17. Bölüm (EVLEN BENİMLE..)
(...Sen bana orada kalkan gibi durdun ya Nâre ben ölsem bile seni bırakmam. Ben ölüpte seni bırakmamak için yaşama tutunacağım...)
Baran'ın Anlatımıyla
Sonunda girdiğimiz son eczanede mide bulantı ilacı bulup çıkmıştık. Emir ve Umut sürekli olarak sırıtmaları iyiden iyiye sinirlerimi bozuyordu. Eve doğru ilerlerken onları görmezden gelmeye çalıştım.
Umut yanıma doğru ilerledi. "Aga sonsuza kadar Nâre yanımızda kalacaksa bir evlenmeniz gerekmez mi?" dediğinde vücudum kasıldı. Nâre'nin üzerimde olan etkisi bambaşkaydı çünkü.
Sessizliğimi korudum çünkü Nâre'ye bunun konusunu açtığım ilk anda yaşadığımız anların tadını çıkarmamız gerektiğini söylemişti. Sessizliğimi ve sakinliğimi korumaya devam ederken omuz silktim. "Bence teklif etmelisin Baran yaz ayına giriyoruz hem en güzel dönemler geliyor." dediğinde aklıma bir fikir düştü.
"Sizce ne der?" dedim onlara bakmadan. "Abi niye hayır desin? Biz birbirimiz için neler yaptık? Bize güveni tamdır bence artık." diye çıkıştı Emir. Hep yaptığını yapıyordu. Beni gaza getirip yapmamı kesinleştiriyordu fakat bu sefer o kuyuya düşmeyecektim.
Eve geldiğimizde ikisi kapının önünde durdular. "Baran sen içeri geç biz midye yemeye gidiyoruz." dedi Umut. Nare evde yalnızdı aklım tamamen onda kaldığı için direk başımı salladım. "Tamam hadi gidin ama dikkat edin." dedim ve gittiler. Hızla ikinci deneyişte eve girdim.
Tüm odaların ışıkları kapalıydı. Yavaşça bizim odaya doğru ilerledim ama Nâre bizim odada değildi. Yavaş adımlarla salona doğru ilerledim. Sessiz olmaya çalıştım çünkü yüksek ihtimal uyuyordu.
Salona girip salonun ışığını açtığımda gördüğüm manzara karşısında gözlerim fal taşı gibi açıldı ve ama onların aksine kaşlarım çatıldı. Bu ne demek oluyordu? Ortada Dolunay şeklinde bir balon yere saçılan konfetiler kenarlara asılan farklı renk balonlar kafam iyiden iyiye karışıyordu. Nâre ise koltukta uyuya kalmıştı. Bana sürpriz hazırlarken çok yorulmuş olmalı ki uyuya kalmıştı.
Kıyamadan yanına ilerledim ve kısacık saçlarını okşadım. Sonra yanağına bir buse kondurunca hızla yerinden kalktı. Dağılan saçlarını az çok düzeltti. Gözlerini ovaladı ve bir dakika boyunca aynı yeri izledikten sonra her şeyin farkına yeni varıyormuş gibi bana döndü. "Baran yaa ben sana sürpriz yapacaktım." diye feryat edince gülmeden edemedim. Elimdeki anahtarı ve ilaç kutusunu kenara bıraktım. Kalbim tekliyordu âdeta. Fakat bu neyin sürpriziydi?
"Önemli değilde bu neyin sürprizi?" diye sordum. Bana yaklaştı ve üstünü düzeltti giydiği giysiler ona çok yakışmıştı. Her zaman olduğu gibi. Fakat bu kadar mutluluğunun nedenini bir türlü anlamamıştım. Yavaşça elimi tuttu ve beni koltuktan kaldırdı. Aklıma geçen gece gelince yutkundum ve sırıttım.
"Bebeğim şuan mı? Hastasın ama." dedim sırıtmaya devam ederken. Beni yavaşça masaya yasladı ve bana yaklaşıp elini arkaya götürdü. Kalbim daha hızlı atınca nefeslerim kesik kesik bir hâl almaya başladı. Yavaşça arkamdan bir patik çıkarınca gözlerim kısıldı ve kaşlarım çatıldı.
Sapsarı bir patik gözlerimin önünde duruyordu. Kaşlarım çatıldı. Nâre yavaşça tekrar yaklaştı ve arkasından yeni bir şey çıkardı. Fakat bu çıkardığı şey şaşkınlıkla ağzımı açık bıraktı. "Nâre sen ve ben?" diye kekeledim. Gördüğüm manzara bana hissetmediğim bir şey hissettiriyordu. Ben bu hayatta asla böyle bir şey hissetmemiştim. Parçalar yeni yeni yerine oturuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
ChickLitNâre hiç arkadaşı olmadı. Bir yurtta kalıyor ve yurttaki herkes onu ucube olarak görüyor. Bu çıktığı hayat yolunda yanına aldığı arkadaşlar ne kadar iyi de olsa çok tehlikeliler. Bu hayat yolunu sizde okuyun. Bakalım engelleri yanlış geçmiş mi?