Özel Bölüm

720 35 286
                                    

Leya'dan

"Yağız hadi oyalanma artık geç kalacağız" iki saattir odadan çıkmak bilmeyen yağız'a milyonuncu kez seslenirken göz devirmeyi de ihmal etmemiş elimdeki çantaları daha fazla taşıyamayacağımı anlayarak yere bırakmıştım.

Bugün bizimkilerle birlikte üç gün kalmak üzere dağ evine gidecektik bu yüzden ben erkenden kalkmış tüm hazırlıkları tamamlamıştım ama canım nişanlım bir türlü hazırlanamıyordu. "yağız eğer on saniye içersinde o odadan çıkmazsan seni bırakıp gideceğim"

*kızlar hazırlanırken çok zaman harcıyor derler bir de sizin ilişkinizde tam tersi* elifciğim bu söylediğinde çok haklıydı gerçi zaten bizim ilişkimizde hiçbir şey normal olmamıştı ki.

Ben düşüncelerimle daha doğrusu iç sesimle boğuşurken bir elin belime sarılması ve beni kendine çekerek alnıma öpücük kondurması bir olmuştu. "gideceksin ha hem de bensiz olmaz öyle şey"

Arkama döndüğümde benim aksime oldukça şık giyinmiş bir yağız ile karşılaşmayı beklemiyordum doğrusu. "hayırdır yağız düğüne gidiyoruz da benim mi haberim yok"benim eşofmanla olduğumu hesaba katarsak farklı yerlere gidiyor gibiydik.

"Hayır hayatım düğüne falan gitmiyoruz sadece deniz bey paşa dün bana 'ben tarz sen rüküş benden iyi olman sadece bir düş' yazan bir mesaj gönderdi bu yüzden ben de bugün ona kimin daha tarz olduğunu göstermek istiyorum"

Yıllar geçmiş ve hepimiz daha da olgun insanlar ne diyorum ya ben doğrusu yıllar geçmişti evet ama biz aynı kalmıştık. Deniz hala yağız ile uğraşıyor ve şaka yapmaktan tabi ki de geri durmuyordu.

Yağız ise her seferinde artık sinirlenmeyeceğini söyleyip yine de sinirleniyordu ama her zamanki gibi deniz bir şekilde kurtuluyordu.

Melodik bir şekide çalınan korna sesiyle yağız gözlerini devirirken ben hayretler içinde sürücü koltuğundaki deniz'e bakıyordum çocuk bildiğiniz korna ile erik dalı çalmıştı. *deniz her gün çıtayı Allahuekber dağlarına çıkarıyor*

Ben yere bıraktığım valizleri yağız'a kitleyip koşarak arabaya bindiğimde yağız söylenerek buraya doğru gelmeye başlamıştı. "lan , yenge lütfen bana bu çocuk dün yazdığın mesajı ciddiye aldı da böyle giyindi de" deniz'in kahkahası tüm arabayı doldururken onu başımla onaylamıştım.

"Harbiden salak ya bu çocuk ormanlık alana bu kombinle mi gelinir hemen de gaza geliyor garibanım" deniz'in alay dolu sesinin ardından yağız çantaları yerleştirip yanıma oturduğunda bir arabanın içine altı kişi bindiğimizden sıkışmıştık.

Aslında deniz ikizini de almamız konusunda çok ısrarcı olmuştu ama onun deyişiyle cey cey eşi alper ile balayına gittiği için gelememişti. (bir ceyper shippercı olarak benden de bu beklenirdi zaten)

Çağan telefonundan başını kaldırarak "erik dalı melodisi ile korna çalabilmek için tüm gece video izledi ve benim internetimden harcadı ama siz yorum bile yapmadınız" dediğinde sırf çağan'ın giden interneti için deniz'i alkışlamıştık çocuk her türlü çağan'ı sömürüyordu.

"Bu arada yol boyunca şarkı işini ben üstleniyorum malum yol uzun" tuana elinde tuttuğu telefonunu sallayarak konuştuğunda gülümsemiştim fakat yolun uzun olduğu ve bu süre içersinde aynı arabanın içinde vakit geçireceğimiz gerçeği beni birazcık sarsmıştı.

Sonuçta hiçbirimiz normal değildik ve bu yolculuk esnasında arabanın patlamasından tutun da hapise girmemize kadar bir sürü ihtimal vardı.

Tabi eğer ben tüm yol boyunca uyursam bunların hiçbirine şahit olmaz ve hayatıma mutlu mesut devam ederdim. *hele bir uyu o zaman bak ben sana ne yapıyorum hem sinan'a yağız'ın seni uyutmamasını söylerim* hani benim bir ara iç sesim ortadan kaybolmuştu ya o zamanlara geri dönme şansımız hiç yok mu

Bir Dilek Tut | LeyyağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin