Başak, kardeşini aradı. Nasılsa çalar saati yedi de ayağa dikmiştir diye düşünmüş ve yanılmamıştı. Damla'nın arkadan sesi geliyordu. Başak, dün geceden beri yaşananları kardeşine aktardı. Burçak, Başak'ın korkusunun aynı olayların başka şekillerde de tekrarlanabilecek olmasından kaynaklandığını anlamıştı. Kardeşi tekrar terk edilmekten korkuyordu. Bu kez fazla bağlanmadan birlikte yaşamak istiyor, sanki böyle olursa gitmek isteyeni zorla tutmayıp büyüklük yapacakmış gibi geliyordu. Belki de terk eden olmak istiyordu. Evlenmekten vazgeçmesi bu hareketleri yapacağı serbestliğe sahip olma tutkusuydu. Yoksa bugün evlilik işlemlerine başlaması gerekirdi.
Tarık da haftanın üç günü gittiği psikoloğuna gitti aynı gün öğleden sonra. En başta olayların aciliyetini anlattığı için yol gösterici olarak görüyordu doktorunu. Dün geceden beri yaşananları o da anlatmış, farklı açıdan başka bir yanıt almıştı. Sıkmamasını zaman içinde yeniden evliliğe hazır hale geleceklerini söyledi doktoru ve ilave etti. Başak'ı birisi ile samimi bir pozisyonda yakalarsan ne yaparsın? Tarık bu kadar açık ve net bir soru beklemiyordu. Gözünün önüne böyle bir sahne geldiği anda rengi attı.
"Bu ne demek doktor Bey? Böyle bir sahne yaşamak istemiyorum."
"Bakın Tarık Bey, ben size çok basit bir soru sordum. O pozisyonun ne olduğuna dair en ufak bir şey söylemedim. Siz en kötüsünü düşündünüz. Ya yanılır ve hatayı tekrarlarsanız. Bu konuda çok yol kat edememişiz."
"Doktor Bey, benim kitabımda samimi pozisyon ne yazık ki yatakta yakalamak. Bunu da üç beş seansta kafamdan atmam mümkün değil. Bunun için çaba harcıyorum. Elbette böyle bir manzarayı da ardından gelecek olumsuzlukları da yaşamak istemem. Şimdiden ne yapacağımı söyleyemem. Sanırım bir süre daha buraya gelmeye devam edeceğim.""Tamam Tarık Bey. Bu günlük bu kadar. Haftaya yeniden görüşeceğiz. Bu arada yaşayacağınız olumlu olumsuz her gelişmeyi konuşalım."
Tarık, doktorun muayenehanesinden çıktığında kafası karışıktı. Ya hata yaparsa yeniden? Ya güvenini sarsarsa? Böyle bir sahne ile karşılaşmamak için dua etmeye başladı.
Başak ile Tarık aynı evi paylaşmaya başlayalı bir ay olmuştu. Her şey güzel gidiyordu. Başak bazı geceler uzak duruyor, Tarık da ısrar etmiyordu. Böyle gecelerde yaşadıkları kötü anların hatırası aralarına giriyor, Tarık'ın eli kolu bağlanıyordu. Başak, yatağın öbür ucuna büzülüyor, kendi kabuğuna çekiliyordu.
Temmuz ayının sonu geliyordu. Başak ile Burçak'ın nüfus cüzdanlarında yazılı doğum günleri, ayın son günüydü. Bir günlükken bulunmuşlar, Polis karakoluna teslim edilmişler, o gece nöbetçi olan komiser yardımcısı köyünde hasat mevsimi olduğu için isimlerini Başak ve Burçak koymuştu. Şimdi bu günün kutlanması gerekiyordu. Doğum günleri için özel bir şey yapmak istemiyorlardı.
Başak arkadaşlarını evine davet etmişti. Burçak ve Levent de davetliydi. Apartman da kalmış olan Ahmet ve Sema ile gayler ve travestiler de doğal davetlilerdi. Tarık, bu kez büyük bir hediye alacaktı. Kendisi ile bir örnek Harley almaya karar verdi. Başak'ın eski modelini de yenilemiş olacaktı böylece. Büyük kavga sonrası ilk akşam karşılaştıklarında söylediği bir cümle bu hediyeye yönlendirmişti Tarık'ı.
Başak, hazırlıkları bitirmiş, eline telefonu almış ve bir arkadaşını aramıştı. Bu büyük bir kumardı.
Tarık, Harley bayisindekilerin motoru getirmesini bekliyordu. Kamyonete yükletmişti. İlk kullanan Başak olmalıydı. Saat altı olduğunda kendi motorunu Dostlar apartmanının kapısına yanaştırdı. Arkasından gelen kamyoneti de uygun bir yere park ettirip, motorun indirilmesine gözcülük etti. Sonra anahtarları ve evrakları alıp en üst kata çıktı. Anahtarı ile kapıyı açtı ve hiç sesini çıkartmadan mutfakta yanan ışığa doğru yürüdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dostlar Apartmanı
RomanceYine eski bir hikaye Üstelik eskiden apartmanlarda olan dostluklara da selam çakıyor. Güzel günleri anımsayanlara, hiç yaşamadığı için bilmeyen gençliğe ve bir gün yine insanların eskisi kadar dost canlısı olacağı günlerin geleceğine inananlara gel...