin ağlıyordur. İlaçlar yüzünden sersem gibidir. Yargı makinesi gibidir. Ne dediğini kendisi bile bilmiyordur.

Mesut: Tamam, bak geçecek bu günler de. Bizim için dayan biraz daha, lütfen. Hem bak daha çocuklarımıza isim koyacağız.

Selin: Koy sen bir şeyler, benim şuan isim düşünecek halim yok. Doktora söylesen, uyutmasalar bile bir ağrı kesici yapsalar.

Mesut: Tamam, sen sakin ol, ben söyleyeceğim doktora. Ben camdan seni izliyor olacağım, hem bak tüm ekip burada, herkes senin için dua ediyor.

Selin Mesut'u dinlemiyordur. Bu elinde olan bir şey değildir, canı çok yanıyordur ve ilaçlar yüzünden kafası yerinde değildir.

Mesut: Bak, buradaki bütün doktorlar senin için çabalıyor, biraz da

Selin: Mesut, doktora söylesen artık. Benim çok canım acıyor.

Mesut: Tamam, tamam güzelim. Çıkıyorum ben.

Mesut dışarı çıkar, ekip soran gözlerle bakıyordur.

Mesut: Ben geliyorum hemen.

Mesut oradan ayrılır, doktorla konuşur ama doktor daha fazla ağrı kesici yapamayacaklarını söyler. Mesut yoğun bakımın önüne gelmekten korkuyordur, Selin'e ne diyecektir? Selin'in can çekişmesini izleyebilecek midir? Hayır, bu kadarı Selin için de Mesut için de çok fazladır, ama Mesut birlikte toparlayabileceklerini düşünür, her şeyin üstesinden birlikte gelmişlerdi, bunun üzerinden de gelebilirler birlikte. Mesut dayanamaz ve lavaboya gidip biraz ağlar. Daha sonra gözlerini silip, kendisini toplayıp yoğun bakımın önüne gelirler.

Rıza: Evlat, sen iyi misin?

Mesut: Selin uyandı baba, uyandığı için mutluyum, bizi bırakmadı. Ama uyanık olduğu için can çekişiyor, çok fazla ağrısı var ve doktor daha fazla ağrı kesici yapamayacaklarını söyledi. Yani Selin'in ağrıdan kıvranışlarını izleyeceğim ve elimden hiçbir şey gelmeyecek.

Hüsnü: Geçecek usta, bu günler de geçecek.

Mesut: İnşallah usta, inşallah. 

Acı Hayatın İçinden Gelen MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin