20. bölüm

310 14 3
                                    

-diğer gün-

Sabah Mesut ve Selin uyanırlar, kahvaltılarını yaparlar.

-oturma odası-

Mesut: Sen iyisin değil mi?

Selin: Evet, zımba gibiyim.

Mesut: İyi iyi. Bebekler nasıl? Yoruyorlar mı seni?

Selin: Yoo, arada kıpırdadıklarını hissediyorum, çok bir yordukları yok. *Bu sırada ikisi de ellerini Selin'in karnına koymuşlardır.

Mesut: Ben o zaman bir iki saatliğine merkeze gitsem, sen evde kalabilir misin?

Selin: Ben de gelsem? Çok sıkıldım evde, hem iyiyim de, lütfen.

Mesut: Hayır olmaz.

Selin: Yaa lütfen, bak yormam kendimi, hem raporum yarın bitiyor, bugün olmazsa yarın giderim.

Mesut: Hayır dedim, dinlenmen lazım senin.

Selin: İyi, git sen. Bende burada böyle saksı gibi bekleyeyim.

Mesut: Güzelim bak, sen hem daha tam iyileşmedin hem de hamilesin, dinlenmen lazım.

Selin: Tamam dedim bir şey, git sen.

Mesut: Gözüm arkada kalmaz değil mi?

Selin: Kalmaz kalmaz, uslu dururum merak etme.

Mesut: İyi, dönerim ben bir iki saate.

Selin: İyi tamam.

-merkez-

Mesut gelir.

Hüsnü: Ooo usta, hayırdır?

Mesut: Bir geleyim dedim, napıyorsunuz?

Hüsnü: Şu dosyaları dolduruyorduk, Selin nasıl?

Mesut: İyi iyi, zımba gibi. Bıraksak operasyona katılacak.

Ali: Tanıyorum ben onu, bugün olmazsa yarın artık kesin burada, raporu da bitiyor galiba değil mi?

Mesut: Evet, artık tut evde tutabilirsen. Bir de bir şey istediğinde yapmazsan göreceksin.

Ali: Bilirim abi, bilirim. Pınar az çektirmedi bana, hamilelikten bir de hormon şeyleri var ya, iğne gibi sözler havada uçuşuyordu bir ara bizim evde.

Mesut: Bunu bir de Selin'in inadı ile çarp.

Hüsnü: Olur öyle şeyler olur, katlanacaksın artık.

Mesut: Katlanıcam tabi, başka kimim var ki ondan başka, biraz da ben onun kahrını çekerim ne olacak?

Rıza gelir.

Rıza: Ooo Mesut? Hangi rüzgar attı seni buraya?

Mesut: Bir geleyim dedim baba. Nasılsınız?

Rıza: Biz iyiyiz, sizi sormalı, Selin, bebekler falan iyiler mi?

Mesut: İyiler baba, iyiler. Hatta Selin hanım bıraksak operasyona çıkacak.

Rıza: Çıkar o çıkar. *gülerler*

Mesut: Usta şu dosyaları versene yardım edeyim bende.

Hüsnü: Zor olmasın, o kadar günden sonra dosya doldurmak. *gülerler*

Mesut: Ustaa!

Hüsnü: Tamam demedim bir şey, al şunları dolduruver.

Mesut dosyaları doldurur.

-Selmes ev-

-Mesut gittikten bir buçuk saat sonra-

Selin karnı acıktığı için kendisine yemek hazırlamaya başlar, yemeğini hazırlarken ekmeğin bittiğini görür ve hazırlanıp ekmek almaya gider.

Acı Hayatın İçinden Gelen MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin