-çocukları yatırırlar.-
Selin: Velayet davası açacak mısın?
Mesut: Hayır, en azından şimdi değil. Şuan sana ihtiyaçları var, senden ayıramam onları. Biraz büyüdüklerinde belki olabilir.
Selin: Onlar için sonuna kadar direneceğimi biliyorsun.
Mesut: Bilmez miyim? Ben de direneceğim ama, aklında bulunsun.
Selin: Bu bir tehdit mi?
Mesut: Hayır, sadece bir uyarı. Keşke bunlar ile hiç uğraşmasaydık ama olan oldu, yarın her şey bitiyor. Sen beni kafandan sildin, ama merak etme ki ben de seni kafamdan sildim, artık sadece çocuklarımın annesisin. Tam da senin istediğin oluyor işte. Vaz geçtim senden.
Selin böyle bir şey beklemiyordur, neden olduğunu bilmediğini bir şekilde Mesut'un onu hayatından çıkartabileceğini hiç düşünmemiştir.
Mesut gider. Selin üzülmüştür, birisine sarılmaya ihtiyacı vardır ama etrafında sarılabileceği kimse yoktur, çocukları mışıl mışıl uyurken kendisi için onları uyandırmak istemez. Mecburen yatak odasına gider, yatağa girer ve yastığına sarılarak ağlar, ağlayarak da uykuya dalar.
-gece-
Gece Haluk harekete geçmiştir, sabah Mesut için çok güzel bir sürpriz yapacaktır ve onu da hazırlamayı bitirmiştir.
Haluk'un adamları kimseye görünmeden planlarını uygularlar ve hemen oradan giderler.
-sabah-
Bugün Selmes'in mahkemesi vardır, Tüm ekip ve aileler gelecektir. Çocuklar mahkeme sırasında salonda Pınarların yanında olacaklardır.
Selin hazırlanır, resmi giyinir, ne de olsa mahkemesi vardır. Açık mavi bir takım giyer.
Mesut'ta hazırlanmıştır, o da siyah bir takım giymiştir.
Selin çocukları hazırlıyordur, Pınar gelir o sırada.
Selin kapıyı açar.
Selin: Aa Pınar hoş geldin.
Pınar: Hoş buldum, hem nasılsın diye bakmak için hem de çocukları almak için geldim.
Selin: Çocuklar hazır sayılırlar. Ben, ben kötüyüm sanırım.
Pınar: Pişman mısın?
Selin: Pişmanlık gibi değil de sanırım Mesut'un beni bırakabileceğini hiç düşünmemiştim. Dün akşam beni kafasında bitirdiğini söyledi, sanırım bu biraz fazla geldi.
Pınar: Hala seviyorsun değil mi onu?
Selin: Deli gibi hem de ama ben yaptığım her şeyi çocuklarımın iyiliği için yaptım. Onlara da zarar verseydi ben, ben ne yapardım?
Pınar: Bakarsın ileride bir şansınız daha olur.
Selin: Bilmiyorum, içimde kötü bir his var, bir de şu peşimizdeki adamlar falan. Sanki kafamda silahla geziyormuşum gibi.
Pınar: Düzelecek hepsi canım, ben eminim.
Selin: Ha aklıma gelmişken, yani şimdi nereden çıktı falan deme ama birisine söylemek zorundayım, Aylin'e söyledim zaten ama sana da söyleyeyim.
Pınar: Neyi?
Selin: Eğer bana bir şey olursa...
Pınar: Selin saçmalama lütfen.
Selin: Ya dinle bir, söylemem lazım sana, eğer başıma bir şey gelirse ve Mesut ve çocuklar baş başa kalırlarsa Mesut'u çocuklardan ayırmayın, o onlarla toparlıyor. Onlardan koparmayın onu.
Pınar: Selin...
Selin: O biliyor çoğu şeyi ama bilmedikleri de var, sen ve Aylin ona yardımcı olun, yani kendisine demedim ama bana bir şey olursa çocuklarımı ona emanet ettiğimi bilsin istiyorum, sizin yardımlarınızla hayata tutunacaklardır.
İkisinin de gözleri dolmuştur.
Pınar: Birincisi: Sana bir şey olmayacak! İkincisi de: Sana bir şey olmayacak. Nereden çıkarttın sabah sabah böyle şeyleri? Hem çocuklar hazır mı?
Selin: Ya değiştirme konuyu, tamam mı? Söz mü? Ona söylersin değil mi?
Pınar: Söylerim tabi ama umarım hiçbir zaman böyle bir şey söylemek zorunda kalmayayım.
Selin: *gözlerini siler.* Ee, çocukları hazırlamıştım ben, getireyim onları.
Pınar: Bir de bana konuyu değiştirme diyor. *güler.*
Pınar çocukları alır ve çıkar, önce kendi evine gider, üzerine daha resmi şeyler giyer ve Alilerle çıkar.
Ekip adliyenin önüne gelmiştir.
Selmes daha çıkmamışlardır.
Selin tam kapıya çıktığı sırada Mesut'ta kapıdadır. Kapılarını kapatırlar ve arabalarına doğru yürürler. Arabaları arka arkayadır.
Selin Mesut'un arabasının yanına gelir.
Selin: Biraz konuşalım mı?
Mesut: Konuşacak bir şey kaldı mı? Senin istediğin oluyor işte, boşanıyoruz. Bitti her şey. Birkaç saat sonra özgür ve güvenli hayatına geçiş yaparsın.
Selin: Ya Mesut yapma böyle, ne olursun.
Mesut: Arabanı çeker misin? Karım beni boşayacak da, oraya yetişmem lazım.
Selin arabasına doğru yürür. Arabasını çalıştırır. Sürmeye başlar. Bir yol ayrımına kadar (kavşak) peş peşe giderler. Yol ayrımında Mesut faklı bir yola sapar, Yani tam ters yönlere gidiyorlardır ve dikiz aynasından birbirlerinin araçlarını görebiliyorlardır.
Haluk oranın yakınında bir yerde adamları ile bekliyordur. Elinde bir düğme vardır.
Haluk: Hazır mı adamlar?
X: Evet patron. Her şey hazır, sen düğmeye bastığın zaman herkes görevine başlayacak.
Haluk Selin ve Mesut'un arabalarının birbirlerinden uzaklaşmasını bekler bir süre ve düğmeye basar. Birden büyük bir patlama sesi duyulur...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acı Hayatın İçinden Gelen Mutluluk
AcciónSELMES'İN başından geçen olaylar ele alınacaktır.