3.7

814 50 135
                                    

Leya'dan 

Kulbu kaldırmamla sandığın içinden yüzümüze çamur fışkırması bir olmuştu gerçekten bu kadar zahmete aptal bir eşek şakası için mi katlanmıştık

Yanıma baktığımda diğerlerinin de üstlerinin battığını görmüştüm , ülkü de benim gibi sakin kalmaya çalışıyordu ama şu an yanımda üç tane kızgın boğa duruyor desem yalan olmazdı.

Çağan "deniz bu ne şimdi" diyerek adeta kükrediğinde doğrusu ben bile korkmuştum. Lakin ne Tuana ve Yağız'ın ölümcül bakışları ne de çağan'ın bağırması deniz'in gülmesini durduramamıştı. 

Deniz bey sonunda konuşmaya tenezzül ettiğinde hepimiz merakla yapacağı açıklamayı bekliyorduk. "Herhalde hiçbir çıkarım olmadan sizi eğlendirip üstüne bir de ödül vereceğimi düşünmediniz. Tek derdim biraz olsun gülmekti ben de bu şakayı planladım yalnız videoya bakıyorum da yüz ifadeleriniz çok komik çıkmış" 

Bizi oyuna getirdiği yetmemişti üstüne bir de sonrasında da izleyip gülmek için videoya çekmişti. Yağız elinin tersiyle yüzündeki çamuru silip "deniz kaç" demişti bence de kaçmalıydı yoksa ölümü bizimkilerin elinden olacaktı.

Onların kovalamacasını izlemektense kendimi çimenlere atmıştım , biraz gözümü kapatıp dinlenmenin bir zararı olmazdı bence hem bu sırada bizimkiler sakinleşirdi.

"Sevgilim" "Leya" "yengeğğğhhhğğ"  yağız'ın huzur verici ses tonunu duyup uykuma devam etme kararı alırken birden deniz'in böğürmesini duymuştum. Öyle bir bağırmıştı ki insanın kabuslarına girecek cinstendi.

"Yine ne var" diyerek gözlerimi ovuşturarak yattığım yerden doğrulduğumda deniz bana gözleriyle basket sahasını işaret etmişti.

Kasırga basket oynuyordu işte ne vardı bunda? Yağız'da benim gibi ne demek istediğini anlamayıp "ee yani" dediğinde deniz ellerini gözlerimizin önünde sallamıştı. "Ne demek ne var karşımıza onları sahaya gömme fırsatı çıkmış es mi geçeceğiz"  

Yağız çok kolay bir şekilde gaza gelmişti zaten birilerine bulaşmaya dünden razıydı deniz'de aman kardeşim yapma falan diyeceğine ikide bir gaz verip duruyordu.

*ne güzel işte kavga falan çıkar biz de izleriz*  dikkat et de iç ses bu kavganın ucu sana dokunmasın. 

Her ne kadar yağız sahaya gitmesin diye önüne geçip onu durdurmaya çalışsam da oraya gitmeyi bir kez kafasına koymuştu artık geri adım atmazdı. Tuana Çağan ve Ülkü'de sahaya giriş yaptıklarında bir an kasırgayı biz mi çağırdık diye sorgulamıştım , aramızda karşılaşma falan olacaktı da benim mi haberim yoktu

Esat'ların basket topu ayağımıza kadar geldiğinde çağan topu alıp potaya atmıştı ve basket olmuştu. Esat kinaye ile "hem okçulukta hem baskette başarılıyız diyorsun demek" demişti çağan ise cevap olarak "aslında böyle bir şey ima etmemiştim ama gerçeklerin farkında olman ne güzel" demişti.

Mert "var mısınız o zaman bir kapışmaya" diyerek parmağını uzatmıştı , anlaşmak amacıyla parmaklarımızı uzatmayalı epeyce bir zaman olmuştu. Defne bize danıştın mı acaba diyerek mert'i dürtmüştü ama artık çok geçti mert bir kere teklif etmişti. Şimdi kabul etmeseler kaçmış gibi görüneceklerdi.

Yağız "şu ana kadar hangi teklifi geri çevirdiğimizi gördünüz" diyerek topu alıp potaya atmıştı ve bu da basket olmuştu acaba biz okçuluk değil basket takımı mıydık?

*filmde miyiz lan acaba kim atsa basket oluyor*  ben de bir an sorguladım da oradaki insanların iç sesleri mantıklı kararlar verdiyor yani imkansız. 

Esat her zamanki kibiriyle "olur tamam ama önden bir bilgi yeni üyelerimiz aras ve berk basket takımındalar" 

*anaaaa şimdi bittik*  bunların adları aras ve berk miydi ya? 

Yağız histerik bir kahkaha atarak "o zaman daha keyifli olacak desenize" demişti. Moral bozmak istemiyordum ama bu çocuklar bizim iki katımızdı basket takımında olmaları da zaten onların lehineydi yani pek şansımız var gibi görünmüyordu.

*kız film bu diyorum ya yani iyiler kazanacak rahat olun*  umarım iç ses eğer kaybedersek sana bu dediğini hatırlatırım ama 

Yalnız şöyle bir durum daha vardı ki biz bir kişi fazlaydık kim oynamayacaktı? Bizimkilere dönüp "kim oynamayacak" dediğimde deniz herkesten önce lafa atılmıştı "şunlara bakın ya pardon ama ben canımı seviyorum" sahadan çıkmaya başladığında yıkılmıştım insan bari kalıp az destek olurdu , kavga çıktı desek ışınlanmayı bulursun ama deniz bey. 

Esat öne çıkarak siz başlayın bari diyerek topu bizimkilere vermişti aklı sıra centilmenlik peşinde koşuyordu. Çağan direkt bulunduğu yerden topu fileye göndermişti bulunduğu yer dolayısıyla üçlük sayılıyordu yani şimdiden 3-0 öne geçmiştik.

Normal bir basket maçı gibi periyotlara ayırmayacaktık ama 40 dakika oynayacaktık yani süre sonunda önde olan maçı kazanırdı.

Şaka gibi ama top onlara geçtiğinde onlar bize geçtiğinde direkt olarak biz atıyorduk yani topu almak için uğraşa bile gerek kalmıyordu çok sıkılmıştım.

*bu maç böyle yürümez benden söylemesi , reytingler gitti* 

Maçın seyirinin biraz değişmesi için kendimden beklenmeyecek bir şey yapmıştım berk'e blok koymuştum.

*oha lan nasıl becerdin acaba iki metre çocuğa blok koymayı* 

Şu an Tuana , Ülkü , Çağan ve Yağız bana şok içinde bakıyorlardı Esat ise *hadi len ordan* diye bağırmıştı ve ben bunun üzerine gülmeden edememiştim. Boşta olduğu için blok koyduktan sonra aldığım topu tuana'ya atmıştım oda ülkü'ye vermişti ülkü'de çağan'a verince çağan basket atmıştı. 

Yağız yanıma gelerek "her konuda mı yetenekli olur insan" demişti söylediği şey kızarmama neden olurken o bana bakıp sırıtıyordu.

Alt tarafı bir blok koyduk kahraman olduk bee kim bilir atsam neler olur. Gerçi bu övgülerin sebebi bu boyumla o kadar uzun çocuğa engel olup topu kapmam da olabilirdi.

*kalem kadar boyuyla yaptığına bak*  ne kalemi be az daha abart istersen hem unutma iç sesciğim kocaman tarih küçücük bir kalemle yazılıyor. 

*kendine küçücük kalem dedin ya o bana yeter*  

Her ne kadar beni birkaç saniyeliğine kahraman ilan etmiş olsalardı onlar hala bizden iki puan öndelerdi ve maçın bitmesine bir buçuk dakika kalmıştı yani eğer üçlük atmazsak kazanmamız oldukça zordu.

Çağan topu almış baskete koştuğu sırada Aras , Çağan'ın görüş açısını kapatmıştı. Atamayacağını anlayınca topu yağız'a göndermişti ama berk'te yağız'ın önünü kesmişti ve sert oynuyordu.

*Esat'a bak be çocuk yattığı yerden oyunu kazanıyor*  

Yağız bana yerden pas atarak sana güveniyorum demişti , oğlum sen neden bana güveniyorsun ki daha ben kendime güvenmiyorum. Son 15 saniye kalmıştı artık atmam gerekiyordu eğer top girerse 3 puan kazanacaktık ama eğer girmezse kaybedip kasırganın havalarına maruz kalacaktık.

Topu attığımda herkesin bakışları potaya dönmüştü...


Merhaba 

Nasılsınız?

Kim kazanacak?

Deniz'den adam akıllı bir sürpriz bekleyeniniz yoktu herhalde 

Seviliyorsunuz 💙





Bir Dilek Tut | LeyyağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin