3.4

910 47 104
                                    

Leya'dan 

Sabah annemin beni erken saatte kaldırmasıyla tam söylenmeye başlayacakken gezi olduğunu hatırlamıştım. Aslında böyle yerlere arkadaşların ile gidersen güzel vakit geçiriyordun ama bizde deniz faktörü vardı ve bu beni korkutuyordu.

Bizimkiler gruba kalktıklarını belirterek bir şeyler yazmışlardı , her zamanki gibi boş muhabbet döndüğünü anlayınca okumayı bırakıp hazırlanmaya başlamıştım. 

Bir yere gideceğim zaman yanıma çok fazla eşya almayı tercih etmezdim , genelde kıyafetlerimi bir sırt çantasına sığdırabilirdim bu da bana kolaylık sağlardı. Çantamı ve aldıklarımı da son bir kez kontrol ettikten sonra anneme veda edip evden çıkmıştım.

Okulun önünde büyük bir kalabalık vardı herkes servisi bekliyor olmalıydı. İyi ki birden fazla servis vardı yoksa mümkün değil sığamazdık tek bir servise. Deniz umarım kasırga ile aynı serviste oluruz diye dua edince hepimiz ona garip bakışlar atmıştık.

"Zeki arkadaşlarım eğer bizden farklı serviste olurlarsa şarkımı duyamazlar diye diyorum"  şahsen kasırga şarkıyı görseydi geziye katılmakan bile vazgeçebilirdi , neden deniz ile beraber söylemeyi kabul etmiştik ki zaten?

*niye öyle diyorsun ben gayet beğendim çok güzel olmuş şarkı*  dedi deniz'in en büyük hayranlarından biri 

Yağız yanıma gelerek kolunu omzuma atmıştı böyle durmak bana güven veriyordu , hafiften uykum vardı bu yüzden ayakta olmamızı umursamadan başımı yağız'ın omuzuna yaslamıştım. "Off bu çanta bu kadar ağır değildi bu ne böyle gören de sanıcak ayı var içinde"  Tuana söylenerek elinde tuttuğu çantasına bakıyordu.

"Sen yanına ne aldığını bilmiyor musun Tuana" ülkü'nün bu sorusuna karşın tuana tabi ki bildiğini söylemişti peki o zaman neden şimdi bu kadar söyleniyordu?

Tuana birkaç dakika daha söylendikten sonra sonunda çantayı açmaya karar vermişti ama gördüğü manzara onu hiç memnun etmemişti çünkü Deniz kendi eşyalarını Tuana'nın çantasına koymuştu ve anlayacağınız eşyalarını ona taşıtıyordu. 

Tuana çantadan Deniz'in eşyalarını çıkardığında sonunda rahat bir nefes almıştı çünkü çanta şimdiki haliyle oldukça hafifti. "Çocuklar servislere geçiyoruz"  hocanın sesini duymamızla deniz servise depar atmıştı bu çabalarının hepsi en arkayı kapmak içindi.

Deniz kapmıştı kapmasına ama şöyle bir sıkıntı vardı en arka sıra dört kişilikti ve yer kavgası çıkmıştı. Deniz yerimi kimseye vermem diyerek yayılmıştı , benim tanıdığım deniz oradan asla kalkmazdı. Tuana'da en iyi yer burası diyerek yayılmıştı koltuğa. "Taman kavgaya gerek yok ben sevgilimle başbaşa oturmak istiyorum zaten"  yağız'ın söylediği üzerine herkes rahatlamıştı kavgaya gerek yoktu.

Ben ve Yağız en arkanın bir önünde oturuyorduk en arkada ise sırasıyla Tuana Çağan Ülkü Deniz oturuyordu. 

Cam kenarında ben oturduğum için dışarıyı rahatça izleyebiliyordum , manzara gerçekten çok güzeldi. Yağız'ın beni dürtmesiyle düşüncelerimden ayrılmıştım cebinden kulaklığını çıkarmıştı ve bana uzatıyordu. Kulaklığı kulağıma takıp kafamı tekrardan yağız'ın omzuna koyduğumda göz kapaklarım kendiliğinden kapanmıştı.

"Yengeee uyan artık"  Deniz'in kulağımın dibinde cırlamasıyla otomatikman uyanmıştım yağız da yüzünü buruşturmuş bir şekilde deniz'e bakıyordu. "Hadi ama ya şarkıyı söyleyeceğiz"  eliyle bir yandan ön koltuğu gösterdiğinde kasırga'nın geldiğini anlamıştım. Bir kere kabul etmiştik artık söyleyecektik bakalım.

Bir Dilek Tut | LeyyağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin