38. Bölüm •

18.5K 1.2K 599
                                    

Merhaba.
Öncelikle oy ve yorum sayıları epey düştü. Lütfen, yorumlarınızı ve oylarınızı esirgemeyin.
İkinci olarak; finali uzatacağım, 40. bölümde ya da yakın bir zamanda yapmayacağım bilginize..

Kontrol etmeden atıyorum, hatalarım varsa affola.

Sizi seviyorum, iyi okumalar. 🌸

Bu bölüm
avieneaa ''ya ithafen. ❤️

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. 🙏🏻

Soğuk bir korku sarıyordu ruhumu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Soğuk bir korku sarıyordu ruhumu.

Sevgisizlik yüreğimi pençeliyor, beni içinde bulunduğum girdaba hapsediyordu. Lâkin yalnızca beni tutsak eden sevgisizlik değildi. En büyük sevgisizlik benim yüreğimde, acımasızlık ruhumdaydı. Kırgın kelimeler sarf eden dudaklarım şimdi pişmanlıkla kanıyor; ses tellerimi yakıyordu.

Biliyordum. En başından beri, her şeyin böyle olacağını biliyordum. Nasıl kabul etmiştim Alaz'ın çıkmazlarla dolu olan hayatını? Beni, ondan başka kim şefkatle sarmalamıştı? Her şey başa sarıyordu. Mutluluk bana öyle yabancıydı ki, onu yakaladığım an parmaklarımın arasından yine kayıp gidiyordu. Kendi ellerimle yapıyordum. Sevgisizliği, mutsuzluğu ya da acıyı kendi ellerimle inşa ediyor; sonra da yarattığın binanın enkazında çürüyordum.

Gözlerimi yeni bir günün bilinmezliğine aralarken huzursuzca iç geçirdim. Güneş ışıkları aralık olan pencereden süzülüyor, Haziran'ın kokusunu içeriye taşıyordu. Ilık rüzgar hafifçe odaya vururken üstümdeki pikeyi kaldırdım ve ayaklarımı yataktan aşağı sallandırarak doğruldum. Aşağıdan yükselen müzik sesini işitiyordum ancak neler olduğunu anlamamıştım. Yatağın demirlerine tutunup ayaklandıktan sonra, şortumu çekiştirdim ve topallayarak tuvalete doğru yürüdüm. Ayağımda bariz bir ağrı vardı lâkin dayanılmayacak gibi değildi. Üstelik bebeğin hiçbir zarar görmemiş olması, ağrımı neredeyse unutturuyordu.

Rutin işlerimi hallettikten sonra, tuvaletten çıktım ve adımlarımı odadan dışarıya doğru çevirdim. Aynı zamanda dağınık saçlarımı ellerimle düzeltmiş ve tepeden sıkıca toplamıştım. Aşağı inmeye korkuyordum. Alaz'ı görmeye, onun perişanlığını hissetmekten çok korkuyordum.

Adımlarım merdivenleri bulurken önce Ata'nın gövdesi görüş açıma girdi. Sırtı dönük bir şekilde, girişteki koltuklardan birine çökmüş elindeki sigarayla usulca sallanıyordu. Aynı zamanda, elindeki telefondan çalan müzik sesi etrafa hükmediyor gibiydi.

Hangimiz düşmedik kara sevdaya?
Hangimiz sevmedik çılgınlar gibi?
Hangimiz bir kuytu köşe başında
Bir vefasız için yol gözlemedik

TARUMARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin