Gece yine dört kere ayağa dikilen Başak, sabah zor uyanmış, Tarık’ın kendisini alacağını anımsayınca Damla’yı hızlı hazırlayıp Sema’nın başına atmıştı. Duştan çıkıp hazırlanmasını tamamladığında cep telefonu çalmaya başladı. Aşağı indiğinde, Tarık arabaya yaslanmış bekliyordu. Çok güzel bir gömlek vardı üstünde. Lacivert pantolon üstüne giydiği türkuaz gömlek çok yakışmıştı. Başak ise her zamanki keten pantolonlarından birisini giymiş, üstüne gözlerinin yeşilini iyice belirginleştiren yeşil tonlarında penye tişört geçirmişti. Ufacık bir öpücükle selamlaşıp hemen arabaya bindiler.
“Canım, çok güzelsin.”
“Sen de çok yakışıklısın. Hatta fazla yakışıklısın. Bu gömleği giymek yasaklanmıştır.”
“Ooo bu ne böyle? Yasaklar konmaya başladı. Ben sana yasak koyuyor muyum? O vücudunu saran penyelerle çok seksi olduğunun farkında değilsin değil mi? Ya ben de yasaklara başlarsam?”
“Eee ne yapacağım o penyeleri giymezsem çıplak kalırım.”
“Başakkk”
“Haa sen başka şey giy demek istedin… Ben yanlış anladım…”
“Sen yanlış anlamadın. Benim toplantımın içine ettin.”“Çok kabasın. “
“Hayır, sadece seninle sevişmek istiyorum.”
“İşte bak kabasın. Ama en azından açık sözlüsün. Akşama, hatta akşamın geç saatine sakla hevesini hayatım.
Yolu şakalaşıp gülüşerek aldılar. İş yerine geldiğinde, Başak, yine ufak bir öpücük kondurup dudaklarına hızlıca indi arabadan. Tarık, arkasından seslendi.
“Akşamı sabırsızlıkla bekliyorum. Gelip alacağım seni.”
“Görüşürüz.”
Gün içinde birbirleri ile görüşememiş, akşamı sabırsızlıkla beklemişlerdi. İş çıkışı arabaya binen Başak, surat asarak oturunca, Tarık tedirgin oldu.
“Kötü bir şey mi var?”
“Evde konuşalım mı?”
“Tamam.”
Yol boyunca konuşmaması Tarık’ı tedirgin etti. Elini tutmak istediğinde karşı çıkmamıştı Başak. Demek ki kendisi ile ilgili değil diye düşünerek rahatladı biraz. Sonra da bu kadar tedirgin olmasının ardında yatan duyguları araştırdı. Başak da kendisi gibi, gittiği yere kadar gitsin diyordu. Şimdi bu durgunluk neden içini acıtıyordu? İstediği kadar mesafe koyamadığının farkındaydı. Her şey hızlı başlamış ve aynı hızla yaşanmıştı. Kendi isteklerinin bastırılmasını beklerken, acaba Başak mı doymuştu? İstemiyor muydu kendisini? İyi de, neden bu kadar bozuluyordu? Alt tarafı birlikte paylaştıkları seksti. Yine de içi acıyordu. Daha önce tatmadığı bir acıydı bu. Adını koyamıyordu. Koymak da istemiyordu.
Düşünceler içinde eve vardılar. Başak, yine konuşmadan arabadan indi. Tarık, bir an kendisini evde istemediğini düşündü. Sonra, kapının orada kendisini beklediğini fark edip rahatladı. Merdivenleri çıkarken sessizlik sürünce, Tarık dayanamadı.“Damla’yı almayacak mısın?”
“Biraz sonra.”
“Tamam.”
Bu süre kazanımı, aralarındaki konuşmanın önemli olduğunu belirttiğinde, Tarık iyice huzursuz oldu. Başak da söyleyeceklerini toparlamaya uğraşarak eve girdi. Tarık da arkasından girip kapıyı kapattı ve sırtını kapıya yasladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dostlar Apartmanı
RomanceYine eski bir hikaye Üstelik eskiden apartmanlarda olan dostluklara da selam çakıyor. Güzel günleri anımsayanlara, hiç yaşamadığı için bilmeyen gençliğe ve bir gün yine insanların eskisi kadar dost canlısı olacağı günlerin geleceğine inananlara gel...