-Yol-
Selin Mesut'u arar.
Mesut açar hemen.
Selin: Mesut merhaba, müsait misin?
Mesut: E-Evet.
Selin: Evde misin?
Mesut: Evet, buraya mı geliyorsun?
Selin: Eve değil, sen sahile gelebilir misin? Konuşmamız gereken şeyler var.
Mesut: Ta-Tabi gelirim. Çıktın mı sen?
Selin: Evet.
Mesut: Tamam ben de çıkıyorum hemen.
Mesut hemen çıkar, sahile gelir. Selin bir bankta oturuyordur, yanına gelir.
Mesut: Oturabilir miyim?
Selin yana kayar. Mesut oturur.
Selin: Anlat.
Mesut: Neyi?
Selin: Kolundan vurulduğun gün, bana bir şey anlatmak istiyordun, anlat işte şimdi. Eve gitmem lazım, çok vaktim yok.
Mesut: Ha şey, ta-tamam. Şey hani o gün, bizim kavga ettiğimiz gün, kulağının yanından kurşun geçmişti.
Selin başı ile onaylar.
Mesut: Onu yaptıran adam benim eskiden dağlarda peşinde olduğum adamdı, yakalayamadık bir türlü. Şimdi de İstanbul'da. Burada ki terör işlerinin başındaymış. Bizim ekipler onun uyuşturucularını veya hücre evlerini bastığı için de beni uyarıyor. Eğer onlar bu işleri bırakmaz ise size zarar vereceğinden bahsediyor. Önceleri pek aldırış etmedim ama şimdi ediyorum. Size zarar verebilir. Ben sizi koruyamıyorum, sen beni size yaklaştırmıyorsun. Ve eğer size benim yüzümden bir şey olursa ben kendimi asla affedemem.
Selin sadece yere bakıyordur.
Mesut: Selin, bir şey söyle. Neden bana anlatmadın de, neden bizim peşimizde falan de, bağır çağır ama bir şey söyle.
Selin kafasını hayır anlamında sallar.
Selin: Umarım başımıza bir şey gelmez. Sen de dikkatli ol.
Selin kalkar ve yürümeye başlar.
Mesut da hemen Selin'in peşinden gider, kolundan tutup kendisine çevirir onu. Selin hemen kolunu geri çeker, geriye gider birkaç adım.
Mesut: Selin yapma böyle, ne olursun.
Selin: Deniz uyanmıştır, acıkmıştır, karnını doyurmam lazım.
Mesut: Selin, lütfen.
Selin: Ne dememi bekliyorsun? Olan olmuş, adam peşimizde ve her operasyonda bize zarar verecek. Kaçışımız var mı bundan? YOK! E o zaman. Şimdi gitmem lazım.
Selin gider.
Mesut sadece Selin'in gidişini izler. Daha sonra kendisi de eve gelir. Darmadağındır. Kalbi acıyordur, Selin'e verdiği zararı her geçen gün daha fazla anlıyordur.
-Diğer gün-
Seda sabah Selin'i arar.
Seda: Alo Selin, günaydın.
Selin: Günaydın Seda. Yeni bir şey mi var?
Seda: Aslında evet. Mahkeme davayı açabileceğimiz tarihi verdi.
Selin: Gerçekten mi? Ne zaman?
Seda: En yakın tarih 4 ay sonra.
Selin: Ciddi misin?
Seda: Aslında daha fazlaydı, savcı sayesinde 4 ay sonraya alabildik.
Selin: Tamam, olsun. Moral bozmak yok, bitip gidiyor işte.
Seda: Evet, sen iyi misin peki?
Selin: Evet iyiyim, daha iyiyim.
Seda: İyi olmana sevindim. Ben sana yine bilgileri veririm, şimdi kapatmam lazım.
Selin: Tamam canım, görüşürüz.
-kapatırlar-
Selin: Demek 4 ay, umarım bu 4 ayda fikrim değişmez.
Selin Derin'i yatağından alır ve aşağıya iner.
Daha kimse uyanmadığı için ev çok sessizdir.
Selin Derin'i koltuğun üzerine bırakır, yanına yastıklar koyar ve kahvaltıyı hazırlamaya başlar. Kahvaltıyı hazırlamayı bitirdiğinde kameradan Deniz'in uyandığını görür, ağlamadan yetişebilmek için hızla yukarı çıkar. Ve Deniz ağlamadan onu kucağına alır. Onu da aşağıya indirir. Pınar uyanmıştır ve aşağıya iner.
Pınar: Selin, günaydın, erkencisin.
Selin: Derin hanım uyanınca durmuyor biliyorsun, ben de aldım buraya indirdim, ben kahvaltıyı hazırlarken burada tekrar uyumuş.
Gülerler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acı Hayatın İçinden Gelen Mutluluk
AcciónSELMES'İN başından geçen olaylar ele alınacaktır.