-sabah-
Doktor gelip Selin'i muayene eder.
Doktor: Bir değişiklik yok, öğlene doğru bir kez daha kontrol ederiz. Geçmiş olsun.
Ekip: Sağ olun.
Mesut: Ne zaman uyandıracaksınız?
Doktor: O daha belli değil ama öğlen muayene edince eğer durumu bu şekilde devam ederse ki şuan ki durumu iyi bence, durumu bu şekilde ilerlerse ilacı keseceğiz ve kendi uyanacak yani ne zaman isterse, ne zaman kendini hazır hissederse.
Mesut: Anladım, sağ olun.
Doktor: Geçmiş olsun tekrar.
Doktor gider.
Doruk gelir.
Doruk: Bebeklere bakalım bi'
Mesut başı ile onaylar.
Doruk içeri geçer, ultrason cihazını Selin'in karnında gezdirir, bebeklere bakar. Selin'in serumlarının yanına bir serum daha takar. (Selmesin kızları için olan tedavide kullanılan ilaç.)
Doruk dışarı çıkar.
Doruk: Bebekler daha iyi, kızınızın tedavisinde kullandığımız ilacı verdim deminden. Daha iyi olacaklar. Ben eminim. Selin Hanım da çocuklarınız da çok dayanıklı. Benim şimdi gitmem lazım, gelirim tekrar. Geçmiş olsun.
Mesut: Sağ olun.
Ekip: Sağ olun.
Hüsnü Mesut'un yanına gelir.
Hüsnü: Bak usta, dayanıyorlar. Az kaldı, Selin'de uyanacak. Hem biz daha burada sizin çocuklarınızın doğumu için bekleyeceğiz.
Mesut burukça bir gülüş atar.
Mesut: Daha isim bile koyamadık.
Hüsnü: Koyarsınız kardeşim. Siz de doğumdan sonra koyarsınız yetişmezse.
Mesut: O kadar da değil bence, Selin uyansın bir, kendine gelsin. İstediği ismi koysun.
Hüsnü: Sen karışmayacak mısın?
Mesut: Hayır, o kadar acıyı o çekiyo, o kadar zorluk onun omuzlarında. Bütün bunlara karşı ben bir şey yapmadan hak iddia edemem. Hem benim aklıma isim gelmez ki. O bulur en uygununu en iyisini.
Hüsnü: Şşşt, duygulandın mı sen?
Mesut: Şaka gibi ama baba oluyorum.
Hüsnü: Heh gül şöyle, şaka falan değil. Baba olmak en çok sana, anne olmak da en çok Selin'e yakışır. Artık sizde mutlu olun diye uğraşıyor bu kadar doktor. Bence güzel günlere çok da bir şey kalmadı.
Mesut: İnşallah usta, inşallah.
HüsMes böyle konuşurlar bir süre camın önünde.
Ali gelir.
Ali: Abi, ilaçlarını getirdim.
Mesut: Usta şu suyu uzatsana.
Hüsnü: Al kardeşim.
Ali: Abi, sen iyi misin?
Mesut: Niye?
Ali: Kaç gündür ilaç içircez diye canımız çıkıyordu, şimdi hiç itiraz etmeden içtin.
Hüsnü: Ali, ben Mesut'un zayıf noktasını buldum.
Ali: Hıı, neymiş abi?
Hüsnü: Selin'den bahsedeceksin buna, her şeyi yapar.
Mesut: Alacağın olsun usta.
Gülerler.
Ali: Çok seviyorsun değil mi abi? *Selin'e bakarak söylemiştir.*
Mesut: Çook.
Ali: Abim aşık olmuş be, Selin bi uyansın, bi çocuklarını kucağına al. O zaman lalelik görevimi sana devir edeceğim abi.
Mesut: Tamam yeter bu kadar şamata, Allah'ın lalesi.
Ali: Abi, hani lale demiyorduk.
Hüsnü: E oğlum sen de deminden dolaylı olarak Mesut'a lale demiş oldun.
Mesut: Düşündüm de, haklısın usta.
*Mesut Ali'ye su şişesi atar.
Şakalaşırlar biraz, Mesut uzun süre sonra ilk kez gerçekten gülmüştür. Selin'e bakarak gülmeye devam eder. Onunla ilgili hayaller kurar.
Doktor gelir o sırada.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acı Hayatın İçinden Gelen Mutluluk
AcciónSELMES'İN başından geçen olaylar ele alınacaktır.