Veda

590 32 226
                                    

Leya'dan 

" Senin kapatma tuşun falan yok mu be deniz bir gün olsun sustuğunu görmedim " diyerek başını bir kez daha kasıtlı olarak araba koltuğuna vuran çağan'a arabadaki herkes katıldığında deniz omuz silkip çikolatalı sütünü yudumlamaya devam etmişti.

Başımıza gelen şeylerin büyük bir çoğunluğunun sebebi kendisi değilmiş gibi. 

Yağız omzumdaki kolunu iyice sıkılaştırıp esnediğinde başını omzuma yatırmış saçları ile oynayarak ona uyuması için gerekli ortamı hazırlamıştım.

İki saat kadar önceki çukur maceramız herkesi yorgun düşürmüştü. Daha doğrusu deniz ve onun kapanmak bilmeyen çenesi ile daracık bir alanda kalmak zorunda olmak enerjimizi söküp almıştı hepimizin. 

Tuana kulaklıklarını çıkartıp deniz'in kulağına taktığında " biraz da konuşmak yerine dinlemeyi dene " demiş " zaten eğer oradan başkaları geçmiyor olsaydı çukurda kalmıştık senin yüzünden " diye de laflarını söylenerek noktalamıştı.  

Çukurda olduğumuz süre boyunca internetin çekmiyor oluşu onu öfkelendiren temel etkendi ve tepkilerinden de anlaşıldığı üzere siniri hâlâ geçmemişti. 

" Benim şarkılarımın hepsi senin şu saçma playlistine bin basar be " diyerek çemkiren deniz , tuana ile arasında yol boyunca bitmeyeceğine emin olduğum bir savaş başlatırken ülkü araba kornasına susmalarını istediğini göstermek adına basmıştı. 

Ah benim canım yağız'ım bunca gürültü arasında nasıl uyuyacaktı. 

Evde bulduğum her şeyi belki lazım olur düşüncesi ile içine attığım çantayı yerden alarak içersinden ok çıkardığımda arabadaki tüm gözler hayrete düşmüş bir şekilde bana dönmüştü. 

Bizim okçuluk takımımız yok muydu , tatile ok getirmemim nesi saçmaydı? Hem başımıza hemen her an bir vukuat gelebilirdi yani içlerinde en zeki insan olarak her şeye hazırlıklı olmalıydım. 

İç sesimin zeki olmadığım söylemlerine kulak asmadan elimdeki oku tehditkar bir şekilde sallayıp " ya susarsınız ya da hepinizi susturmasını bilirim yağız uyuyor " dediğimde hepsi gülmeye başlamışlardı. 

" Psikopat civciv terör estirdi " 

" Bana bak deniz sensin civciv zaten sapsarı saçların var görürsün sen şimdi " 

Yalnızca söylediklerimin altında kalmamak adına oku ona fırlatıyormuşum gibi yapacağım sırada  okun ucu deniz'in elindeki süte saplanmış süt kutusu delinerek tüm süt yağız'ın üzerine dökülmüştü. 

Sanırım sevdiği kadın olma kontenjanından yararlanmanın tam sırasıydı. 

***

" Sen istersen bu konu ile ilgili hiç yorum yapma leyacığım süte ok saplamak ne demek ya " diyen yağız'ın peşinden adımlamaya devam ettiğimde " ben orada senin iyiliğin için uğraşıyordum uyumasaydın görürdün " diye homurdanmıştım.

O arabada onun düşünen tek kişi benken beyefendi deniz'in süngerboblu tişörtünü giymek zorunda kalmasının suçunu bana atıyordu. 

Oysaki kendi kıyafetlerini en alta koyması da onun suçuydu o an orada oturarak çikolatalı sütün hedefi olmasıda ama tabii ki yine günah keçisi bendim. 

" Uyuduğum için de mi suçlu oldum ya ben nasıl hemen üste çıkıyorsun " diyen yağız yürümeyi kesip üzerime doğru geldiğinde sinirle " bu akşam deniz'in yanında yat " demiş ayaklarımı sürüye sürüye oradan uzaklaşmıştım. 

Bir Dilek Tut | LeyyağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin