Nasıl Öğrendin Unutmayı

1.7K 132 48
                                    

Sen böyle sana benzeyen her şey gibi erirken 
avuçlarımda ben unutuyorum...

Ali Nazlı'nın en çok gözlerini severdi. 

Gerçi dokunamasa da ellerini, saçlarını, gülüşünü de çok severdi ama gözleri bir başkaydı işte. Küçükken Adil Hoca ona bir kez gözler kalbin aynasıdır demişti, ne var ne yoksa bir insanın içinde dikkatli bakarsan gözlerine yansır. Ali insanların gözlerine bakamazdı genelde o yüzden çok anlamamıştı bu dediğini Adil Hoca'nın ama Nazlı'nın gözlerine bakabilmeye başlayınca anlamıştı. Öyle güzel gülerdi ki bazen Nazlı kalbinin mutluluğu canlılığı sevgisi o koyu gözlerine yansırdı o yüzden koyu renk gözleri hep ışıl ışıl parlardı. Ali gözlerine bakamasa da onun her zaman çok severdi onun gözlerini. 

Ali Nazlı'yı sevmeyi severdi... Ama Nazlı o çok sevdiği gözlerine her zaman bakamıyor, ellerini her zaman tutamıyor diye arkasını dönmüştü ona Ali'yi çok zorlamıştı... Ali o daha fazla incinmesin üzülmesin diye ayrılmıştı ondan ama Nazlı kal dememişti ona sonra. Belki de gerçekten ona iyilik yapmışım ayrılarak yoksa beni gerçekten otizmimi takmadan sevseydi bırakır mıydı beni diye düşündü Ali. O da herkes gibi Ali'ye arkasını dönüp gitmişti oysa hastaneden ayrıldığı gün karşılaştıklarında gitme deseydi Ali'ye belki parçalanmazdı bu kadar Ali. Ama o çok sevdiği gözler de Ali'yi paramparça etmişti. Ali de söz vermişti o parçaları yakıp üstüne başka bir şey kuracağına dair şimdi yıkılamazdı. Soğuk bir bakışla ellerine baktı Ali Nazlı'dan uzağa. 

Alev şaşkın bakışlarını bir Ali'de bir Nazlı'da çeviriyordu. 

"Merhaba siz Ali'nin yakınısınız galiba..." 

"Evet."

"Hayır." 

Ali ona bakmıyordu ama Nazlı ona şaşkınca baktı. Alev iyice şaşırmıştı. 

"Ali niye... Neyse ben ya bizi biraz yalnız bırakır mısınız?" Dedi Nazlı Alev'e. 

Alev Ali'ye bir bakış attı. 

"Şey ben... Tabi Ali ben birazdan gelip pansumanını tekrar yapacağım tamam mı?" Dedi Alev ve Ali belli belirsiz başını sallayınca yine ikisine de birer bakış atıp çıktı odadan. 

"Ali iyi misin ben... Ben çok korktum Ferman Hoca söyleyince kaza yapmış diyince ben..." Dedi Nazlı. 

"Ferman Hoca söyledi demek... İyiyim işte bana bir iyilik yapıp Ferman Hoca'yı da alıp hastaneden giderseniz memnun olacağım Nazlı." Dedi Ali. 

"Ali ne demek gidin ben senin için ne kadar panikledim biliyor musun... Kafanı çarpmışsın... Bakayım şu yaraya..." Dedi Nazlı ve oraya yürüyüp Ali'nin yarasına götürdü elini. 

Ali irkilerek yana kaçınca Nazlı eli havada kaldı. Ali ona bakmaktan kaçınıyordu. 

"Ali... Sen niye yakınım değil dedin benim için?" Dedi Nazlı. 

"Yakınım değilsin çünkü. Sen bana o kadar uzaksın ki o kadar uzağa gittin ki benden Nazlı ben sana yakınım diyemem..." Dedi Ali ve başını kaldırıp bir anlık Nazlı'ya baktı gözlerinde birikmiş yaşlar Nazlı'nın kalbini sökmüştü sanki. 

"Ali..."

"Bu kadar uzağımdayken Nazlı lütfen yanıma gelme artık ben... Ben dayanamıyorum ne seni, ne Ferman Hoca'yı göremem ben lütfen bak ben iyileşmeye çalışıyorum lütfen git Nazlı. Lütfen..." Dedi Ali. 

İçinde bir şeyler yanarak baktı Ali'ye Nazlı ve bin tane şey söylemek isterken Ali'ye boğazında takıldı kelimeler Nazlı'nın. Gözleri dolmuştu. Ali'nin sesindeki titreme o kadar parçalayıcıydı ki... Bir an nefesi kesildi Nazlı'nın ona bakarken. 

Sana Ulaşmak İçinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin