9. Bölüm •

26.9K 1.7K 436
                                    

Merhaba.
OY VE YORUMLAR ARTSIN LÜTFEN.🙏🏻
Tüm yorumlarınızı okuyorum. Güzel cümleleriniz için minnetarım.
Kısa bir bölüm oldu.
Umarım beğenirsiniz.
Sizi seviyorum. 💞
İyi okumalar. 🌸

Hayatım uzun bir urgandı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayatım uzun bir urgandı.

Önce, sevdiklerim bir düğüm attı.

Babam, beni hayata getirirken ölen annem, sırtımdan vuran daimi dostlarım; hayatımın ortasına çözülmeyecek düğümler attılar.

Onların ardından ise hiç tanımadığım, yabancı bir adam çocukluğumu buldu. Urganı çekti ve ortadan ikiye ayırdı. Hayatımda, düğüm atacak birini bile bırakmadı. Bense hayatımın başrolü olmaktan çıktım, yardımcı oyuncusu, düşüncesi olarak kaldım. Olan biten her şeyi, öylece uzaktan izledim. Hiç dahil olamadım hayatıma. Hiç bir şeyleri engelleyemedim, hataların, bana yapılan yanlışların önüne geçemedim. Hiç ailem olmadı. Hiç, babamın yahut annemin dizlerinde uyuyamadım. Hiç sevilmedim.

Telefonumun siyah ekranından yansıyan, karanlık görüntümü inceledim uzun uzun.

Saçlarım yine dağınıktı. Gözlerim, uyuşturucunun bıraktığı çürüklerle süslenirken rengi solmuş tenime ve dudaklarıma baktım. Bu kadardım işte. Yaşamın kurduğu salıncağın, paslı zincirlerine tutunmuş rüzgarın beni savurmasını bekliyordum.

Parmaklarım, usulca telefonun ekranında dolaştı yeniden. Babamın rehberimde kayıtlı olan numarasını izliyordum. Başımı geriye yasladım. Tırnaklarımdan, saç diplerimi sızlatan uyuşukluk kanımı kaynatıyordu. Titreyen ellerimi, birbirine bastırdım. Göğüs kafesim, olacakları tahmin eder gibi tedirginlikle kasılırken numaraya tıkladım ve telefonu kulağıma götürdüm. Bir kaç saniye içinde, ahizeden yükselen ses ölüm senfonisinden farksızdı. Lâkin cesaretimi eritmeden, babamın katı sesini işitmek için bekledim.

"Alo."

Kulaklarım, eğreti bir gerginlikle süslendi. Babamın, bir cesetten farksız çıkan soğuk sesi kemiklerimi kırarken; "Baba," diye, fısıldadım cılız bir sesle. Sesim, odanın içinde toz olup havaya karıştı. "Baba, benim Veda. Nasılsın?" Telefondan uzun bir süre ses gelmedi. Boğazıma takılan yumruyla birlikte, gözlerim yaşarıyordu. "Veda," dedi, babam daha önce hiç duymadığım bir ses tonuyla. Dudaklarımda, küçük bir umut tohumu çiçeklendi ancak çok sürmeden soldu. "Hiç utanmıyor musun beni ararken?" Göğüsüme çöken ağırlıkla birlikte, olduğum yere gömülürken avcumu ağzıma kapattım. "Baba, özür dilerim...ben yemin ederim, tedavi oluyorum. İyileşeceğim, her şeyi düzelteceğim." Sesim, ayazda kalmış gibi titriyordu. Lâkin babamı etkilemedi. "Bak," dedi, babam öfkeli bir nefes üfleyip. "Çocukluğunda yaptığın ahlaksızlıktan belliydi buralara geleceğin. Şimdi bir de, uyuşturucu kullanıyormuşsun. Beni, herkese rezil ettin. Allah aşkına, bir daha arama. Bu saatten sonra, benim senin gibi bir kızım yok."

TARUMARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin