Anka Kuşu

1.3K 110 88
                                    

Her insanın gönlüne gömülmüş bir efsane vardır derler. O insan kendi hikayesini yazarken yüreğindeki efsane o fark bile etmeden çıkar ve kalemine ışık tutar. Ruhun hikayesi de bazen başlı başına bir efsanedir zaten. Ama genelde insan hangi efsanenin ruhunun efsanesi olduğunu hayatının bir kısmında görmez. Eğer tabularını yıkamamışsa zaten gerçeği nasıl efsaneleştireceğini bilmez. İnsanın kendisi fark eder bazen hangi efsanenin ona ait olduğunu. Kimi zaman da önce efsanenin kendisi olur insan öyle dönüştürür hayatını. 

Anka Kuşu efsanesi çok bilinir. Kaf Dağı'nın üstünde yani görünmeyen zirvede yaşar Anka o şatafatlı, cevherlerle donatılmış kanatlarından daha görkemli efsanevi Kaf Dağı'nda. Denilir ki ihtiyacı olan insanların olduğu gökyüzünde uçar ama o kadar yüksekten uçar ki insan gözü fark edemez. Bir dokunuşuyla bütün hastaları iyileştirdiği söylenir Zümrüdüanka'nın en ağır hastalıklara şifa dağıttığı, mucizeler yaratıp imkanlar var ettiği... Zümrüdüanka bazen incinebilir, üzülebilir ve kimi zaman ölümün kıyısına bile sürükler bu Anka Kuşu'nu. Ama Anka Kuşu yaşamın simgesidir. Önce onu öldüren Güneş'in ışıkları altında yanarak can verir Zümrüdüanka sonra da küllerinden yeniden doğar yeniden yükselir gökyüzüne eskisinden de daha güçlü olarak. Tam da bu yüzden Anka Kuşu yeniden yaşamanın, ikinci bir şansın ve dirilişin, doğumun simgesidir. 

&&&&&

Ali'nin etrafı Anka Kuşu'nun can verdiği alevler kadar kızgın alevlerle kaplanmıştı sanki. Laboratuvara giderken merdivenlerde birden bir patlamanın ortasında kalmıştı ancak toparlanabilmişti. Gerçi patlamaya direk denk gelmemişti üstünde bir çizik bile yoktu. Ama etrafı yangın yeriydi Ali'nin. Etrafında koşturmalar, çığlık sesleri yankılanıyordu. 

Ali tam benim buradan hemen çıkmam lazım diye düşünürken alevlerin içinden bir ses duydu. 

"Kimse yok mu!" 

Ali panikle alevlerin içine baktı sanki bir çocuğun sesiydi bu. 

"İmdat! Kimse yok mu!" 

Ali birden kendine geldi doktor içgüdüleri baskın gelmişti. Biraz o tarafa doğru çevirdi başını görmeye çalışıyordu. 

"Kim var orada?" 

"Lütfen yardım edin ben ben sıkıştım buraya!" Dedi bir çocuk panikle. 

Ali'nin kalbi hızlanmıştı çocuk çok tehlikeli bir yerde olabilirdi. 

"Ben sana yardım edeceğim merak etme çıkaracağım seni oradan doktorum ben nereden sıkıştın söyle bana." Dedi Ali. 

"Boynumu hareket ettiremiyorum bir de kollarım!" Diye haykırdı çocuk. 

Ali kendini yatıştırmaya çalıştı şu an panikleyip çocuğun hayatını riske atamazdı doktorluk hissiyatının önde gelmesi gerekiyordu. Aklına hastanenin patladığı gün Doruk'la nasıl alevlerin içine dalıp hasta kurtardıkları geldi. Yine yapabilirdi bunu Ali. 

"Ben geliyorum tamam sen hareket etme sakın!" Dedi Ali ve eline oraya savrulmuş bir demir parçasını alarak cebindeki cerrahi bezlerden biriyle burnunu kapattı ve daldı dumanların içine. 

Çok fazla duman vardı bu katta ama Ali biraz zorlayınca bir çocuğun elini gördü. Hemen o tarafa koşturdu. 

"İmdat!" Diye bağırıyordu çocuk hâlâ. 

Ali çocuğu görmeye çalıştı göçen bir hastane kolonunun altında kalmıştı. Yüzünü çok göremiyordu gerçi çocuğun. 

"Ben buradayım bak tamam ben seni kurtaracağım senden sadece panik yapmamanı istiyorum anlaştık mı? Çıkacağız buradan merak etme." Dedi Ali. 

Sana Ulaşmak İçinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin