7.4

526 40 182
                                    

Leya'dan 

Deniz'in çıkartabildiği seslerin bir sınırı olduğunu düşünmüyordum artık , çocuk her defasında kendisinden beklenmeyecek sesler çıkarabiliyordu yani bir nevi kendiliğinden dublajlı gibiydi.

"Çekmediğim dertle çile kalmadı ,feryatsız gündüzüm gecem olmadı" diyerek acıların çocuğu mooduna geçiş yaptığında yeni uyanmış olmanın verdiği halsizlikle onu takmayarak tekrardan gözlerimi kapatmıştım. "Çok iyi saklamıştım paraları nasıl buldun aklım almıyor" nasıl yani çağan paraları bulmuş muydu resmen bir uyuyordum dünya değişiyordu. 

*tam kaosun ortasında uyunur mu be , kalk artık kalk*  uyutulmayacağım gerçeğinin farkına varmam pek de uzun sürmemişti açıkçası kavga ile ilgilenmiyordum ama paralar nereden çıktı oldukça merak ediyordum.

"Biriniz neler olduğunu anlatacak mı artık" diyen yağız sanki aklımı okumuştu gerçi zaten bizim iç seslerimiz arasında bir bilgi akışı vardı benimle aynı şeyi düşünmesi oldukça normaldi. 

Ülkü diğerlerine kısa bir bakış atıp tekrar ben ve yağız'a dönmüş olanları anlatmaya başlamıştı.

"Paraların yeri hakkında benim de en ufak bir fikrim yoktu ben sadece bana şaka yapılmaması derdindeydim. Bu nedenle onları bırakmış sahile güneşlenmeye gitmiştim benim açımdan her şey gayet güzel gidiyordu ta ki güneş kremimden diş macunu çıkana kadar" 

Yağız da ben de ülkü'nün güneş kremi sandığı diş macununu sürüşünü hayal etmiş ve gülmemize engel olamamıştık , deniz gerçekten de söz konusu şaka olduğunda çok yetenekliydi.

Tuana sözü ülkü'den alarak devamını anlatmaya başladığında biz de büyük bir dikkatle onu dinliyorduk.

"Çağan paralarını bulamamış olmayı kabullenememiş dertli dertli oturuyordu o sırada ben de tabi ki de empati yapmıyor ne de olsa benim param değil düşüncesiyle oyunuma devam ediyordum. Fakat biricik arkadaşımız ülkü beni arıyarak yanmama sebep olduğu için sinirle telefonu yere attım ve telefonum kırıldı" 

İşler gittikçe daha da saçma bir hal alıyordu peki parayı nasıl bulmuşlardı. Çağan kafamızdaki soru işaretlerini anlamış tuana'nın kaldığı yerden devam etmeye başlamıştı.

"Tuana telefonu ben param yüzünden acı çekerken ülkü de yanımıza gelmiş deniz onu sattığı için saydırıyordu yani anlayacağınız hepimiz yıkılmıştık. Paramı bulabileceğime dair tüm umudum tam tükenmişti ki aklıma deniz'in kurduğu cümle geldi" 

Çağan'ın anlatımını deniz "ulan milyonlarca cümle kuruyorum hiçbiri aklında kalmıyor ama paranı bulmana yardım edecek cümlemi hatırlıyorsun öyle mi" diyerek bölmüştü.

Biri bana o cümlenin ne olduğunu ya da parayı nereden bulduklarını artık söyleyebilir miydi çünkü meraktan çatlamak üzereydim."Çikolatalı süt ve dondurmayı paraya bile değişmem" demişti bir keresinde diye açıklamıştı çağan.

Deniz yine çağan'ı bölmüş "neyin kafasını yaşıyormuşum acaba param olursa dondurma ve çikolatalı sütüm de olur zaten , yanlış bu söz çağan unut sen bunu" diyerek mantığını konuşturmuştu. 

Deniz'in çağan'ın konuşmasına fırsat vermeyeceğini anlayan ülkü "çağan da bu sözü hatırlayınca paranın buzdolabında olabileceğini düşündü ve haklı da çıktı. Parayı bir çanta içine konmuş olarak buzdolabında bulduk" diyerek hikayeyi tamamlamıştı.

Hikaye gibi hikayeydi be ama deniz de acayip zeki çocuktu parayı buzdolabına saklamak şeytanın aklına gelmezdi. "Peki ya parayı başka biri alsaydı" diye sormuştu yağız doğru ya parayı başka biri de görüp alabilirdi. 

Tuana öncesinde gülerek "çantanın üstüne öyle bir not bantlamış ki yaklaşmaya korkar insan" demişti eh zaten  deniz'den de bu beklenirdi. 

Deniz önce bana sonra yağız'a bakarak "ben yokken siz ne yaptınız yokluğumdan faydalanmadınız inşallah" demişti. Yağız'ın yüzündeki sırıtıştan bile az sonra olacaklar belliydi ve ben korkuyordum.

Yağız telefonundan galeriyi açmış toprak benim kucağımdayken çekilmiş bir fotoğrafımızı göstermişti. "Oha" "çüş" "yanlışlıkla finale mi atladım lan ben" herkes öncesinde abartılı bir tepki vermiş ama sonrasında bir açıklaması olduğunu düşünüp susmuştu tabi bir kişi dışında.

"Bir saat yalnız bıraktım be sizi yalnızca bir saat" diyerek yerlerde sürünen deniz'e kaymıştı gözlerim söz konusu shipi olunca mantıklı düşünmeyi bir kenara bırakmıştı , bu sefer onu çikolatalı süt de dondurma da kurtaramazdı. 

Arkama döndüğümde yağız'ın halinden gayet memnun bir şekilde koltuğa yayıldığını görmüştüm , birbirlerini sinir etmeye gerçekten de bayılıyorlardı. Bir insanın tek shipi olmak gerçekten zor bir durumdu çünkü gözü sürekli sizin üzerinizde oluyordu mesela para ile çağan'ı shipleyebilirdi *parça*.

Daha fazla üzülmesine dayanamayarak durumu deniz'e izah ettiğimde "zaten üzülmemiştim ki rol yapıyordum" diyerek u dönüşü yapmıştı ama hepimiz gerçek sandığı için yıkıldığının farkındaydık.

"Ohaa" ülkü telefonuna bakıp bağırdığında hepimiz yine ne oldu acaba tavrıyla ona doğru dönmüştük. Ben ekşın arayışında değildim ki bizdeki aksiyonun birazını biri ödünç alabilir miydi? Çağan "yine ne oldu acaba" diye söylendiğinde ülkü telefon ekranını bize çevirmiş "5000 tl ödüllü yarışma varmış , etaplardan oluşuyormuş ve en çok puan toplayan takım kazanıyormuş" demişti. 

Para kelimesini duyan deniz ve çağan saniyesinde kabul ederken ben pek de emin olamıyordum. Bu takım ve karşılaşma işlerinden biraz uzak kalmak için tatile gelmiştik ama karşımıza daha ne görevi vereceklerini bile bilmediğimiz bir yarışma çıkıyordu.

Tuana bana da uyar diyerek ben ve yağız'a döndüğünde yağız "leya varsa ben de varım" diyerek elimi tutmuştu bunun üzerine hepsinin bakışları bana doğru dönmüştü.

"Ee leya katılıyor musun" 


Merhaba 

Nasılsınız?

Parça tek gerçek ship 

Tatil macerası bir - iki bölüme bitecek

Anı yoğunluklu bölümler yazmak istiyorum 

Bugün ölü duygularda yarın bir dilek tut'da görüşürüz 

Seviliyorsunuz 💙

Bir Dilek Tut | LeyyağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin