Bana Bir Şans Ver

1.5K 120 109
                                    

"Abi? İnsanlar ikinci bir şansı hak eder mi?"

"Nereden geldi aklına bu soru böyle senin?"  

"Bugün sınıftaki çocuklar benim de onlarla oynamama bir şey demedi. Seksek oynuyorlardı ama ben zıplayamadım beni de oyundan attılar. Ben de tekrar oynamak isteyince onlarla sen ikinci bir şansı hak etmiyorsun dediler bana. İkinci şansı hak etmez mi gerçekten insanlar abi?" 

"Ali biliyor musun ben de bilmiyorum bunu galiba. Affedici olun derler ama herkes affedilmeyi hak eder mi bilmiyorum. Belki de bazı insanların yaptığı şeyler o kadar ağırdır ki onlara ikinci bir şans vermeye değmez ilkini düzeltmeye yetmez. Ama kim bilir eğer ikinci bir şans için gerçekten değişmeyi göze alıyorsa... Ama neyi biliyorum biliyor musun? Sen ikinci bir şansı bir yana bırak dünyada ne kadar şans varsa hak ediyorsun onları. Sen benim tanıdığım en güzel kalpli insansın abicim. Bırak seninle oynamasınlar senin o zorbaların ikinci şansına ihtiyacın yok Ali. Ben oynarım seninle..."

"Peki ilk seferinde oynayamasam da ikinci kere şans verir misin?"

"İstersen elli kere oynayama ben sana istediğin kadar şans veririm abicim hep yanında olup öğretirim sana..." 

&&&&&

Ali acilde yangında bacağı yanmış birine müdahale ediyordu pansumanını yapıyordu. Alev'in ona seslendiğini bile duymadı. 

"Ali? Hu hu? Duyuyor musun beni?"

Ali şaşkınca ona çevirdi başını Alev kaşlarını kaldırmış ona bakıyordu. 

"Bir şey mi dedin Alev duymadım." 

"Fark ettim. Senin aklın başka bir yerde sanki Ali iyi misin?"

Ali ufak bir iç geçirerek adamın pansumanını bitirdi ve ona bir bakış attı. 

"Geçmiş olsun siz biraz dinlenin çok ağrınız olursa bir sedatif yapabilirim birazdan." Dedi Ali ve kalkarak hastalardan biraz uzak bir yerdeki asistanlar için ayrılmış sandalyelerden birine oturdu. Alev de onun karşısındaki sandalyeye bıraktı kendini. 

"Aklım az önce enkazdan çıkardığımız çocukta kaldı da ameliyata aldılar biraz önce..."

"Gördüm çocuğun dosyasını Pars da ameliyata girdi duvar devrilmiş onun altında kalmış patlamada değil mi? Ahmet adı." Dedi Alev. 

Ali Ahmet ismini duyunca biraz irkildi ama başını salladı. 

"Evet Ahmet. Gerçi durumu iyi gibi... En azından onun durumu iyi." 

Alev tek kaşını kaldırdı ona bakarken. 

"En azından derken?" 

Ali neden bilmiyordu ama birine bu mevzudan bahsetme isteği doğmuştu içinde... Oysa bu mevzuları Adil Hoca dışında anlattığı tek kişiler Nazlı ve Ferman'dı... Ali Nazlı'nın ismini aklından geçirince içinde keskin bir yaranın sızladığını hissetti yine. Sanki ilk günkü gibi...

Benim senden vazgeçebileceğim bir dünya yok Ali. 

Ali ona verilen sözlere hemen inanırdı. Çünkü yalan söylemek o kadar uzaktı ki ona başka bir gerçeği yoktu Ali'nin. Evet belki Ali ayrılmıştı Nazlı'dan evet onun da hataları olmuştu belki en azından Ali kendinde çok suç aramıştı günlerce hatta haftalarca... Ama Nazlı ona benim senden vazgeçebileceğim bir dünya yok dediğinde gerçekten de dünya var olduğu sürece Nazlı ondan vazgeçmez sanmıştı. Ali bazen Nazlı'ya bir ilişkide istediklerini sunamasa da yine de yanında olur sanmıştı. Tuhaftı hayat. Ali'nin canının acısının gittikçe sönmesi gerekiyordu alışması gerekiyordu yeni hayatına ama bazen ilk günden daha çok acıyordu içi. 

Sana Ulaşmak İçinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin