19. Bölüm (Sadece Susmak Zorunda Kaldım.)
"Nâre gibi güçlü olmak, Nâre güçlü müydü? Nâre çok güçlüydü."
Baran'dan..
Son kez baktım cam kenarına. Sonra bıraktım gözyaşlarımı. Dayanamadım çünkü. Havada Dolunay vardı ve parlıyordu. Sonra kalbime bir sızı girdi. Aklıma Nâre ve bebeğimi getirdim. Eğer yanlarında olsaydım bebeğim şuan altı aylık olacaktı. Emir ile yan yanalar mıydı? Peki ya Nâre aylar geçmişti, o beni unutmuş muydu acaba? Peki ya bebeğim o nasıldı? Umut hemen yan tarafımda oturmuş dışarıyı izliyor yıldızlara bakıyordu. Umut'da zaten Emir'i çok özlemişti.
Kaldığımız oda tamamen kilitli ve zifiri karanlıktı. Sadece kırılmaz camdan yapılan ve kitli kalan pencereden sızan bir miktar ışık odayı aydınlatıyordu. Odada bir yatak yoktu. Dolap yoktu bize verilen kıyafetleri giyiyorduk. Bunların hiçbiri umrumda bile değildi. Fakat odada tek bir dolap vardı ve her akşam aynı saatte ağlama sesi geliyordu bir kızın ağlama sesi.. Fakat dolap kilitli olduğu için Umut ve ben ne kadar denesek de açamıyorduk.
Yarın yine abimin mekanına gidecektik ve bir oda daha gözlerimizin önünde patlatılacaktı. Bana yapılan en büyü işkence buydu zaten. Abimin emeklerinin bir bir gözümün önünde patlaması. Psikolojim yerle bir olmuştu zaten. Yapılacak tek şey bizi buradan çıkarmalarını beklemekti. Aslında yolların hepsini denemiştim ama hep yollarımda engeller çıkmıştı. Nâre'yi çok özlemiştim..
Nerdesin be Renkli Kız?
Seni çok özledim..İç sesim bu soruları bas bas bağırıyordu. Artık çok sıkılmıştım. Bu cümleyi iç sesim her akşam söylüyordu. Ben artık Nâre'ye sıkıca sarılmak istiyordum. Onu doyasıya öpmek istiyordum. Bunlar yapmak bana ilk defa bu kadar imkansız geliyordu. "Aga.. biz onlara doz verdik." dedi Umut yine aynısını söyleyecekti..
"Biz Emir'e hiç yalan söylemedik Baran. Biz Emir'e verdiğimiz tüm sözleri tuttuk.. Bu adam mı bu durumumuzu bozacak?" dediğinde aklıma Emir'i getirdim. Küçükken yaşadığı travmaların hepsini ben ve Umut sayesinde atlatmıştı. Umut ona şaka yapıyordu ben ise sadece ona bir şey olmasın diye önünde durup onu her zaman arkama alıyordum.
Biz Emir'e hiç yalan söylemedik. Biz ona verdiğimiz tüm sözleri yerine getirdik. Peki şuan, hâlâ bize güveniyor muydu acaba? "Peki hâlâ bize güveniyor mudur?" dedim titreyen sesimle. "Peki o kız, Nâre hissettiği suçluluk duygusu, Nâre'de bizi özlemiş midir?" dediğinde hiçbir tepki vermedim. Usulca Umut'un yanına gittim. Umut değişmişti.
Artık şakaları yoktu, gülümsemesi yoktu, ismi yoktu.. Umut'da umut yoktu..
Hiçbir şeyi umursamıyor tek isteği erkek kardeşini görmekti. Koyu kumral saçları dağılmış kahve gözleri kan çanağına dönmüştü. "Umut isminden ödün vermeyi keser misin? Biz Nâre ve Emir'in yanına gideceğiz. Onlara söz verdik.." dediğimde Umut gülümsemedi, başını sallamadı, yüzünde tek bir umut tanesi yoktu."Söz verdin ve gideceğiz." diye tekrarladım sanki ke dimi bu cümleye inandırmak için. Kim ne derse desin ben bebeğimi ve Nâre'yi yalnız bırakmayacaktım. Sonra yine aynı ses.. bir kızın ağlama sesi ama bu sefer ilk defa aynı ses tonunda değilde içli içli hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Ne zaman ağlasa dolaba vuruyor. Bir şeyler söylemeye çalışıyorduk ama kız kesintisiz yine ağlıyordu. Fakat bu sefer farklıydı. Bu kız öyle bir ıçli ağlıyordu ki Umut bana baktı ve yine dolaba yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
ChickLitNâre hiç arkadaşı olmadı. Bir yurtta kalıyor ve yurttaki herkes onu ucube olarak görüyor. Bu çıktığı hayat yolunda yanına aldığı arkadaşlar ne kadar iyi de olsa çok tehlikeliler. Bu hayat yolunu sizde okuyun. Bakalım engelleri yanlış geçmiş mi?