Sana Ulaşmak İçin

Sevgi Mesafe Tanımaz

Ali o gün uyandığında kalbi uzun süredir  biraz huzurla doluydu.

Belki de aylardır içinde bulamadığı yaşam enerjisiyle ayağa kalktı, hazırlandı ve kendine güzel bir kahvaltı hazırladı. Ezo da gelmişti kahvaltıya, şimdi karşılıklı çay içiyorlardı.

"Ali çok iyi gözüküyorsun."

Ali hafif tebessüm etti ona.

"Evet öyle hissediyorum. Ferman Hocam ve Adil Hocam'la barıştık, Ferman Hocam bana artık gerçekten kardeşi gibi davranıyor. Caner Hoca da dün belki bana solo ameliyat yaptıracağını söyledi."

"Gerçekten mi? Ali çok güzel bir şey bu."

"Evet... Sonunda cerrahlık hayalim iyi gidiyor. Bu sefer o solo ameliyatı yapacağım Ezo göreceksin. Tutacağım abime verdiğim sözü ben."

"Tutacaksın tabii. Bu mevzuya çok sevindim Ali."

Ali ona kaçamak bir bakış attı.

"Bir de şey..."

"Ney?"

"Dün biz...yani Nazlı'yla biraz barıştık gibi oldu." Diye fısıldadı Ali.

"Ne! Gerçekten mi? Alişko çok iyi bir haber bu!"

"Ya tam barışmadık. Daha çok, hani bir deneyelim görelim birbirimizi üzmeden sevgili olma ihtimalimiz var mı diye... Bir şey deneyeceğiz Nazlı'yla yani." Dedi Ali.

"Vay be Ali... İki hafta önce herkesi yitirdiğini sanmıştın, cerrahlık hayalini bile ama sonra önce cerrah olmak için bir yol yarattın kendine, sonra da abini, babanı, hatta sevgilini bile tekrar kazandın. Yani onlar seni kazandı."

"Bak Nazlı mevzusunu söyleme kimseye Ezo biz bir denemeye karar verdik şimdilik." Dedi Ali.

"Sen merak etme, bende. Sen artık çık bence Ali bu arada ancak yetişirsin."

Ali hızlı bir şekilde çayını içti.

&&&&&

Ali hastaneye gelip önlükleriyle asistan odasından girdiğinde gözleri kocaman açılmıştı. Oda aynı onun hastaneye ilk geldiği gün gibiydi, her yer her yerdeydi. Asistanlar da dahil.

"Neler oldu burada?"

Pars bir sürü hasta test sonucu belgesinin arasından kafasını kaldırdı.

"Ali geldi, kurtarıcımız geldi, Ali Allah kitap aşkına Caner Hoca'yı oyala seni seviyor bak ne olursun."

"İyi de siz burayı nasıl bu duruma getirdiniz?"

"Ali bak ben açıklayayım, şu gördüğün manyak Caner Hoca'nın bana getirin acil dediği test sonuçlarını nereye koyduğunu tamamen unutmuş." Dedi Arman Pars'ı göstererek.

"Ya acelem vardı dün ne yapayım! Ablamla bir yere gidecektik. Ayrıca sen burada kağıt arayacağım diye meydan muharebesi çıkarmasaydın çoktan bulmuştuk sonuçları."

"Nasıl yani meydan muharebesi mi çıktı?" Dedi Ali dehşete düşmüş bir şekilde.

"Sen Arman'a bakma her zamanki gibi saçmalıyor..."

"İyi de sana bakıyorum zaten..."

"Ali öyle değil neyse..."

O sırada kapı açıldı ve Alev girdi içeri. Durumu görünce gidip kafasını kapıya bir iki kere vurdu. 

"Ne yapıyorsun Alev niye kafanı vuruyorsun? Kafa travması mı geçirmek istiyorsun!" Dedi Ali. 

"Ali merak etme bu kafa travması geçirmek istiyorum kafa vurması değil, bu ben acaba nasıl bir günah işlemiş olabilirim kafa vurması." Dedi Alev ve onlara baktı.